zaman da göreceli aslında, kiminde 'uzun zamanın' karşılığı 3 gündür kiminde 6 ay. ne yaptığına ya da ne olduğuna göre sürecin uzun mu olduğu da tartışılabilir tabi. ama benim kastım buraya yazmayalı uzun zaman olmuş. 

son 6 ayda birçok şey değişti hatta 6 ayda 3 kez kurum değiştirdim, gazetede köşe yazmaya başladım, birini sevdim. ciddili birini sevdim. 25'e günler kala belki de kendimi ilk kez bu kadar değerli hissettim. lütfen sitem etmeyin, evet kişi kendi değerini belirler ama hiçbir çaba harcamadan günü yaşarken sırf kendinizsiniz diye sevildiniz mi? günümüzden bahsediyorum 15 sene önce olsa hepimiz makul bir zemine oturtabilirdik evet. ama bu çağda 'olur mu ya?' diye sitemlenirken olacağını düşünmemiştim. 

yıllar geçiyor her sene doğum günümde "allahım lütfen eksilmeden arttığım bir yıl olsun, beni kötü insanlardan koru" diyorum ve eksiliyorum sanırım hala arkadaş seçme konusunda pek de başarılı değilim. olsun öğreniyorum, öğrenmenin yaşı yoktu değil mi?

burası da biraz gizli bir alan bence, buraya döküyorum içimi sanki bir el arabasında biriktirdiğim molozları buraya döküp etrafı toz edip, bir de hapşurup kaçıyorum sanki. ilginçtir ki gelirken ellerimde, sırtımda hatta belimde ağırlık yapan bu yükler etrafı tozutmasına rağmen dönüşte olmadığı için beni memnun ediyor. geldin 25 yaşına her şeyin dört dörtlük olmayacağını biliyorsun.

olsun dört üçlükte gayet yeterlidir. gönüller bir olsun aşılmasa da alışılıyor.