Hayatında en azından 2-3 tane Rus yazar okumuş herkesin fark edebileceği bazı klişeler var. Sonuçta Woody Allen bile Tolstoy okuduktan sonra "Anna Karenina çok güzel kitap" demişti.
Şimdi Dostoyevski, Tolstoy, Gogol, Turgenyev ya da Çehov gibi bazı ünlü Rus yazarların kitaplarındaki ortak özelliklere bakacak olursak, bir kere mutlaka sara krizi geçiren ya da verem olan en az bir karakter bulunur bu kitaplarda. Muhtemelen cebinde son birkaç rublesi kalmıştır ve kirasını ödeyemiyordur.
Dönemin modası palto. Paltosu olmayan karakter yok gibi bir şey. E malum hava buz gibi. Bir de mutlaka sokakta hızlı adımlarla ve elleri ceplerinde yürürler.
Her yol St. Petersburg'a çıkar. St. Petersburg Ruslar için Taksim gibi bir yerdir. İstiklal'deki Burger King'in önü gibi iki kişi buluşacaksa mutlaka meydanları tercih ederler. Etrafta alkolikler ve kumarbazlar cirit atar. Bir de uşaklar, soylu kontlar, yakışıklı yüzbaşılar ve memurlar vardır. Memurlar derecelerine göre saygınlık kazanır.
Kendi içlerinde bir hiyerarşi vardır. Bir de tabii biri birine atar gider yapacağı zaman düelloya davet eder. Ama genelde "Sibirya soğuktur şimdi" diye vazgeçerler :)
Ulaşım at arabalarıyla ya da trenlerle yapılırken votka su gibi gırla akar gider. Karakterlerin isimleri genelde bir paragraf uzunluğundadır: Rodion Romanoviç Raskolnikov gibi.
Şahsen en sevdiğim Rus yazar Dostoyevski ve hep Tolstoy'la kıyaslanır. Benim okuduğum en güzel kıyaslamayıysa Moskova'daki evlerini, daha doğrusu artık müze olmuş evlerini ziyaret eden rahmetli Yaşar Kemal yapmıştır. Usta ziyaretinden sonra şöyle yazmış:
"Moskova'da Tolstoy ve Dostoyevski'nin doğdukları evleri ziyaret ettim. Dostoyevski'nin evi bir ara sokakta kattaydı. Eski, perişan bir evdi bu. Bugün bile ihmal edildiği her halinden belliydi. Yazarın kardeşi ile birlikte yattığı odayı da gördüm. 3-4 metre kare, penceresiz bir odaydı. Tolstoy'un evi ise geniş bir caddeye bakıyordu. Arkada büyük bir bahçesi de vardı ve bir kont evi gibi görünüyordu. İçeri girdiğimde her şey öyle bakımlı ve öyle güzeldi ki neredeyse beni kont uşakları karşılayacak sandım. Demek ki diye düşündüm, insanın kader çizgisi öldükten sonra da değişmiyor. Herhalde Tolstoy sonsuza kadar Soylu Tolstoy olarak kalacak. Dostoyevski ise Sürgün Dostoyevski olarak. Şahsen ben insan olarak, yazar olarak bu son macerasından dolayı Dostoyevski'yi biraz daha sevdim" demiş Yaşar Kemal.
Harbiden de Dostoyevski tuhaf ve başarılı bir yazardı. Çünkü Zweig'ın deyimi ile o, kusurlarının başıboş bir şekilde fışkırmasına izin vermiş, içgüdülerini, suça yönelik olanlarını bile kısıtlamamış, yaşamaya yani yazmaya bırakmıştı. Elbette Tolstoy da çok başarılı bir yazardı. Ama nasıl desem, Tolstoy Beyaz Show iken Dostoyevski Zagadır. Tolstoy Cüneyt Özdemir iken Dostoyevski Uğur Mumcu'dur. Tolstoy Zeynep Bastık iken Dostoyevski Sıla'dır. Siz de bu şekilde evinizde kendi Tolstoy ve Dostoyevski kıyaslaması yapabilirsiniz.
Yorum Bırakın