Barış Manço sadece bir müzisyen değil aynı zamanda halkın içinden çıkmış bir anlatıcı ve 20. Yüzyıl halk ozanıydı. Her yaşa ayak uyduran, çocukla çocuk yetişkinle yetişkin olan, kendi deyimiyle 7’den 70’e herkese hitap eden bir sanatçıydı. Benim Barış Manço’ya olan sevgim ve saygım çevrem tarafından bilinen bir durumdu. Yazı yazmaya başlarken Barış abiye nasıl yer vermeliyim diye düşündüm. Bu durum muhtemelen tek bir yazıyla sabit kalmaz elbet ama bir yerden başlamam lazımdı. Başlangıç olarak şarkısını çok sevdiğim, dinlerken öğrendiğim ve ardından farklı hikayeler duyduğum Ahmet Bey’in Ceketini yazmak istedim. O zaman bu şarkının ardında yatan ve Barış abinin bize anlatmak istediği hikayelere göz atalım.
Önce Ahmet Bey’in Ceketi’nin sözlerine bakalım
Tanrı bütün kullara rızkını dağıtırken
Kimi sırtüstü yatar, kimi boşta gezerken
Kul Ahmet erken kalkar, haydi ya nasip derdi
Kimseler anlamazdı, ya nasip ne demekti
O mahallede herkes gömlek giyerdi
Bizim Kul Ahmet bir gün bir ceket diktirdi, diktirir ya
Mahalleye dert oldu Kul Ahmet'in ceketi
Kul Ahmet erken kalkar, haydi ya nasip derdi
Kimseler anlamazdı, ya nasip ne demekti
Herkes gömlek giyerken, Ahmet ceket giyerdi
Konu komşuya dert oldu Kul Ahmet'in ceketi
Mahalleli kahvede muhabbet peşindeyken
Leylekler lak lak edip, peynir gemisi yüklerken
Kul Ahmet erken yatar, sabaha ya kısmet derdi
Kimseler anlamazdı, ya kısmet ne demekti
Herkes gömlek giye dursun
Bizim Kul Ahmet ceketini bir de astarla kaplatıverdi, kaplatır ya
Mahalleye dert oldu Kul Ahmet'in ceketi
Kul Ahmet erken yatar, sabaha ya kısmet derdi
Kimseler anlamazdı, ya kısmet ne demekti
Herkes gömlek giyerken Ahmet ceket giyerdi
Konu komşuya dert oldu Kul Ahmet'in ceketi
Bir gün bir yoksul öldü, üzüldü mahalleli
Ama bir kefen parası bulamadı mahalleli
Kul Ahmet dedi yalan dünya, çıkardı ceketini
Örttü garibin üstüne, kaldırdı cenazeyi
Sonunda herkes anladı, ya nasip ya kısmeti
Bizim Kul Ahmet birden bire oluverdi Ahmet Bey
Ceket ise Ahmet Bey'in ceketi
İbreti alem oldu Ahmet Bey'in ceketi
Barış Manço bu şarkıyı ilk kez 1987 yılında yayımlanan “Değmesin Yağlı Boya” albümünde seslendirdi. Şarkının söz ve bestesi Barış Manço’ya ait. Ancak şarkıda geçen hikâyenin gerçek bir olaydan mı esinlendiği, yoksa Barış Manço’nun kurgusal bir anlatımı mı olduğu konusunda kesin bir açıklama yok. Barış Manço birçok şarkısında olduğu gibi bu şarkısında da Anadolu halk anlatılarını, mahalle gözlemlerini ve evrensel insan duygularını harmanlayarak bizlere anlatıyor.
Barış Manço’nun şarkı yazım dili genellikle sözlü kültürden, masallardan, atasözlerinden ve halk hikâyelerinden beslenir. Ahmet Bey’in ceketini yıllarca giymesi; zamanla alaya, dedikoduya ve yanlış anlamalara neden olması ise Anadolu'da sıkça karşılaşılan “görünene göre hüküm verme” anlayışına çok güçlü bir eleştiridir.
Şarkının ardında yatan varsayımlardan ilki şöyle :
Şaşkınbakkal'da Bir Adam ve Ceketi
Rivayete göre; Ahmet Koşar yani Barış abinin deyimiyle Kul Ahmet İstanbul’un Şaşkınbakkal semtinde küçük bir bahçe kiralayıp bakkal ve manav olarak işleten bir esnafmış. Bu adam, seneler boyunca hep aynı ceketi giyer, mahallenin içinde ağır ağır yürür, pek kimseyle konuşmazmış. Mahalle halkı onun hakkında türlü türlü hikâyeler uydururmuş: Kimi ceketinin içinde para sakladığını, kimi eşini kaybettiği için hâlâ onun hatırasını taşıdığını söyler, kimisi de onu delilikle suçlarmış.
Gerçek olan tek şey ise şuydu: Ahmet Koşar hep aynı ceketi giyiyor, ama nedenini kimseye anlatmıyormuş.
Barış Mançonun gençlik yıllarını Şaşkınbakkal'da geçirdiği ve Ahmet Koşarı örnek alarak Ahmet Beyin Ceketi şarkısını yazdığı söylenmiştir.
Varsayımlardan ikincisi ise şöyledir :
Nasip, kısmet ve ceket metaforu
Öncelikle nasip ne demek, kısmet ne demek bunlara bakalım. Kısmet ve nasip aynı gibi dursa da aslında aralarında şöyle ince bir ayrıntı vardır. Kısmet yaşanması muhtemel olan belki yaşanacak belki de yaşanmayacak olaydır. Nasip ise kesinlikle yaşanacak olan ancak kimin ne zaman yaşayacağı belli olmayan olay için söylenir.
Kul Ahmet erken yatar, sabaha ya kısmet derdi
Kimseler anlamazdı, ya kısmet ne demekti
Barış abinin sabaha "ya kısmet" sözlerinin arkasında uyuyup bir daha uyanamamak varken
Kul Ahmet erken kalkar, haydi ya nasip derdi
Kimseler anlamazdı, ya nasip ne demekti
"ya nasip "demesinde gün içinde çalışarak kazanacağı rızkı çıkarmak ve ebedi hayata dönme ihtimalinin varlığı yatar.
Şarkının ilk taraflarında Kul Ahmet'in bu davranışlarına anlam bulamayan mahalleli bir gün bir yoksulun vefatıyla şarkının sonunda anladı ya nasip ya kısmeti.
Gelelim ceket metaforuna. Barış manço Kul Ahmet'in ceketiyle bize ne anlatmak istedi
"Kefeni sırtta taşıma geleneği" Türk kültüründe ve özellikle bazı Anadolu köylerinde, ölüm ve ölümle ilgili inançlar çerçevesinde önemli bir yer tutan eski bir gelenektir. Barış Manço da bu şarkıda bunu anlatıyor aslında. Dervişler, dünya hayatına bağlı kalmaksızın, tasavvufî bir yaşam tarzı sürdürürken, ölüme de hazırlıklı olmayı bir erdem olarak kabul ederlerdi. Bu yüzden dervişler için kefenlerini sırtlarında taşıdıkları söylenirdi. Dervişlerin kefenlerini yanlarında taşımaları, ölümle barışık bir yaşam sürmenin, dünyevi bağlardan uzak olmanın ve her an ahiret hayatına hazır olmanın sembolüdür. Bu geleneği 20.yüzyılda Kul Ahmet ile anlatır bizlere Barış abi. Yazın sıcak havalarda bile ceketini çıkarmayan, ya nasip diye uyanıp ya kısmet diyerek uyuyan, derviş hayatı sürüp yaşadığı hayat geç anlamlandırılan Kul Ahmet ile anlıyoruz bu geleneği. Bir gün bir yoksul ölür ve kefen bulunamaz, kefen olarak Ahmet’in ceketi kullanılınca insanlar anlar ceketin hikmetini. Bu durum anlaşılınca da bizim Kul Ahmet’in saygınlığı artar ve lakabı Ahmet bey olarak değişir.
Hangi varsayım doğru bilmiyorum belki de şarkının ardında başka bir hikâye vardır ve o hikaye düşünülerek yazılmıştır. Ama şunu biliyorum ki Barış Mançonun eserlerinde her zaman ders çıkaracağımız, hayatımızda bize ışık tutacak bir sürü öğreti yer almaktadır.
İyi bir öğretici olduğun için teşekkürler Barış abi.
Yorum Bırakın