Strasbourg’un Unutulmuş Trajedisi: 1518 Dans Salgını

Strasbourg’un Unutulmuş Trajedisi: 1518 Dans Salgını
  • 5
    0
    0
    1
  • 1518 senesinin temmuz ayında günümüz Fransa’sında yer alan Strasbourg şehrinin sokaklarında bir kadın, aniden dans etmeye başlar. Ne bir müzik sesi vardır ne de bir eğlence… Ama o, durmaksızın dans eder. Ardından başka bedenler de ona katılır; bir salgın gibi yayılır dans. Kanayan ayaklar, titreyen bedenler, düşüp ölenler… Tarih kitaplarında "dans salgını" olarak geçen bu olay, geride ne sadece ölü bedenleri ne de terli gömlekleri bırakır. 

    Ölüm dansı olarak adlandırılan bu salgın 1518 senesinde Kutsal Roma Germen İmparatorluğunda olan, günümüzde Fransa’da yer alan Strasbourg şehrinde gerçekleşir. O dönemlerde Strasbourg Avrupa’da insanların yaşamlarını sürdürdüğü alelade bir şehirdir. İnsanları işine gider, gündelik yaşam kendi akışında devam eder; derken tarih 14 Temmuz 1518'e gelir. Frau Troffea adında genç bir kadın sokağa çıkarak dans etmeye başlar. Bu öyle bir danstır ki ne bir müzik ne de bir ses vardır ardından gelen. Sokakta yankılanan tek ses Frau Troffea’nın dans ederken çıkardığı ayak sesleridir. Gülerek ve eğlenerek başladığı bu dans gittikçe Troffea’ya ıstırap verir çünkü Troffea artık bedeninin kontrolünü sağlayamaz bir vaziyettedir. Uzuvları onun isteği dışında harekete devam ettikçe, yüzünde var olan gülümseme gittikçe donuklaşır ve yüzündeki mimikler acı verici bir hal almaya başlar. Çılgınca dansına devam eder ve durmaksızın dans eder. En sonunda bayılır ancak ayıldıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi dansına kaldığı yerden devam eder. Ayakları şişer hatta kanar ancak Frau Troffea kendini durduramaz. Eşi ve çocukları kendisini durdurmaya çalışır ve şehirde bu ana tanık olan insanlardan yardım dilenirler ancak hiçkimse Frauyu durduramaz. Bu öyle bir dans ki Troffea bayılmasına rağmen bedeninde kalan son enerji taneleriyle ellerini ve ayaklarını oynatmaya devam eder. İnsanlar Troffea’nın çıldırdığını ya da delirdiğini düşünürler ve bu işe bir anlam veremezler. Ancak işin garipleştiği an dans edenin sadece Frau olmadığı andır. İnsanlar kendilerini durduramayacak bir şekilde bu ıstırap verici dansa katılmaya başlarlar. 

    Gün geçtikçe daha fazla insan katılmaya başlar Troffea’nın ölüm dansına. Yetkililer bu akıl almaz dans girdabının sebebini bulup bir son vermek isterler. Din adamları olayın doğaüstü olduğunu, doktorlar doğal olduğunu, müneccimler ise ikisinin arasında olduğunu söyler. 

    Kilisedeki papazlar Frau Troffea’nın  Aziz Vitus tarafından cezalandırıldığını ve geçmiş günahlarının bedelini çektiğini söyler. Yetkililer bu işi çözmek için Frau’yu alır ve Aziz Vitus kilisesine gönderir çünkü Frau onların gözünde lanetli biridir. Ve bu lanetin ortadan kalkmasını sağlayacak tek yer katedraldir. Katedralde ellerine ve ayaklarına haçlar çizilir, çevresinde bir daire oluşturulup dualar edilir ve lanetin kaldırılması için din adamları Frau’yu kutsar. Bu kısa bir süreliğine işe yarar gibi gözükür ve durulan Frau iyileştiği düşünüldüğü için tekrar evine yollanır. Ancak kutsanma bir şey ifade etmez ve Troffea dansına kaldığı yerden devam eder. Son nefesini verene kadar da bu hareketleri yapmayı sürdürürr. Troffea’nın dansı 6 gün boyunca devam eder ancak sonunda bedeni bu yükü kaldıramayan kadın vefat eder. Kilisenin teorisi hem kutsanmanın işe yaramamasıyla hem de kiliseden bir papazın da dansa katlmasıyla yıkılır. Çünkü onların inancına göre hiçbir papaz lanetlenmez ve tüm papazlar kutsaldır. 

    Kilisenin sunduğu argümanlar yıkılınca yetkililer doktorların kapısını çalar. Bu korkunç dans silsilesinin bir tıbbi alt yapısı var mı diye araştırılır. Doktorlar bunun sebebinin sıcak kan olduğunu öne sürer ve bu  durumdan kurtulmaları için de kanın soğumasının gerektiği söylenir. Doktorlar kanı soğutmak için dans eden insanların daha fazla dans etmesini ister. Yetkililer dans edenlerin daha fazla dans etmelerini sağlamak için şehir meydanlarına sahneler kurar ve profesyonel sanatçılar getirir. Ancak bu durum kanı soğutmadığı gibi dans eden insan sayısını artırır. Bu süreç tam bir ay boyunca bu şekilde devam edince yetkililer kurdukları sahneleri kaldırır dansa katılmayan sanatçıları da geri çağırır. 

    Strasbourg artık eskisi gibi alelade bir şehir olmaktan çıkar. Kalp krizi, beyin kanaması, su yetersizliğine bağlı çeşitli sebeplerden dolayı bu dansa katılan 400'den fazla insan bu süreçte hayatını kaybeder. Bunun üzerine yetkililer bu olayın tekrarlanmaması adına önlemler almaya başlar. Şehrin giriş ve çıkışları kapatılır, dans eden insanlar tutuklanır, dansa teşebbüs edenler ise işkenceye maruz kalırlar. Ne yazık ki Strasbourg hayatının en kötü ve en trajik günlerini yaşar.

    500 sene önce yaşanan bu olayı araştırmaya çalışan teorisyenler yaşanan durumun toplumsal histeri olabileceğini öne sürer. O dönemdeki din baskısı altında olan ve işkence gören insanlar psikolojik bir tepki verip dans etmeye başlar ve bu dansın yayılması da salgına sebep olur. Bir diğer teori ise Strasbourg halkının bir bölgesinin içtikleri suya karışan herhangi bir bitki veya kimyasal bir etken madde yüzünden bu garip hareketlere başladığı ve tıpkı bir zombi gibi bilinçsizce yapılan harekelerin bu ölüm salgınına yol açtığıdır. Hangi koşulda olursa olsun bu salgının getirmiş olduğu olay günümüze kadar hala çözülememiştir. 

    1518 dans salgınını merak ediyorsanız Jean Teulé tarafından yazılan “Dansa Davet” kitabını okumanızı öneririm. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.