Direnişin ve Dayanışmanın Günü: Yaşasın 1 Mayıs!

Direnişin ve Dayanışmanın Günü: Yaşasın 1 Mayıs!
  • 1
    0
    0
    0
  • 1 Mayıs, nasır tutmuş ellerin, gözleri yorgun ama yüreği dimdik işçilerin günüdür. Üzerine şiirler yazılmış, marşlar bestelenmiş, meydanlarda uğruna can verilmiş bir gün. Kimisi için bir bayram, kimisi için bir yas; ama herkes için ortak bir hak mücadelesi. Emekçinin sesi çoğu zaman bastırılmak istenmiş, yok sayılmış, susturulmuş olsa da 1 Mayıs, bu sesi yankılayan gün olmuştur.

    1 Mayıs’ın Kökleri

    1 Mayıs’ın tarihini anlamak, emeğin dünyadaki en uzun soluklu mücadelesini anlamaktır. İşçiler, günde 12-16 saat çalıştıkları insanlık dışı koşullara karşı “8 saatlik iş günü” talebiyle grev başlattı. 8 saat iş, 8 saat uyku, 8 saat canımız ne isterse… 

     İşçiler 1856′da, sekiz saatlik işgünü talepli bir gösteri olarak, mitingler ve kutlamalar eşliğinde bir günlük genel grev yapmaya karar verdiler. Ancak bu barışçıl eylemler 4 Mayıs’ta Haymarket Meydanı’nda patlayan bir bomba sonrası çatışmaya dönüştü. Polis müdahalesiyle birçok kişi hayatını kaybetti, bazı işçi liderleri ise idam edildi. Bu olaylar, işçi sınıfının küresel hafızasında derin bir iz bıraktı ve 1889’da II. Enternasyonal tarafından 1 Mayıs, “Uluslararası İşçi Bayramı” ilan edildi.

    Türkiye’de 1 Mayıs

    1 Mayıs, Türkiye’de resmi olarak ilk kez 1923 yılında kutlandıysa da, 1911’de Selânik’te ve 1912’de İstanbul’da resmi olmayan kutlamalar yapıldı. 1924’te 1 Mayıs’ta kitlesel hâlde kutlamalar yasaklandı; 1925 yılında çıkan Takrir-i Sükûn Kanunu’yla ise 1 Mayıs’ı kutlamak tamamen yasaklandı. Yasaklamalar 1976’ya kadar sürdü. DİSK öncülüğünde ilk kez kitlesel olarak Taksim Meydanı’nda kutlandı.

    1 Mayıs 1977: Taksim’in Kanlı Günü

    Türkiye işçi hareketi için tarihinin en karanlık günlerinden biri, 1 Mayıs 1977’de yaşandı. Taksim Meydanı’nda toplanan yüz binlerce emekçi, barışçıl bir şekilde İşçi Bayramı’nı kutluyordu. Ancak kutlamaların sonuna doğru, çevredeki binalardan açılan ateş sonucu panik başladı. Güvenlik güçlerinin panik hâlindeki kalabalığa sert müdahalesiyle 34 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi yaralandı. Failler hiçbir zaman tam olarak bulunamadı. Bu olay sadece bir katliam değil, kolektif bellekte derin bir travma hâline geldi.

    Bugünün gençleri için 1 Mayıs, çoğu zaman “tatil günü” ya da sosyal medyada birkaç paylaşımın ötesine geçmeyen bir anımsamadan ibaret. Oysa bugünün ardında çok derin bir tarih, çok ağır bir bedel yatıyor. Gençlerin önemli bir kısmı, 1 Mayıs 1977’de tam olarak ne olduğunu bilmiyor; bilseler de bu bilginin hayatlarına etkisi sınırlı kalıyor.

    Ancak hâlâ umudu büyüten gençler de var. Onlar, geçmişin karanlığından bugünün ışığını yakmaya çalışanlar. Taksim’e gidemeseler de, pankart taşımasalar da, yazıyorlar, söylüyorlar, çiziyorlar. Çünkü biliyorlar ki; unutmak, bir halkı sessizliğe mahkûm etmektir.

    1977’de Taksim’de bir halkın sesi kesilmeye çalışıldı. Oysa bu yalnızca bir günün değil, yüzyıllardır süren emeğin, alın terinin ve adalet arayışının hikâyesiydi.

    Bugün o hikâyenin yeni satırlarını yazan çocuklar var ama o çocuklar sadece okul sıralarında büyüyen çocuklar değil; fabrikalarda, sanayilerde, inşaatlarda hatta madenlerde büyüyen çocuklar bu emekçi çocuklar. Çocukluğunu yaşayamayan, bir çocukluk yaşayabilmek için çalışmak zorunda kalan ve erken büyüyen minik kalpler onlar … Onların sessiz çığlığı hâlâ duyulmayı bekliyor.

    Ve o şık ofis camlarının ardında, kravatıyla ezilen beyaz yakalılar... Mobbingin adı konmuyor, mesai saatleri uzuyor, hayaller tükeniyor. Özel şirketlerin şık logolarının ardında, güvencesizlik ve yorgunluk saklanıyor.

    Bugün hâlâ iş cinayetleri haberlerini okuyor, asgari ücretle yaşamaya çalışan milyonların iç sıkıntısına tanık oluyoruz. 1 Mayıs artık yalnızca geçmişin yasını tutmak değil; bugünün sessiz çığlıklarına kulak vermek demektir. 1 Mayıs’ı yok saymak unutmak, sadece bir katliamı değil; adaleti, dayanışmayı, insanlığı ve hatta yaşam haklarımızı unutmaktır.

    Yaşasın 1 Mayıs!


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.