Ötelere gitme sakın!
Ben; senin ellerinden doğmuş bir çiçek,
Yaprakları dökülen gecenin karanlığı.
Yüz üstü bırakma!
Acı diyarlarında var olur sanrıları,
Kaderleri bir yoğrulmuş,
Yalnızlığı tatmış hamurdan,
Biraz kin ve de huyundan...
Gelme sakın arkamdan!
Ben gecenin eliyle boğulan,
Yakamozla nefesi kesilen,
Seni gördü mü dili tutulan
Aşığınım.
Ötelere gitme sakın!
İzle, dur ne oyunlar oynanır,
Bir zarda harcamış gibi tüm hayatını.
Tırnaklarla kazarak, duvarlara yazarak
Haykırdım ben aşkımı.
Hakkında haberleri duyurur mu kuşların?
Ben, ellerinden doğmuş bir canavarım;
Vicdanı kirlenmiş, elleri nasırdan.
Kan kokusu sinermiş; kendini çiğneyene.
Ben kendimi yendim!
Ben, ölümü öldürenlerin göz kamaştıran sunağından hayallerle, bağlayan umutsuz sâdırları.
Ben ki sana talip olmuşum
Ebediyeti arzulayan günahkar ellerimle yakalarım.
Ne senin oyunların benim kurgularımı bozar,
-Rengarenk maskeleri kendine yakıştırdığın-
Ne de senin korkak tavırların
Haddimi aşınca önünde eğildiğim,
Ben gerçeklerden bir adamım!
Korkaklığın bile gerçeğine,
Saygılarımı sunarım.
Ötelere gitme sakın!
Ben; sırrın bilmecesini ellerinde tutan,
Geceleri devlerin önünü aydınlatan
Mavi lambalı büyücünün tanığı.
Ben, sensiz kalışların her yudumunu tatmış,
Duymadıklarıma hasret; acılara doymuşum.
Besle büyüt beni nefretin ve kininle!
Kalp kırıklığı ve yorgunluğum
Erir gider ruhundan üflediğin tek nefesinle.
Ne damarlarımdaki kan adını bırakır haykırmayı
Ne rüyalarımda düşüp durduğum çember daralır
Ne de unuturum bir ânımı, Sensizlikten ayrı kalırım...
M.Y
Yorum Bırakın