"Hiç kimsenin olmadığı bir yerde bir ağaç devrilse, ses çıkar mı?"

Aslında bu sorunun cevabı tamamen olaya nasıl baktığımıza bağlı.

Fiziksel olarak tabii ki ses çıkar. Ağacın kütlesi yere çarptığında o enerjinin bir kısmı titreşimlere dönüşür ve ses dalgaları yayar. Ses dalgası ne işe yarar ki onu duyacak bir kulak yoksa?

Bu tam da bizim günlük hayatta yaşadığımız bir durum değil mi? Bir fikri hararetle savunursunuz. Karşınızdaki sizi dinlemiyorsa o fikir ne kadar gürültü çıkarabilir? Kimsenin olmadığı bir odada  yüzyıllık espriyi bile yapsanız  bir kahkaha yankılanmadıkça o espri sadece bir kelime yığını olarak kalır değil mi ?

Ağaç bir örnek sadece bu metaforla "gerçeklik" kavramını sorguluyoruz. Bir şeyin var olması için birinin onu algılaması şart mı? Evdeki kumandayı ararken "Gözümün önündeydi şimdi '' diye yaşadığınız tuhaf deneyimimi düşünün. Kumanda oradadır varlığı nettir. Ama biz onu algılayamadığımız için bizim için yok hükmündedir.  


Peki, bütün bunlar düşünüldüğünde, o ağaç aslında hiç devrilmemiş olabilir mi? Yoksa biz sadece devrilmiş bir ağacın sesi üzerine devrilmeyen bir ağacın varlığına inanmayı mı seçtik?

Yorumlarda buluşalım.