''Hayat adil değil, hiç değildi ve hiç olmayacak. Tuzağa düşme. Ne olduğunu söyledikleri tuzağa düşüp kendini kurban gibi hissettirmelerine izin verme çünkü sen kurban değilsin.''
- Matthew McConaughey
90'ların başında beyazperde kariyerine başlayan Matthew McConaughey, kariyer basamaklarını yavaş yavaş çıkarak sinematografisinde, hem kendisine Oscar kazandıran hem de Hollywood starlarına "Artık ben de varım." dediği performanslar eklemiştir. ''Alright, Alright, Alright'' repliğiyle özdeşleşen oyuncuyu izlerken, siz de keyif alanlardansanız, gelin Matthew McConaughey’in akıllara kazınmış 5 performansına bir göz atalım.Interstellar (2014)
Listemizde olması en tahmin edilen, Christopher Nolan imzalı bir film Interstellar. Mısır tarlalarında çiftçilik yapan ve teknik bilgisi yüksek olan Cooper (Matthew McConaughey), iki çocuk babasıdır. 10 yaşındaki kızı Murph ise inanılmaz bir zekaya sahiptir. Artık bırakmış olduğu bilim adamı kariyerini özlemiş olan Cooper'a bir gün bir teklif gelir ve olaylar şekillenmeye başlar. Interstellar'ı diğer bilim kurgu filmlerinden ayıran detay ise izleyene, çok güzel işlenmiş duygusal bir baba-kız hikayesi sunması. Matthew McConaughey ise oyunculuğuyla bizleri mest ediyor. Özellikle ağlama sahnesiyle hepimizin gönlünde taht kuran McConaughey'in kız babası olması, bu rolün içine girmesini çok daha kolaylaştırmış diyebiliriz. Ayrıca, Nolan ile film için ilk tanıştıklarında neler yaşadıklarını ikisi ayrı ayrı şöyle açıklamış; "New Oerlans'da olduğum zaman Nolan'ın benimle görüşmek istediğini duydum. Konu hakkında bir fikrim yoktu. Buluştuk ve ofisinde saatlerce konuştuk. Film hakkında tek kelime bile etmedik. 43 yaşında adamlar olarak kim olduğumuzu, iki baba olarak kim olduğumuzu ve çocuklarımızı konuştuk. Film hakkında hiç konuşmadık. Oradan ayrılırken 'Bu da neydi şimdi?' derken buldum kendimi. Kim olduğumu görmek istediğini düşündüm." (Matthew McConaughey) "Film hakkında konuşmamamın tek sebebi, spesifik konular hakkında endişelenmeden önce onunla insan olarak nasıl geçineceğimizi görmenin önemli olmasıydı. Nasıl anlaşacağımızı çözmekle ilgileniyordum. Bu gerçekten bir ekip kurmaya çalışmakla ilgiliydi." (Christopher Nolan)The Lincoln Lawyer (2011)
Bu filmi, Matthew McConaughey'in romantik komedi filmlerinden sıyrılmaya çalışması olarak görmek mümkün. Artık daha ağır rollerde başarılı olabileceğini kanıtlamaya başladığını düşündüğüm filmlerden biri olan The Lincoln Lawyer, tahmin edilebileceği üzere bir avukatlık filmi. Hukuk Fakültesini yarıda bıraktığından mı bilinmez, Matthew McConaughey'in sinematografisinde birden fazla avukatlık filmi var. Avukatlık rolüne çok yakıştığını da söyleyebiliriz. Film, ukala, havalı ve "Lincoln" marka bir arabaya sahip Mic Haller'ın (Matthew McConaughey) etrafında dönüyor. Mic'in hayatı, Baverly Hills'in zenginlerinden birinin cinayetten suçlandığı davayı almasıyla değişiyor. Filmin, Michael Connely'nin ''Güneşin Karanlığında'' adlı kitabından uyarlandığını da ekleyelim. McConaughey'in performansını çok beğenirken karakteri hakkında söylediklerinden, oynadığı karakteri anlamaya çalıştığını hissedebiliyorsunuz. Belki de karakterin içine girdiği için izleyenlere kaliteli bir oyunculuk sunabiliyor."... Mick'in kendisine göre bir ahlak anlayışı var. Dibe vurmuş ve kimsesi olmayanları savunuyor. Bu adam çok iyi niyetli ve yürekli. Toplumun bu kesiminde ona ihtiyaç duyulduğunu hissediyor. Mick, en başından beri kim olduğunu biliyor."
Killer Joe (2012)
Teksaslı bir gencin ödeyemediği borç sonucu tüm ailesini tehlikeye atmasını anlatan Killer Joe filminde, Matthew McConaughey karşımıza katil Joe olarak çıkıyor. Bu filmin listede olmasının tek sebebi, Matthew McConaughey'in oyunculuğu. The Lincoln Lawyer'da bahsettiğim romantik komedinin dışına çıkmaya çalışmak, tam olarak bu filmde gerçekleşiyor. Bebek suratlı algısını izleyicilerin kafasından silmeyi başaran McConaughey'in bu filmdeki oyunculuğu, kendisini geliştirmekte olduğunun çok büyük bir kanıtı ama film hakkında şunu belirtmeliyim ki izlemek çok kolay değil. Sanıldığı gibi suç/gerilim/aksiyon gibi bir film de değil. Çok daha çarpıcı, gerçekçi ve bazen de rahatsız edici (tavukla oral seks sahnesi gibi) bir senaryoyla karşı karşıyasınız. Belki sinemanın gerçekçi kısmını seven kesim için çok başarılı bir örnek olabilir ama benim için en büyük artısı Matthew McConaughey'in başarılı performansı.Dallas Buyers Club (2014)
Film, uyuşturucu bağımlısı ve AIDS hastası olan Ron Woodroof'un hayatından esinleniyor. AIDS'in yeni ortaya çıkmaya başladığı dönemde Woodroof'a (Matthew McConaughey) 30 günlük ömrü kaldığı söylenir. Woodroof, dağıtımı yasaklanmış ama bu hastalıkta etkili olan maddeleri yasa dışı yollardan getirtir. Bir süre sonra kendi gibi bu ilaca ihtiyaç duyanlar için Dallas Buyers Club'ı kurar. Film için söylenecek çok şey var. Matthew McConaughey'in "En İyi Erkek Oyuncu" dalında Oscar kazanmasını sağlayan bu karakteri ve kendisini biraz öveceğim. 2014 yılının Matthew McConaughey için çok şanslı ve kaliteli bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Çok başarılı işlere imza atıp çok güzel karakterler ortaya koymayı başardı ve bunlardan en çarpıcı olanı Woodroof karakteriydi. Böyle zorlu bir karakteri o kadar başarılı canlandırdı ki Akademi'de kayıtsız kalamadı buna. McConaughey, karakteri resmen yaşadı. Bu rol için çok ağır bir diyete girip (puding, bir miktar tavuk ve diyet kola ile beslenmiş) 18 kilo verdi. Film vizyona girmeden önce havaalanında görülünce kanser olduğu dedikoduları bile yayıldı. Hatta çoğu kişi sağlık açısından tepki verdi bu değişimine ama McConaughey, bu değişimi şu şekilde açıkladı: "Kim olsa aynı şeyi yapardı. İnsanların beni görünce dehşete kapılmasını anlıyorum. O adamın Matthew McConaughey olmadığını bir HIV hastası olduğunu anlamaları gerekiyor. Bu kadar iyi bir senaryoda başrolü kabul etmek bedelini ödemeyi gerektirir. Ben de üstüme düşeni yaptım, ödedim. Aksi halde hem izleyiciye saygısızlık yapmış hem de kendimi komik duruma düşürmüş olacaktım." Kendisine eşlik eden ve trans bir kadını canlandıran Jared Leto'nun "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu" dalında Oscar'ı kapmış olduğunu da ekleyelim.Mud (2012)
2012'de, Jeff Nichols yönetmenliğinde çekilen bağımsız filmlerden biri olan Mud, bir kanun kaçağı olan Mud'ın (Matthew McConaughey), saklanmaya çalışırken tanıştığı 14 yaşındaki Ellis'le ve onun en yakın arkadaşı Neckbone'la kurduğu ilişkiyi anlatıyor. Matthew McConaughey bu performansıyla artık her türlü filmde oynayabileceğini tam olarak kanıtlıyor. Gizem/gerilim filmlerinin de aranan yüzü olabileceğinin sinyallerini veriyor. Aşk olgusuna da yer yer değinen film, izleyene çoğu filmden daha farklı bir seyir keyfi sunuyor. Mud için başarılı bir bağımsız film demek doğru olacaktır. Tabii, McConaughey'in oyunculuğunu bir kere daha alkışlamak lazım. BONUS!True Detective (1. Sezon)
Unutulmamalıydı. Sadece filmlerden oluşan bir listenin içine koymaktansa bonus olarak vermeyi tercih ettim. Rustin Cohle... Polisiye dizi tarihinde gelmiş geçmiş en farklı dedektif tiplemesi. Matthew McConaughey'in mükemmel ötesi oyunculuğu ve yanında Woody Harrelson'la dizinin kat kat kalitesinin artması. Rust karakterine sayfalarca yazı yazılabilir. Hatta Matthew McConaughey bu karakter için 450 sayfalık not tutmuş bile deniliyor. Rust tam olarak marjinal bir tip. Marjinal olmak ancak bu kadar net ve doğru anlatılabilirdi. Toplumun değer yargılarını önemsemeyen, pek konuşmayan, insanlarla iletişimi çok az bir karakter. Kızını kaybettiği için ailesi parçalanmış, kendini alkole vurmuş biri. Yani anlayacağınız, Rustin Cohle üç boyutlu karakter teriminin Matthew McConaughey'in bedeninde hayat bulmuş hali. McConaughey, o kadar güzel bir oyunculuk sergiliyor ki. Geç izleyen herkese "Neden daha önce izlemedim?" dedirtecek bir oyunculuk bekliyor."Anı yaşamaya ve günleri saymaya inanıyorum. Geçmişe ya da geleceğe pek dikkat etmiyorum."
-Matthew McConaughey
Matthew McConaughey'le özdeşleşmiş "Alright, alright alright" repliğini, tüm sinematografisinde görme şansı sunan bu video için hazırlayan kişiye çok teşekkür ediyoruz.
Yorum Bırakın