Televizyonda gördüğümüz zaman bizi ekrana kitleyen Türk filmleri her zaman kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası olacak, bunda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Peki bu filmler arasında neler var? Birlikte göz gezdirelim.
Birçok sevilen oyuncunun bir arada bulunduğu az ve özel filmlerden birisi Mavi Boncuk. Zengin kız fakir oğlan hikâyesinin hem güldüren hem ağlatan hikâyesinin anlatıldığı Mavi Boncuk; müzikleri, esprileri ve senaryosu ile vazgeçilmez Türk filmlerinin arasında bulunmakta. Modunuz düşükse bile doping niyetine izlenecek filmlerin başında gelebilir.
Seferoğulları ve Tellioğullarının amansız mücadelesini kim unutabilir ki? İçerisinde birbirinden güzel göndermelerin bulunduğu Tosun Paşa filmi, özellikle Türk filmlerinin elden geçirilerek, HD versiyonları sunulduktan sonra, mısırımızı, çayımızı hazırlayıp, televizyon karşısında aile ile harika vakit geçirmenin en güzel seçimlerinden birisi hâline geldi.
Hüseyin Rahmi Gürpınar eseri Gulyabani'nin beyaz perdede can bulmuş hâlini izleyiciler ile buluşturan Süt Kardeşler filmi; Şener Şen, Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit ve Hale Soygazi ile izleyenlerine muhteşem bir nostalji sunuyor. Çoğumuzun çocukluk korkusu olan Gulyabani, ilk Türk korku filmi olduğuna dair tartışmaları da taşımaktadır.
Eski İstanbul sokaklarında çekilen Çöpçüler Kralı, karamizahın mükemmel işlendiği filmlerden birisi. Kemal Sunal'ın kusursuz yeteneği ve Şener Şen ile olan uyumunun bir başka örneği olan Çöpçüler Kralı filmi, dönemin sosyal kaygılarını yansıttığı gibi, izleyiciye de sıcacık bir kahkaha tufanı sunuyor.
Neşeli Günler-Gülen Gözler-Aile Şerefi. Sürekli karıştırılan, oyuncu kadrosunun neredeyse aynı olduğu, içerik açısından farklı olan filmlerimizde, yıllardır bizi turşu suyu ve sirke tartışmasın parçası yapan Neşeli Günler, ülkecek turşunun ikisi ile de yapılabildiğini öğretti.
Bizi biz yapan en güzel parçalarımızdan birisi 1970'li yılların Türk filmleri. Bu filmleri ailemizle birlikte hep bir ağızdan gülüp aynı kültürün neşesini paylaşmak, her ailenin ihtiyaç duyduğu huzur kaynaklarından birisi oldu artık. Ara sıra özümüzü dönüp kendi mizahımızı da unutmamak gerekiyor.
1. Mavi Boncuk
Birçok sevilen oyuncunun bir arada bulunduğu az ve özel filmlerden birisi Mavi Boncuk. Zengin kız fakir oğlan hikâyesinin hem güldüren hem ağlatan hikâyesinin anlatıldığı Mavi Boncuk; müzikleri, esprileri ve senaryosu ile vazgeçilmez Türk filmlerinin arasında bulunmakta. Modunuz düşükse bile doping niyetine izlenecek filmlerin başında gelebilir.
2. Tosun Paşa
Seferoğulları ve Tellioğullarının amansız mücadelesini kim unutabilir ki? İçerisinde birbirinden güzel göndermelerin bulunduğu Tosun Paşa filmi, özellikle Türk filmlerinin elden geçirilerek, HD versiyonları sunulduktan sonra, mısırımızı, çayımızı hazırlayıp, televizyon karşısında aile ile harika vakit geçirmenin en güzel seçimlerinden birisi hâline geldi.
3. Süt Kardeşler
Hüseyin Rahmi Gürpınar eseri Gulyabani'nin beyaz perdede can bulmuş hâlini izleyiciler ile buluşturan Süt Kardeşler filmi; Şener Şen, Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit ve Hale Soygazi ile izleyenlerine muhteşem bir nostalji sunuyor. Çoğumuzun çocukluk korkusu olan Gulyabani, ilk Türk korku filmi olduğuna dair tartışmaları da taşımaktadır.
4. Çöpçüler Kralı
Eski İstanbul sokaklarında çekilen Çöpçüler Kralı, karamizahın mükemmel işlendiği filmlerden birisi. Kemal Sunal'ın kusursuz yeteneği ve Şener Şen ile olan uyumunun bir başka örneği olan Çöpçüler Kralı filmi, dönemin sosyal kaygılarını yansıttığı gibi, izleyiciye de sıcacık bir kahkaha tufanı sunuyor.
5. Neşeli Günler
Neşeli Günler-Gülen Gözler-Aile Şerefi. Sürekli karıştırılan, oyuncu kadrosunun neredeyse aynı olduğu, içerik açısından farklı olan filmlerimizde, yıllardır bizi turşu suyu ve sirke tartışmasın parçası yapan Neşeli Günler, ülkecek turşunun ikisi ile de yapılabildiğini öğretti.
Bizi biz yapan en güzel parçalarımızdan birisi 1970'li yılların Türk filmleri. Bu filmleri ailemizle birlikte hep bir ağızdan gülüp aynı kültürün neşesini paylaşmak, her ailenin ihtiyaç duyduğu huzur kaynaklarından birisi oldu artık. Ara sıra özümüzü dönüp kendi mizahımızı da unutmamak gerekiyor.
Yorum Bırakın