2010'ların En İyi 30 Filmi - III

2010'ların En İyi 30 Filmi - III
  • 0
    0
    0
    0
  • Sinemaseverler adına oldukça verimli geçen son on yılın, en iyi 30 filmini sizler için listelemeye devam ediyoruz. Keyifli seyirler! NOT: "2010’ların En İyi 30 Filmi" listemizin ilkini buradan ve ikincisini buradan okuyabilirsiniz. Keyifli okumalar!

    1. Her (Imdb: 8/10)

    Yönetmenliğini Spike Jonze'un üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Joaquin Phoenix, Scarlett Johansson, Amy Adams ve Chris Pratt gibi isimler bulunuyor. Her, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla ve teknolojinin gelişmesiyle insanların asosyalleşmeye başlamaları üzerine düşündüren bir film. Bilgisayar programları kullanılarak tüm işlerin halledilebildiği distopik bir evrende geçiyor. Biraz romantizm, biraz dram, biraz da bilim kurgu ögeleriyle harmanlanmış film; yakın gelecekte geçen, insan ile yapay zeka arasındaki ilişkiyi anlatıyor.

    2. Before Midnight (Imdb: 7.9/10)

    Before Midnight, Before üçlemesi olarak bildiğimiz serinin üçüncü ve son filmi. İlk iki filmde olduğu gibi yönetmen yine Richard Linklater ve başroller Ethan Hawke ve Julie Delpy. 1995 yılında Before Sunrise filmi ile başlayan seri, 2004 yılında Before Sunset ile devam etti ve 2013 yılında son film olan Before Midnight ile kapandı. Filmlerin adları bir günün sabah, öğlen ve akşam saatlerine sırasıyla denk gelirken biz de bir ilişkinin giriş, gelişme ve sonucunu izliyoruz. Before serisinin bu kadar sevilmesinin nedeni yapış yapış romantik komediden ve tarafların fazlasıyla aşk acısı çektiği yoğun bir dramdan sıyrılıp, günümüzde rastlayabileceğimiz dram ve romantiklik seviyesinde bir ilişkiye ve diyaloglara odaklanması. Aşk filmi seven herkesin film listesinin en önemli parçası olabilecek bu yapım, son on yılın en iyi filmlerinden diyebiliriz. 

    3. Bir Zamanlar Anadolu'da (Imdb: 7.9/10)

    Bir Zamanlar Anadolu'da, ülkemizde adını sık sık duyduğumuz yönetmen Nuri Bilge Ceylan'a, Cannes'da büyük jüri ödülünü kazandıran bir film. Filmlerinde kırsal kesimdeki hayat üzerine odaklanan Ceylan, bu sefer senaryoyu biraz ilginçleştirmiş. Mekan olarak yine kırsal alanlardan vazgeçememiş ama kategori olarak polisiyeye dalmış. Yılmaz Erdoğan, Ahmet Mümtaz Taylan, Taner Birsel, Muhammed Uzuner gibi profesyonel oyuncuların bulunduğu film, bir doktor ile bir savcının gizemli ve merak dolu hikâyesini anlatıyor.

    4. Call Me by Your Name (Imdb: 7.9/10)

    Call Me by Your Name, 2010'ların sonuna doğru adını sıkça söz ettiren filmlerden biri oldu. 1980'lerde ergenliğinin sonlarında olan genç bir erkeğin, babasının akademik asistanı ile yaşadığı duygusal ilişkisini konu alıyor. Elio ve Oliver'ın arasındaki ilişkiyle birlikte arzunun güzelliğini keşfederken bir yandan da terk edilişin ruhunuzda bıraktığı yara izlerinin kaşıntısını hissediyorsunuz. Luca Guadagnino yönetmenliğini yaptığı ve başrollerini Armie Hammer ile Timothée Chalamet'in paylaştığı film, son zamanlarda revaçta olan queer sinema akımının en beğenilen filmlerinden.

    5. Manchester by the Sea (Imdb: 7.8/10)

    Kenneth Lonergan tarafından yazılıp yönetilen Manchester by the Sea, 2016 yapımı bir dram filmi, başrolde ise Casey Affleck bulunuyor. Kardeşi Joe'nun ölümü ile Joe'nun oğlu Patrick'in koruyucu ebeveyni olan ana karakter Lee'nin hikâyesini izliyoruz. Lee'nin geçmişindeki talihsiz olayların günümüzdeki etkileri ise bu hikâyeyi oldukça zenginleştiriyor. Filmin sonlarına doğru Lee'nin vasilik görevindeki isteksizliği hakkında Patrick ile yüzleşmesine tanık oluyoruz.

    6. Midnight in Paris (Imdb: 7.7/10)

    Midnight in Paris iliklerine kadar bir Woody Allen filmi. Öyle ki yönetmeni hakkında bir fikriniz olmasa bile izler izlemez bu filmin Allen'a ait olduğunu çok rahat anlayabiliyorsunuz. Owen Wilson ve Rachel McAdams'ın oynadığı nişanlı bir çiftin Paris'e gezmeye gelmesi ve damat adayının Paris'in arnavut kaldırımlı dar ve bohem sokaklarında kayboluşunu izliyoruz. Aslında geçmişe dair bir yolculuk yapıp, Paris'te tohumlanmış sanat eserlerini belgesel tadında şöyle bir gözden geçiriyoruz. Allen, Paris'in tasvirinde klişeye girmesine rağmen film genel olarak fantastik komedi türünde izlemesi oldukça keyifli ve hoş bir film.

    7. Roma (Imdb: 7.7/10)

    2019'un en çok konuşulan filmlerinden biri olan Roma'nın yönetmen koltuğunda Children of Men ve Gravity gibi filmlerden tanıdığımız Alfonso Cuarón oturuyor. Yabancı Dilde En İyi Film dahil toplam üç farklı kategoride Oscar ödülünü aldı ve yedi farklı kategoriden de aday oldu. Film, 1970'lerde Meksika'da yaşanan bir iç isyan sırasında dağılmakta olan bir aile dramını konu alıyor. Politik bir film olma özelliğini taşıyarak, toplumsal alandaki sınıf farklılıklarını yargılar biçimde değil de farkındalık yaratarak anlatıyor.

    8. Get Out (Imdb: 7.7/10)

    Jordan Peele'nin ilk uzun metrajlı filmi Get Out, korku türünde bu on yılın en beğenilen filmlerinden. Genellikle komedi yapımlarından tanıdığımız Peele'yi, korku sinemasında görmek oldukça şaşırtıcı. Bu kategoride ortaya koyduğu esere ve hatta 2019'da çıkan ikinci korku filmi Us'a da bakacak olursak Peele, korku sinemasında yerini git gide belirginleştiriyor. Film, küreselleşen ve modernleşen dünyada, liberal ırkçılık üzerine yoğunlaşıyor ve korku ögeleriyle anlatımı daha da sürükleyici kılıyor.

    9. Burning (Imdb: 7.6/10)

    Son zamanlarda yükselişe geçen Kore sinemasının en iyi filmlerinden biri de Burning. Japon yazar Haruki Murakami'nin kısa bir öyküsünden uyarlanan filmin yönetmenliğini Chang-dong Lee yapıyor ve oyuncu kadrosunda  Ah-in Yoo, Steven Yeun, Jong-seo Jun gibi isimler yer alıyor. Sıradan bir genç olan Jongsu, eski arkadaşı Haemi ile karşılaşır. Haemi kedisini bakmasını için Jongsu'ya bırakır ve bir geziye çıkar. Dönüşte ise gezi sırasında tanıştığı Ben isimli bir adamla birlikte döner. Jongsu, Ben'i daha çok tanıdıkça içinde oluşan şüphe daha da büyüyecektir.

    10. We Need to Talk About Kevin (Imdb: 7.5/10)

    Lionel Shriver'ın romanından uyarlama olan filmin senaristliğini ve yönetmenliğini Lynne Ramsay üstleniyor ve ortaya harika bir psikolojik gerilim filmi çıkıyor. Ramsay, We Need to Talk About Kevin ile birlikte Hollywood'daki sorunlu baba-oğul ilişkilerindeki ezberi bozuyor ve erkek çocuklarının anneleriyle de sorunlar yaşayabileceğine değiniyor. Tilda Swinton ve Ezra Miller'ın başrolde olduğu filmde iki oyuncu da şüphesiz ki en iyi performanslarını sergiliyorlar. Kevin'ın üç farklı yaş döneminde, birbirine benzeyen çocuk oyucular tarafından canlandırılması ve olayların karışık kronolojide işlenmesi de filmin en etkileyici noktalarındandı.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.