İran Devrimi'nin Ortasında Bir Gay İkon: Fereydoun Farrokhzad

İran Devrimi'nin Ortasında Bir Gay İkon: Fereydoun Farrokhzad
  • 1
    0
    0
    0
  • Ferruhzad soyadına İranlı şair ve yönetmen Füruğ Ferruhzad’dan aşinayız. Fakat işin aslı bu soyad bünyesinde birden fazla kalbin ve aklın üretimine yer verdi. Füruğ Ferruhzad’ın kardeşleri Pooran ve Fereydoun da sanatla ve politikayla hemhal olmuş insanlar olarak bu dünyadan geçtiler. Bu yazının amacı ise sizlere 1992 yılında politik bir cinayete kurban gitmiş olan Fereydoun’dan biraz bahsetmek… Fereydoun Farrokhzad 1938 doğumlu şarkıcı, aktör, şair, sunucu, radyocu, yazar ve belki de en önemlisi İslami Devrim öncesi İran’da lafını esirgemeyen bir aktivist. Bugünün gerçekliğinden bakacak olursak kendisine star desek yanlış olmaz. 1979 İran İslam Devrimi’nin hemen ardından Almanya’ya sürülen Fereydoun, burada 13 yıl sonra İslam Cumhuriyeti tarafından işlendiğine inanılan cinayetler zincirinin de kurbanı olacaktı. Yedi kardeşin dördüncüsü olarak dünyaya gelen Feridun, üniversite eğitimini için Almanya'ya gitti. Burada siyaset bilimi eğitimi aldı ve doktora tezini Marx üzerine yazdı. Çok genç yaşlarından itibaren şiir yazma ve şarkı söyleme tutkusuna sahipti. Öyle olacak ki 1962 yılında Almanca şiirler yazıp gazetelere göndermeye başladı. Çok geçmeden ilk şiir kitabı Fasleh Deegar'ı (Başka Mevsim) yayımladı ve Almanya çapında övgülere, ödüllere layık görüldü. Münich Şiir Akademisi'nin bir üyesiydi artık. 1966 senesine gelindiğinde ise sunuculuk ve radyoculuğa ilk adımını attı. Radyoda komediyi ve mizahı harmanladığı bir programla Ortadoğu müziklerini Almanya’ya tanıtmaya başladı. Bu girişiminden bir sene sonra anayurdu İran’a geri dönüp televizyon şovlarına ve radyoculuğa devam etti. Bu süre zarfında çok sevdiği kızkardeşi Füruğ’u kaybetmişti. Fakat bu kayıp onun yükselişine mani olmadı. İran’daki ilk televizyon programı Mikhakeh Noghrei (Gümüş Karanfil) milyonlarca İranlı tarafından izleniyordu. Program birçok İranlı sanatçı için şöhrete açılan bir kapıydı aynı zamanda. Politik görüşlerini asla gizlemediği gibi olası bir İslami yönetimin karşısında durduğunu da söylemekten geri durmuyordu. Hayranları tarafından aydın bir yurtsever olarak görülen Fereydoun 1979 senesinde muhalif kimliği yüzünden hapse atıldı. Bu, ülkeyi terk et demenin “kibarca” bir yoluydu. O da çareyi Almanya’ya geri dönmekte buldu. Cinsel yönelimini hiçbir zaman gizlememişti. Fakat koşullar öyle gerektirmiş olacak ki iki kez evlenip boşandı. Bazı kaynaklara göre cinayete kurban gitmesinin en temel sebebi politik görüşlerinden ziyade gay olmasıydı. Bütün bu karmaşa içinde en büyük sırdaşı ve destekçisi yine kardeşi Füruğ’du. Mektuplarında Füruğ ondan önce öleceğini söylüyordu. Nitekim 13 Şubat 1967’de bir trafik kazasında, tam da tahmin ettiği gibi kardeşinden önce öldü. Haşim Hüsrevşahi çevirisiyle Füruğ Ferruhzad’ın kardeşi Fereydoun’a yazdığı son mektup: “Sen sadeliğinle ve temiz ve çocuksu duygularınla yaşıyorsun ve bunlar tam da senin bu duygularınla dalga geçerek geçiniyorlar.” Ne kadar üzüldüğümü ve kalbimin nasıl sıkıştığını bilmiyorsun. Sizler gelinceye kadar belki ben boğulurum. Ne faydası var? Bu işlerin faydası ne?… Şimdiye kadar sen oradan memnunsun diye seviniyordum, çalışıyorsun ve işlerinde bu kadar başarı elde etmişsin. Şimdi sen kalkmış dönüyorsun ve benim bu kadar öğüdümün sende hiç etkisi olmamış demek. Yazık… Sen burada, benim bütün hayatımı parçalayıp mahveden insanların arasında yaşamalısın – bunlar bir hiçler, hiçler – hiçler… Bugün senin fotoğraflarını dergilerinde basanlar ve ona buna yedirenler, yarın her yerde senin aleyhinde konuşmaktan başka işleri olmayacak ve nerede yazarlar yazsınlar seni kötüleyecekler… Senin dayanma gücün ne kadardır bilmiyorum,  ben kendim olmam için – bunların arasında yaşamışım – bunların arasında ölmüşüm ama sen? Ben de senin gibi sokağımızın tozuna toprağına, Emiriye’nin çocuk dilencilerine, güvercinlerine ve köpeklerine ve günebakan çiçeklerine aşığım ama sen bunları kim için anlatacaksın? Sen sadeliğinle ve temiz ve çocuksu duygularınla yaşıyorsun ve bunlar tam da senin bu duygularınla dalga geçerek geçiniyorlar. Ben böyle şeylere alıştım ve bu palyaçoları çok iyi tanıyorum sen de gel onları daha iyi tanı. Senin ve sevgili Anya’nın gelişini bekliyorum. Herhalde ailemizde ilk ölen ben olacağım ve sonra da sıra sende. Ben bunu biliyorum.  Sevgilerimle...  Füruğ  Ölümü 8 Ağustos 1992 yılında Fereydoun’un birlikte yaşadığı iki köpeğin havlamaları komşuları şüphelendirdi. O gün kendi mutfağında sayısız bıçak darbesiyle vahşice katledilmişti. Uzunca bir süredir ölüm tehditleri alıyordu ve bunun sebebi Royal Albert Hall şovunda Hümeyni’nin seks obsesyonunu tiye alması ve 1991 yılında oynadığı I Love Vienna filminin politik göndermeleriydi. Velhasıl, Fereydoun Farrokhzad çok yönlü kimliğiyle halen İran için unutulmaz bir kültürel ikon. Şüphesiz ki tarihsel koşullar elverseydi bugün adı Freddie Mercury ya da David Bowie gibi gay ikonlarla beraber anılıyor olacaktı. Anısı adına yazılmış oyunlarda yaşatılmaya devam ediyor. Yazımıza bestesi Feridun tarafından yapılan Sharghi e Ghamgin (Gamlı/Mutsuz Doğulu) isimli şarkının sözleriyle son veriyoruz. https://open.spotify.com/artist/5LfBYKlfbqnC6UqWRLsP0i?si=hnhMzpsQQSi4HIxd8vp8Gg   "Ey mutsuz Doğulu, güneş parıldadığında Yağmurlu şehirde hoş kokun yayıldı Yolunu kaybetti, saçının karasında kayboldu gece Özgürlüğün güneşi gülümsedi gözlerinde   Ey mutsuz Doğulu, aydınlık bir dağ gibisin Güneşimizin sönmesine izin verme Sabah kadar saf , deniz kadar mağrursun Karanlığın güçlenmesine izin verme Ey mutsuz Doğulu güneş yükseldi yine Güneşin güvercini damdan uçtu yine Ve gözlerin baharın kokusuyla dolu Peygamber çiçeğinin kokusu seni hatırlatıyor Ey hüzünlü Doğulu, ne zordur sensiz ölmek Ne zordur, dudağı ısırmak çaresizlikte Ne zordur, bataklıkta yalnızlık gülünü dikmek Ama zamanımız yok üzülmeye Ey mutsuz Doğulu, kış önümüzde Benimle olursan yağmur çamur da ne! Alkışımızın şarkısı kış boyu yayılacak Kış korkusu yok, çünkü yakında bitecek Ey mutsuz Doğulu, Batı bundan farklı değil Gözlerinin mavisinde yabancılık yuvalanmış Erkeksi ellerin soğuktur kışın, buz gibi Geri dön kucağıma ki eve dönelim geri"   *Çevirilerini bizimle paylaştığı için Davut Çakır’a teşekkür ederiz.  

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.