Romans dendiği zaman edebiyatta çok daha eskilere uzanan bir kültürden bahsediyoruz aslında. Kaynağı Eski Yunan ve Latin Edebiyatına dayanan Roma Edebiyatı, M.Ö 9. yüzyıldan M.Ö. 2. yüzyıla uzanan bir geçmişe sahip. Literatüründe şiiri komedi, drama, tarih ve felsefeden izler taşımasının yanı sıra temelini Yunanlılara, özellikle Atina'ya, borçludur. Romalı yazarlar Yunanca'yı kolay çevirebilmelerinden ötürü Yunanlılara ait edebi metinleri de bu yetenekleri sayesinde çevirdiler. Pek çok Romalı da almış oldukları profesyonel eğitimleri sonucu hem Latince hem Yunanca bilgilerini bu çeviriler üzerinde kullandılar. Böylelikle günümüze kadar uzanan dikkate değer eserlerin çoğu elimize ulaşmış oldu.
Süregelen bu Yunan etkisini dönemin yazar ve sanatçıları da kabul ediyorlardı. Özellikle Roma edebiyatının Altın Edebiyat Çağı olarak bilinen Augustus Dönemi, en parlak yıllarıydı denilebilir. Horace, Cicero, Seneca, Boethius, Catullus ve Virgil dönemin edebiyatında önde gelenlerdendi. Eski Yunan edebiyatında ise didaktik türde Hesiodos, lirik türde Sapho ve Pindaros, fabl türünde Aisopos M.Ö 5. yüzyılda döneme altın çağını yaşatan isimlerdendi. Devamında Tragedya'da Aiskhylos (Agamemnon), Sophohles(Kral Oidipus, Elektra), Euripides(Andromak); komedya'da Aristophanes ve Menandros, hitabette Demosthenes; felsefede Sokrates, Eflatun ve Aristoteles; tarihte Herodotos sanatçı mertebesinde başı çekti.
Batı Avrupa ve Amerika edebiyatının kaynağını oluşturan bu güçlü temel, M.Ö 3. bin yıl ortalarında Akdeniz'i işgal eden neolitik bir kavime dayanıyor. Bakır ve Demir Çağı uygarlıklarını da etkileyen bu kavimler Faliski, Osk, Umbria gibi İtalyalı kavimlerin dillerini de beraberlerinde getirdiler. Bu göç sırasında dikkati çeken ve Anadolu'dan gelip Etruria adını verdikleri bölgeye yerleşen kavim Etrüsklerdi. M.Ö 820'de ticari merkez kurma amaçları doğrultusunda İtalya'ya geldiler. Egemenlikleri M.Ö 500'e kadar sürmesine rağmen Hellenlerin, Samnitlerin, Oskların, Gallialıların ve Latinlerin bölgeye girmesiyle güçleri son buldu.
Latinler olarak bildiğimiz bu kavimin, Tuna yöresinden gelenler olarak o dönemki ismi Latium olarak anılıyordu. İtalya'nın batı kıyısının ortalarına doğru yerlemiş ve burada bir şehir kurmuşlardı. Roma'nın da temellerinin M.Ö. 754'de bu şehirde atıldığı söylenebilir. Zamanla önem ve güç kazanan Roma uzun savaşlardan sonra İtalya'ya egemen oldu ve resmi olarak Roma İmparatorluğu kurulmuş oldu.
Romalıların kendilerine ait eski çağlara dayanan edebi eserleri de günümüze kadar ulaşmış durumda. Tanrıya yapılan çağrılar ve duaların ağırlıklı olduğu bu eserlere ek "balad" denilen uzun şiirleri de vardı. Cicero'nun da bahsettiği ve kaybolmasından dem vurduğu bu şiirler, epos(destan)ların temelini oluşturduğu söylenebilir. Bunun haricinde kehanetler, uğurlu sözler, atasözleri ve dualar benzeri "carmina" denilen manzum türünde kafiyeli dizelerden oluşan eserleri de mevcuttu.
Latin edebiyatı temelde 4 çağa ayrılır;
- İ.Ö. 240-80 / Latin Edebiyatının Başlangıç Çağı
- İ.Ö. 80-40 / Cicero Çağı
- İ.Ö. 40-İ.S. / Augustus Çağı
- İ.S. 17-130 / İmparatorluk Çağı-Gümüş Çağ
- Selected Works/Marcus Tullius Cicero
- The Aeneid/Virgil
- Metamorphoses/Ovid
- Germania/Tacitus
- The Conquest of Goul/Caesar
- Meditations/Marcus Aurelius
- Naturalis Historia/Pliny
- The Praise of Folly/Desiderius Erasmus
- Odes/Horace
- Confessiones/Saint Augustine
Yorum Bırakın