Göz Ardı Edilemeyecek Kadar Kötü Eserlerin Sergisi: Kötü Sanat Müzesi (MOBA)

Göz Ardı Edilemeyecek Kadar Kötü Eserlerin Sergisi: Kötü Sanat Müzesi (MOBA)
  • 0
    0
    0
    0
  • Dikkat! Bu müze, genel güzellik algısı dışındadır! Bu müze, popüler olmayan ressamların yaptığı, insanların “kötü” veya “çirkin” diye hitap ettikleri eserlerden oluşmaktadır. Müze, kendini en kötü resimleri kitlelere ulaştırmaya adamıştır ve 1994’ten beri sanatseverleri “göz ardı edilemeyecek kadar kötü” denilen sanat eserleriyle buluşturmaktadır. Eğer kötü resim görmek isterseniz, Massachusetts’te bulunan bu müzeye davetlisiniz. Şimdiki adıyla Museum Of Bad Art (MOBA) müzesinin fikri, çöpten bulunan bir tabloyla başlamış, yine çöpten bulunan, bit pazarlarından satın alınan kötü eserlerle devam etmiş. Çöpte eseri bulan ve fikri ortaya atan isim Scott Wilson. Wilson antika satıcısıyken, koleksiyon toplayan birine dönüşmüş böylece. Önce Boston’da bir evin bodrumunda sergilenmiş kötü eserler. Zamanla alan sıkıntısı olmuş ve yeni yerler aranmış. Daha sonra Dedham Topluluk Tiyatrosu’nun yerini kullanmaya başlamışlar ve ilk kalıcı galerileri tiyatronun bodrum katında olmuş. Sonrasında Davis Meydanındaki Somerville Tiyatrosu’nun yerini kullanmaya başlamışlar ve şimdi Somerville, 2. galerileri. Şu anda ise, Kötü Sanatlar Müzesi (Bad Art Museum) Amerika’da, Massachusetts’te kötü sanat meraklılarını ziyarete bekliyor. [caption id="attachment_23983" align="aligncenter" width="715"] Lucy in the Field with Flowers[/caption] Çöpten bulunan ilk ve her şeyin başlangıcı olan eser, en çok ilgiyi gören eser. Eserin ismi Çiçekli Alanda Lucy (Lucy in the Field with Flowers). Kötü Sanat Müzesi’nin Mona Lisa’sı da diyebiliriz bu eser için. Ne yazık ki kimin yaptığı bilinmiyor. Eserde sarı gökyüzünün önünde, kırmızı bir sandalyede oturan ellerinde ve çevresinde çiçekler bulunan bir kadın var ancak oturma eyleminin yansıtılamamış olması, MOBA müdürünün eserler hakkında genel olarak söylediği “sanatsal ifade yaratılmaya çalışılmış ancak doğru gitmeyen şeyler olmuş” sözlerini onaylıyor adeta. Lucy’nin torunu, Susan Lawlor, bu tabloyu bir gazetede görüyor ve tablo hakkındaki gizem çözülüyor. Kötü Sanat Müzesi’nde sergilendiğini öğrendiğinde müzenin hayranı oluyor. Resim, Lucy’nin (gerçek ismiyle Anna Lally Keane) annesi tarafından yaptırılmış ve uzun yıllar teyzesinin evinde asılı kalmış. Lawyor, resim için “Yüz onun yüzü ancak diğer her şey yanlış. Tek bir göğsü var gibi duruyor. Kollarına ve bacaklarına ne olduğundan emin değilim ve bu çiçeklerin, sarı gökyüzünün nereden geldiğini bilmiyorum.” diyor. Eserler oradan buradan toplanıyor ama bunun yanında sanatçılar veya kötü eser bulanlar eser bağışlayabiliyor, tek şart eserin gerçekten kötü olması. Müze için gönderilen bazı eserler yeterince kötü olmadığı için kabul edilmiyormuş. Müze, 1993 sonbaharında kurulmuş ama ilk sergisini 1994’te açıp eserleri sunmuş. O zamandan beri, koleksiyon giderek ve daha da kötüleşerek devam etmekte. Koleksiyonda 600 civarı eser mevcut ama tek seferde 60-70 eser sergilenebiliyor. 3 yerde galerisi mevcut. Bunlardan biri “New England Wildlife Center” isimli yaban hayvanı merkezi, diğeri “Brookline Interactive Group” isimli televizyon istasyonu ve Somerville Tiyatrosu. İnsanların müzeyi ilk duyduğundaki tepkisi, bunun bir şaka olduğunu düşünüp gülmek olsa da, Kötü Sanatlar Müzesi bunun hakkında sitesinde şu sözleri bulunduruyor: “Bu kurum, dünyadaki en iyi kötü sanat tesisini kurmak için uzun ve zorlu çalışıyor. Biz görevimizi çok ciddiye alıyoruz. Açıkçası, alaycı imalarınızı duyunca şok oluyoruz ve öfkeleniyoruz.” Diğer bir yandan bu fikri oldukça ilginç bulanlar da mevcut. Müzeye ilginin yavaş yavaş artışı daha fazla kötü ve çirkin eseri beraberinde getirirken popülerliği de getirmiş. Müzeyi ziyaret edenler günden güne artıyor, kötü sanata ilgi duyanlar ya da belki sadece bunun bir şaka olmadığını gözleriyle görmek isteyenler müzeyi görmek için Massachusetts’e gidiyor. Müze aynı zamanda sergilediği kötü eserleri, tişörtlere ve bardaklara basarak ve eserleri kolajlayıp posterleştirerek satışa sunuyor. Eğer siz de, kötü de olsa sanat sanattır diyorsanız, bu müzeye göz atmanızı önerebiliriz. [caption id="attachment_23951" align="aligncenter" width="805"] juggling dog in hula skirt[/caption] [caption id="attachment_23953" align="aligncenter" width="819"] Sunday on the Pot with George[/caption] [caption id="attachment_23958" align="aligncenter" width="774"] Mana Lisa[/caption] Kaynakça1 Kaynakça2

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.