Dışavurumu Bedenselleştirmek: Egon Schiele

Dışavurumu Bedenselleştirmek: Egon Schiele
  • 2
    0
    0
    0
  • Egon Schiele, 1918 yılında İspanyol gribinden öldüğünde 28 yaşında ve zamanının en önemli sanatçılarından biriydi. Sanata olan düşkünlüğü ona Viyana'ya bankerlik eğitimi için gittiğinde Viyana Güzel Sanatlar ve Zanaat okulunun sınavına girmesiyle yeni bir kapı açtı. Bu şekilde 16 yaşında sanat akademisi öğrencisi olmuştu.   [caption id="attachment_54655" align="aligncenter" width="900"] Schiele, Klimt ile birlikte, 1907[/caption]   Viyana Güzel Sanatlar Akademisi'ne girdikten bir sene sonra hep örnek aldığı Gustav Klimt ile tanıştı. Klimt, ona her fırsatta destek oldu, ev partilerine çağırdı ve sponsorlarla tanıştırdı, bu sayede Secession akımına bağlı birçok sanatçıyla da yolları kesişti. 1906 ile 1909 yılları arasında henüz öğrenciyken, akademinin sınırlı ve katı tavrından yola çıkıp, art-noveau'dan geçerek kendi tavrını çabucak oturtmuştu. 1910'da artık taklit edilemez bir sanat biçimine sahipti.   [caption id="attachment_54676" align="aligncenter" width="300"] Ayakta Çıplak Adam, Otoportre, 1910[/caption]   Sanatçının eserleri arasında en çok portrelere ve çıplak figürlere rastlarız. Portrelerinin sert, saldırgan ifadelerinde gördüğümüz dışavurumu çıplak figürlerin bütününde görmekteyiz. Ellerin duruşu, yüzdeki ifade ruhani bunalımın ve acının temsilcisi sanki. 25 Ağustos 1913 tarihli bir mektubunda Schiele, ''Bugünlerde genellikle dağların, suların, ağaçların ve çiçeklerin fiziksel devinimini gözlemliyorum. Nereye baksam insan vücudundaki benzer devinimler, tıpkı bitkilerdekine benzeyen zevk ve acı duyguları aklıma geliyor...'' demiştir. Portrelerinin ve otoportrelerinin çoğunda bu gözlemin ters yüz edildiği, insan figürünün bitki benzeri bir kimliğe büründüğü görülür. Bundan yola çıkarak kolların kurumuş bir ağaç dalı gibi dirseklerden büküldüğünü söyleyebiliriz. Vücut ise bir ağaç gibi kaskatı ve sert görünmekte. Figür beyaz bir kontür çizgisi ile zeminden ayrılmıştır. Bu figürü hem ön plana çıkarmış hem de mekansızlığı ve boşluk algısını vurgulamıştır.   [caption id="attachment_54684" align="aligncenter" width="384"] Sağ Dirseğini Kaldırmış Otoportre, 1914[/caption]   Sanatçı, 1913 yılına kadar dışavurumcu tavrını geliştirdi. Bu tarihten sonra yaptığı eserleri otoportre olarak değerlendirmek güçtür, görseller sanatçının farklı görünüm veya kılıklarda da olsa aynı kişi olduğu düşüncesi ile çelişkilidir. Resimleri yaparken araç olarak kullandığı ayna, bu resimlerde görüntüyü çarpıtmış ve artık öteki ben; yabancılaşmış bir varlık oluşmuştur.   [caption id="attachment_54688" align="aligncenter" width="376"] Oturan Çıplak Erkek, 1910[/caption]   Zeminde tek renge kaçan sanatçı, perspektif kullanmaz. Bu figürün alışılmışın dışında pozları ile boşlukta salınıyormuş hissi uyandırır. Renk kullanımları bedenin doğal tonuyla örtüşmez. Schiele için çıplaklık; kendini dile getirmede en önemli unsurdur. Amaç benliği bütünü ile kavranabilir kılmaktır.   [caption id="attachment_54694" align="aligncenter" width="236"] Masturbasyon Yaparken Otoportre, 1911[/caption]   Sanatçı bu eserinde kendini bütün cinsel varlığı ile izleyicinin önüne koyar. Bu resim aracılığı ile sanatının gerçek yaşamda doyurulamayan kimi dürtülerini düşsel gücüyle yaşadığının söyleyebiliriz. Sanatçının eserlerinin geneline hakim olan cinsellik ve çıplaklık Schiele'nin güzellik algısıyla birlikte bir uyum oluşturmuştur.   [caption id="attachment_54703" align="aligncenter" width="190"] Cezaevinde Otoportre, 1912[/caption]   [caption id="attachment_54702" align="aligncenter" width="190"] Cezaevi Otoportreleri, 1912[/caption]   Schiele 1912'de pornografik çizimler yaymakla suçlanarak hapisle cezalandırıldı. Atölyesine gelen kız ve erkek çocuklarını çıplak resmettiği gerekçesi ile pedofili olduğu düşünülmüş ve bir süre hapis yatmıştır. Bu resimlerde hapiste olduğu süre boyunca içinde bulunduğu duruma tanıklık ediyoruz. Kısa saçları, kemikli suratı, ellerin duruşu ve vücudun cenin pozisyonuna benzer hali, bize kapana kısılmışlık hissini yansıtıyor. Seri üç resimden oluşmakta.   [caption id="attachment_54706" align="aligncenter" width="452"] İkili Otoportre, 1915[/caption]   İncelediğimiz otoportrelerden farklı olarak bu eserde zemin ve figürlerin ten rengi aynı olup hiçbir ayrıştırmaya gidilmemiş. Resimde öteki ben'i görüyoruz.   [caption id="attachment_54709" align="aligncenter" width="311"] Dövüşçü, 1913[/caption]   1913 yılına ait bu eserde figürün duruşu tehditkardır. Uzamış vücut ve kemikli yapıyı kolların duruşu takip etmiş. Bakışların farklı yönde oluşu bir tehlike anına tanıklık ediyormuş hissine kapılmamızı sağlıyor. [caption id="attachment_54716" align="aligncenter" width="418"] Aile, 1918[/caption]   Sanatçının ölmeden önce yaptığı en önemli eserlerden biri. Resim sanatçının son iki yılda benimsediği yaşam anlayışının göstergesidir. Diğer figür ve otoportrelerde gördüğümüz tavrı burada göremeyiz. Bu biraz da resmin konusuyla alakalı olabilir. Bu resimde renklerin karanlık olmasına rağmen bir durağanlık hakim. Resimde gördüğümüz kadın Egon'un eşi Edith. Edith 18 Ekim 1918 yılında İspanyol gribinden karnında Egon'un bebeği ile hayata gözlerini yumdu. Resimdeki bebek sanatçının doğmamış bebeğidir. Kendisi de 31 Ekim 1918 yılında İspanyol Gribinden hayata veda etmiştir. Arkasında bir çok eser bırakmış, 28 yıllık kısa yaşamına bir çok eser sığdırmıştır.   1234   Diğer kaynaklar: Dışavurumculuk, Norbert Wolf, Tachen Schiele, Ashley Bassie-Esther Selsdon- Jeanette Zwingernberger, Yapı Kredi Yayınları      

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.