Sanat ve Kırmızı – I

Sanat ve Kırmızı – I
  • 0
    0
    0
    0
  • İnsanlar eski çağlardan bu yana doğanın renklerine hayranlık duymuştur. Renkleri süslemede, kıyafetlerde, eşyalarda hatta beden süslemelerinde bile kullanmışlardır. Renklere olan tutku, tarih öncesinden günümüze kadar insanlarda hızla büyüyen bir zevk haline gelmiştir. Renkler hayatımızı dolduran birtakım soyut şeylerdir. Bulunduğu her ortamı etkiler ve daha detaylı yorumlamamızda bize yardımcı olur. Yani her renk bir göstergedir aslında bizim için. Bazı simgeler gibi renklerin de kemikleşmiş kendine göre anlamları vardır. Bu renkler içerisinde kırmızı psikolojide, en çok anlam yüklenen renk olmuştur. Ateş grubunu temsil eden bu renge bir çok duygu yüklendi. Bunlardan bazıları; güç, canlılık, öfke, coşku, dinamik duygular, sıcaklık, enerji, şeytan, kötülük, başkaldırı, kırmızı bayrak, devrim vb. Kırmızı rengi, psikolojide olduğu gibi sanatta, dinde, politikada, hatta insanların sıradan hayatlarında da kendini gösteriyor. Bu rengin cazibeli olmasının, kendine çekmesinin en büyük nedenlerinden biri ise içerisinde zıtlığın bulunması. Kırmızı, bazı coğrafyalarda (Çin ve Hindistan) üstünlüğü, gösterişi, canlılığı temsil ederken bazılarında ise ( Mısır ve Asya) şeytanı, kötülüğü, feda edilmeyi, cinayeti temsil ediyor. “Kırmızı rengin temsil ettiği simgesel dünya her zaman kanla ve ateşle bütünleşir. Ve bu nedenle, bir iyi kırmızı söz konusu olur bir de kötü kırmızı çünkü bir iyi kan vardır bir de kötü kan, bir iyi ateş vardır bir de kötü ateş. (…) İyi tarafan bakıldığında kırmızı, Pantekot’un ve Kutsal Ruh’un kırmızısıdır. Hem bir ışık, hem de bir soluktur, güçlü ve sıcaktır. Parlar, ısıtır, güneş gibi aydınlatır. Bunun karşısında şeytanın kırmızısı bulunur, cehennem ateşinin kırmızısı, yakan, yaralayan, yıkan. Yahuda’nın saçlarının, ikiyüzlü tilkinin tüylerinin kızıl kırmızısıdır bu, kurnaz, açgözlü ve kibirli insanın kırmızısıdır.” (Sanat Dünyamız, 2008: 24) Kırmızı, insanlığın ilk keşfettiği renklerden biridir. İspanya’daki Altamira mağarasının duvarlarına çizilen hayvan resimlerine ve av sahnelerine bakıldığında bunların ağırlıklı olarak kırmızı renkte olduğunu görmekteyiz. Duvarlardaki çizimlerde kırmızı çok canlı bir şekilde kendini göstermekte. Uzmanlar tarafından yapılan araştırmalar sonucunda o dönemdeki insanların boya üretmek için dikkatli ve özenle doğal ve yerel olan kaynakları bir araya getirip karışım halinde renkleri ürettikleri, yeni renkler keşfettikleri anlaşıldı. [caption id="attachment_161536" align="alignnone" width="900"] Altamira Mağarası, M.Ö.15000-20000[/caption] “Kırmızı, primitif ilk insanların keşfettikleri renkler arasında yer alır. İspanya’nın kuzeyinde bulunan Alta mira ve Fransa’nın güneyinde yer alan Lascaux mağaralarındaki resimler incelendiğinde, bolca kırmızı renge rastlarız. Primitif insanın doğasal özlü bir boya olan kırmızıyı, bu denli çok kullanmasının nedeni, belki de insan üzerindeki kuvvetli etkisinden kaynaklanıyordu. Ayrıca Tunç çağından kalma mezarlarda ölünün yanında bulunan çeşitli kaplar içerisinde, bolca kırmızı boyanın bulunması bu rengin hayatlarında önemli bir yer tuttuğunu gösterir.” (Çitoğlu, 2008: 40)

    Kırmızı Detaylı Tablolar

    Caravaggio - Aziz Jerom [caption id="attachment_161549" align="alignnone" width="900"] Caravaggio - Aziz Jerome, 1606, (Galleria Borghese Roma.)[/caption] Barok resim sanatının en önemli temsilci olarak görülen  Caravaggio'nun yukardaki tablosuna baktığımızda Aziz Jerome'un karanlık bir arka plandan çıkan ışıltılı, narin bedeni ve üzerine sarılan kırmızı bir kumaş görüyoruz. Tabloda durgun hareketlere bakarak sakinlik ve sadeliği hissediyoruz. Karanlık ve aydınlık birbirinin ardından hareket ediyor. Zıtlığı inanılmaz derece güzel kullanması Caravaggio'nun en önemli yeteneklerinden biri. Burada kırmızı, arka planın koyu olmasından dolayı olduğundan daha dikkat çekici, canlı bir hale geliyor. Artemisia Gentileschi, Judith ve Holofernes [caption id="attachment_161803" align="alignnone" width="432"] Artemisia Gentileschi, Judith ve Holofernes, 1620-21, tuval üstüne yağlı boya, (Uffizi Galerisi, Floransa)[/caption] Artemisia Gentileschi, 17. yüzyılın ilk kadın ressamıdır ve Barok döneminin en ünlü ressamları arasında yer almaktadır. Yukarıdaki tablo diğer tablolara göre daha farklıdır. Bunun nedeni ise ürkütücü boyutta gerçekçiliğe sahip olmasıdır. Tablo üç figürün (Yudit, Abra ve Holofernes) hareketlerinden oluşmakta. Yudit ve Afra bir olup Holofernes'i öldürmeye çalışmaktadır. Yudit yukarda iki eliyle Holofernesin göğsünden tutmaya çalışırken aynı zamanda güçlü bir yumrukla da mücadele etmeye çalışıyor. Köşedeki Yudit ise Holofernes'in kafasını kılıçla büyük bir kuvvet uygulayarak kesiyor. Burada Kadınların gücü ön plandadır. Holofernes'in kafasından fışkırmış yere akan kan ve çıplak vücuduna dolanmış kumaşın kırmızının çok koyu bir tonunda seçilmesi kötü duyguları temsil ediyor. Acı ve ölüm... ''Kırmızı, feda edilmenin, öfkenin, cinayetin, eziyet edilip öldürülmenin rengidir.'' (Kurtlarla Koşan Kadınlar - Clarissa P. Estes)  

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.