Vincent Van Gogh'un Bahçıvanı

Vincent Van Gogh'un Bahçıvanı
  • 7
    0
    0
    6
  • Vincent Van Gogh’un portreleri kadar üzücü çok az şey vardır. Kendisinin ölürken söylediği sözler olan "hüzün sonsuza dek sürecek" (la tristesse durera toujours) aslında bunu kanıtlar nitelikte. 1889 yılında Eylül ayının ortalarına doğru bir deli ressam çılgınlar gibi portre resmetmeye başladı. Bu, bir kulağını kestikten sonra mental hastalığa yakalanan Vincent Van Gogh’dan başkası değildi. Van Gogh, o kadar fazla portre çiziyordu ki kardeşi Theo’ya “İşte şimdi portre yapma isteğim çok yoğun” demiştir. Aslında bu tablonun adına “Bahçıvan (The Gardener)” denmesi oldukça yenidir. Tablo ilk kez 'Bahçıvan' adıyla 1945’te Floransa’da Van Gogh eserlerinin sergilendiği serginin bibliyografisinde ortaya çıktı. Daha önce tablo için “Köylü”, “Bahçe”, “Çiftçi” gibi isimler kullanıldı. O zamanlar tabloyu hiç ama hiç kimse anlayamadı. Doğal olarak tablo tam olarak gerçek konusunu yansıtamamış oldu. [caption id="attachment_193241" align="alignnone" width="1576"] Bahçıvan "The Gardener"[/caption] Eser, Emile Bernard tarafından 1911’de ‘Provençal Peasant’ olarak yeniden üretildi. İki sanatçı arasındaki uzun süreli dostluk göz önüne alındığında, bu hem Van Gogh’un Provence’deki zamanını hem de Van Gogh’un “Daha fazla ışık ve daha fazla güneşin olduğu topraklar” diye tabir ettiği toprağın derin çekiciliğine atıfta bulunarak belgelenmiş doğru bir eser gibi görünüyor. Köylü yaşam tarzı ve tarlalarda çalışmanın ağır yükünü taşıyan insanların neredeyse köle gibi kullanıldıkları insanların hayatlarını Van Gogh’un bu ve benzeri portrelerinde ana tema olarak görebiliriz. Aslında bir bakıma bu tema büyük ve eşsiz sanatçı Jean-François Millet’in eserlerinin birer kopyasıdır. Zira Van Gogh’tan çok önce JF. Millet eserlerinde köy hayatının zorluklarını resmetmiştir. [caption id="attachment_193245" align="alignnone" width="629"] Jean-François Millet'in Tınazlar: Sonbahar eseri[/caption] Tabloya baktığımızda aslında Van Gogh’un klasik izlerinden İncil’e ait bir akım olan evangel ve sembolik çağrışımları gayet net bir şekilde görebiliriz. Gerçek olmayan, samimiyetsiz ve işkence dolu şehir hayatının aksine, güney güneşi altında yaşayan Provençal köylü, meyve bahçeleri, portakal, limon bahçeleri ve zeytin ağaçları arasında yaşayan köylü insanların bir sembolü olan kalbin saflığını Van Gogh’un portre döneminde görebiliriz. Doğa ile uyum içinde yaşayan bu insanlar hakkında Van Gogh “Onunla (doğayla) iç içe geçen bu insanlar, değişmez olan yaşam ve ölümün gerçek bir parçası. Bu insanlar sürekli olarak doğanın yenilenme süreçlerine şahitlik ediyor” demiştir. [caption id="attachment_193242" align="alignnone" width="1524"] Bahçıvan üst detaylar[/caption] Van Gogh’un kullandığı malzemeler bile bu eş zamanlılığı tamamlayıcı renklerin dengeli ve yan yana yerleştirilmesinde canlanıyor. Kırmızı ve yeşil, sarı ve mavi yan yana yerleştirilmiş ancak karışıma dahil edilmemiş. Manzarayı asıl şekillendiren renk sıçramaları olmuştur. Eser, hafifçe melankoli ile kaplanmakla birlikte huzurun Provençal köylüsü üzerindeki izlenimini bize aktarmıştır. Tıpkı bu durumun herhangi bir sorunun üstesinden gelebilecek olması gibi. [caption id="attachment_193243" align="alignnone" width="1526"] Bahçıvan alt detay[/caption] Tablodaki asıl kişinin kimliğine gelecek olursak işçi sınıfı bir aileden gelen ve 28 yaşında olan bahçıvan aslında iltica sonucu bahçelere gelen ve Van Gogh’un arkadaşından başka biri değildir. François Poulet adındaki bu adam düzenli iş olarak vagon şoförlüğü yaptı ve işi dışında günlük hayatında Van Gogh’a eşlik etti. Poulet’in torunu Louis’in söylediğine göre dedesinin bu portresinin aslında “Jean Barral” adındaki bir adamı tasvir etmektedir. Bir Van Gogh sergisini yöneten Bailey bir sanat dergisine şunları yazdı: “Jean Barral, portredeki gençlik iyimserliğinin somut örneğini gösteriyor ancak asıl trajedi ortada yok. 10 Mayıs 1890’da karısından bir çocuğu vardı. Doğumundan 5 gün sonra ölen bir kız çocuğu olmuştu. Bu ölüm, Van Gogh’un ilticadan ayrılmasından bir gün önce gerçekleşmişti. Bu yüzden Van Gogh yaşadığı bu trajedi dolu kayıp hakkında hiçbir şey söylememiş olabilir. Bu kişi aslında onun arkadaşıdır.” Ayrıca Bailey tablo hakkında “İlticayı anlatan boyanmış en iyi Van Gogh eseri bu olmalı. Resmin çarpıcı bir geçmişi var. 1998’de maskeli ve silahlı kişiler tarafından Roma galerisinden çalındı. Birkaç hafta sonra Carabinieri Sanat Ekibi tarafından bulundu ve yakınlardaki bir daireye gizlendi.” Demiştir. Ayrıca tasvir edilen Jean Barral isimli adama ait bir diğer portre ise "Meyve Bahçesi" isimli eseridir. [caption id="attachment_193248" align="alignnone" width="640"] Meyve Bahçesi isimli Van Gogh eseri[/caption] Kaynaklar: 1234

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.