Her şeyden önce, aletlerimizden gördüğüm kadarıyla gemide bir çift otostopçu var. Her neredeyseniz, merhaba. Kesinlikle hoş karşılanmadığınızı açıkça belirtmek istiyorum. Bugün bulunduğum yere gelmek için çok çalıştım ve kokuşmuş bir grup beleşçi onu taksiye çevirsin diye bir vogon inşaat gemisine kaptan olmadım ben. Bir arama ekibi gönderdim ve sizi bulur bulmaz gemiden atacağım. Eğer çok şanslıysanız, size şiirlerimden birkaçını okuyabilirim.

İkinci olarak, Barnard Yıldızı yolculuğumuz için hiperuzaya sıçramak üzereyiz. Vardığımızda bakım için yetmiş iki saat limanda kalacağız ve o süre boyunca hiç kimse gemiden ayrılmayacak. Tekrar ediyorum, bütün gezegen izinleri iptal edilmiştir. Kısa süre önce mutsuz bir gönül ilişkisi yaşadım ve o nedenle başkalarının iyi vakit geçirmesi için hiçbir neden göremiyorum. Mesaj sona ermiştir.

Kadıköy'de vakit geçirirken alakasız bir anda aklıma gelmesiyle başladığım, sokakların dinamik, özgün tarafına müthiş uyum sağlayan bir kitap Otostopçunun Galaksi Rehberi. Bazı kişisel sebeplerden ötürü paniğe kapıldığım bir dönemde, paniğe kapılacak pek bir şey olmadığını öğreten, hayatın gerçekleriyle dalga geçmeyi tekrar hatırlatan bir başyapıt, sürükleyici bir bilim kurgu serisi aynı zamanda. Douglas Adams tarafından ilk kez 1978'de BBC'de bir radyo programı olarak yayınlandı Otostopçunun Galaksi Rehberi. Uzun bir süre ekranda yer alacak formatta olmadığı savunulmasına rağmen 1981 yılında dizi olarak gösterime girdi önce, ardından 2000'li yıllarda popülerliğini günden güne artırarak beyaz perdeye taşındı. Tanışmak için bir türlü fırsat bulamayan okurların bir geç kalmışlık hissetmesine ise hiç gerek yok. Yaz mevsiminde, sokaklar cıvıl cıvılken ya da biraz olsun eğlenebilmek için serinin en azından ilk kitabı olan Otostopçu denenebilir, belki BBC'de yayınlanan dizisine bir şans verilebilir. Douglas Adams'ın hayata baktığı pencereyi ve bir otostopçu olarak bu rehberi biraz daha detaylıca konuşabilmemizi istiyorsanız sert bir içkiye ihtiyacımız olacak. "Anlatmamız ve içmemiz bu noktada hayati bir önem taşıyor." Korkunç gerçeğe biraz alıştırmak istemiştim ama yapamayacağım ve doğrudan söyleyeceğim galiba: Dünya'nın sonuna yaklaşık olarak on iki dakika kaldı! Bu noktadan sonra gerçekliğinizi biraz bükmeyi, zihninizdeki zaman kavramına yeni bir bakış açısı getirmeyi deneyelim. Dünya yok olmak üzere. Az önce dert edindiğin ne varsa artık önemli değil, hayat, evren ve her şeyin cevabı ise birkaç sayfa sonra karşına çıkacak. Cevaba ulaşmadan hemen önce hatırlatmak istiyorum: Unutma, zaman bir yanılsamadır, özellikle gündüz saatleri iki kat öyledir. Kendimizce anlamlar yükleyerek biraz daha önemli hale ancak getirebildiğimiz hayatımız hakkında paniğe asla kapılmamak gerekiyor. Hayatın nedeni, nasılı, ilk noktası, kırılma noktası ya da bitişi aslında çok önemli şeyler değil, gezegenimizdeki en zeki hayvan olan farelerin bu konudaki önemini birazdan öğreneceksin; gerçekten büyük uyanıklık, kimin aklına gelirdi?

Bu sonsuzluk değil aslında. Sonsuzluk dümdüz ve sıkıcı görünür. Geceleyin gökyüzüne bakmak sonsuzluğa bakmaktır – mesafe anlaşılmaz ve bu nedenle de anlamsızdır. 

Başka bir şekilde ifade edecek olursam kendimi; hayat, evren ve her şey hakkında doğru soruyu sorduğumuz konusunda hemfikir miyiz? Belki de cevap bellidir ve bize düşen yalnızca doğru soruyu sormaktır, cevap aramak değil; hiç bu açıdan bakmış mıydınız? Otostopçunun Galaksi Rehberi aşmış bir yaratıcılık örneği... Eğlenceli ve bütün düşünen zeki adamlara dil çıkaran türden bir kitap. *Yazıda kullandığım alıntılar, Kabalcı Yayınları tarafından basılan kitabın birincisine ait; biraz daha eğlenmek istediğim bir dönemde, ikinci kitabı ile görüşmek üzere!