Mucitlerin Ego Savaşları: The Current War (2017)

Mucitlerin Ego Savaşları: The Current War (2017)
  • 2
    0
    0
    0
  • Yönetmen koltuğunda Alfonso Gomez-Rejon'un oturduğu film The Current War (Elektrik Savaşları), sanayileşmenin artmasıyla üç mucidin elektrik üzerinden kapışmalarını anlatıyor. 2017 yapımı olmasına rağmen çeşitli nedenlerden ötürü gösterimi ertelenen film, ülkemizde 2019'un Eylül ayında gösterime girdi. Sadece sinemaseverlerin değil, elektriğin icadı ve döneme ait çeşitli komplo teorileri ile ilgilenen kişilerin de merakla beklediği filmin oyuncu kadrosu oldukça zengin. Benedict Cumberbatch (Thomas Edison), Nicholas Hoult (Nikola Tesla), Michael Shannon (George Westinghouse) ve Tom Holland (Edison'un asistanı) sayesinde İngiliz aksanına doyuyoruz filmde. Filmin adını duyunca ilk olarak herkesin aklına Edison-Tesla rekabeti geliyor. Popüler kültürde Tesla ve Edison arasındaki çekişme her zaman çok konuşulmuştur. Ne zaman konusu açılsa Edison'un Tesla'nın çalışmalarını çaldığı, onun hakkını yediğine dair tartışmalar günümüzde bile hala devam ediyor. Filmin adı Elektrik Savaşları olunca da filmin bu tartışmalara biraz olsun netlik kazandıracağı yönünde bir algı oluşuyor. Fakat film, Edison-Westinghouse rekabeti üzerine odaklanıyor. Tesla'ya ayıp olmasın onu da filme koyalım dermişcesine Tesla için bir kaç sahne, toplamda ise on dakikalık bir diyalog yazmışlar adeta. Edison'un asistanı bile Tesla'dan daha fazla görünüyor filmde. Filme Edison'un ampulü yakmasıyla başladık. Yani elektrik çoktan icat edilmiş ve aydınlatma amacı ile kullanılmaya başlanmış. Bu noktaya kadar elektriğin ya da ampulün bulunması ile ilgili hiçbir bilgi üzerinde durulmuyor. Konu elektrik olunca tabii ki filmde çok fazla teknik terim var ve bunlar izleyiciye anlayabileceği şekilde verilmemiş. Seyircinin bu terimleri sindirmesi beklenmeden, yaşanılan olaylar neden sonuç ilişkisi dışında hemencecik başka olaylara bağlanıyor. Bu anlamda olay örgüsünün iyi kurulmadığını söyleyebiliriz. Filmin konusu içerik olarak tarihe ışık tutacak nitelikte ama ne yazık ki o ışığı kısa süreli tuttukları için her şey çok hızlı ilerliyor ve filmi takip etmek zorlaşıyor. Konunun derinliğine oranla sürenin oldukça kısa kaldığı filmde, bir de el kamerası tekniği ile çekilen bazı sahneler eklenince film daha da hızlanmış sanki. Bu sebeple de birçok detay atlanmış. Fizik ve mühendislik alanlarında çalışmış ve ilgi alanı elektrik olan Tesla'yı, Edison'u zaten araştırmış kişiler için bu atlanan kısımlar çok da önemli değil belki de. Ama konu hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan, gerçek bir öyküye dayandığı için neler olduğuna dair olayları öğrenmek amaçlı izleyen kişiler için ise birçok şey havada kalıyor. Anlaşılamayan birtakım terimlerin arasında film bize tarihten gerçekleri vermeye devam ediyor. Edison'un çocuklarıyla mors alfabesi ile anlaşması, telgrafın doğuşunu niteliyor. Mükemmel bir mucit olan Edison'un aynı zamanda şan, şöhret ve paraya ne kadar düşkün olduğunu izliyoruz. Prensipleri gereğince insan öldüren silah yapmaya karşıyken, Westinghouse'u lekelemek için onun kullandığı alternatif elektrik akımını kullanarak idam sandalyesini tasarlıyor. İşler iyi gitmeyince Edison Electric Company'den General Elektric Company'ye geçiş sırasında yaşanan isim krizi Edison'un egosunu gözler önüne seriyor. Edison, insanlığa bıraktığı mirasıyla değil adıyla hatırlanmak istiyor. Bunların yanına ses ve görüntü kayıt cihazları üzerine olan çalışmalarıyla da Edison'un sinemanın doğuşundaki rolü vurgulanıyor. Filmi konu olarak şöyle özetleyebiliriz. 1880'lerde geçen filmde var olan elektriği Edison doğru akım kullanarak şehirlere dağıtıyor, Westinghouse ise bu dağıtımı gerçekleştirmek için alternatif akımı kullanmayı tercih ediyor. Edison'un elektriği daha güvenli ama maliyeti yüksek ve fazla uzağa iletilemiyor. Westinghouse'ın elektriği insan öldürecek kadar tehlikeli ama maliyeti düşük ve uzak bölgelere iletilebiliyor. Film boyunca iki elektrik şirketinin, dolayısıyla da Edison ve Westinghouse'un çekişmesini izliyoruz. Tesla ise bir süre Edison'un yanında çalışıyor, ardından kendi şirketini kuruyor ama teoride dünyayı değiştirecek kapasitedeki değerli fikirlerini pratiğe dökemediği için başarılı olamıyor. Daha sonra ise alternatif akım üzerine olan çalışmalarını Westinghouse'a satıyor. Filmde olanları kronolojik bir sıraya koymak ve anlamak için, filmi izledikten sonra Edison, Tesla ve Westinghouse üzerine küçük bir araştırma yapmanız gerekiyor. Film daha uzun olsaydı belki birçok yer daha net anlaşılabilirdi ve seyircinin filmden daha çok keyif alması sağlanabilirdi. Fakat karışık olay örgüsü ve kafa karıştıran teknik terimler fazla olunca, iyi oyuncular ve oyunculukların bile filmi kurtaramamış olması da bir miktar üzücü.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.