Çizgi roman dünyası oldukça fazla esere sahip. 18. yüzyılda Japonya’da yavaş yavaş ortaya çıkan, 1930’lu yıllarda Amerika ve Birleşik Krallık’ta büyük ün kazanan çizgi romanların uzun süredir varlığı, onları popüler kültürün en önemli etkileyicilerinden biri haline getirmekte. Genellikle çizgi roman dendiğinde akla ilk süper kahramanlar gelse de bazı çizgi roman hikayeleri de toplumdaki bazı sorunlara ışık tutmakta.
Juanjo Guarnido ve Juan Diaz Canales’in birlikte hazırladıkları Blacksad de bu tarz çizgi romanlardan biri. Çarpıcı anlatım tarzı ile bir dedektif hikayesi olan Blacksad’in en çok ilgi çekici noktalarından biri de karakterlerin insanlaştırılmış hayvan olmaları. II. Dünya Savaşı sonrası dönemde geçen bu hikayelerin ana kahramanı ise John Blacksad adındaki kedigil bir dedektif. Sivri kulaklı dedektifin en belirgin özelliği ise kendisine gelen her gizemli olayı çözme yolundaki bitmek tükenmez azmi. Bir de meslek hastalığı denilebilecek kadar düzensiz bir hayata sahip olması.
Çizgi romanın yaratıcıları Canales ve Guarnido’nun akıllarında, çizgi romanın tohumlarını atarken Sherlock Holmes vardı. İkili, Amerika’nın karşılaştığı belirgin sosyal sorunları Blacksad’in panellerinde insanlara aktarmayı düşünmekteydi. Bu sorunların bir noktada toplandığı sözcük ise elbette kapitalizmdi. Blacksad’in o zamanlardaki diğer çizgi romanlardan bir başka farkı ise diğer Amerikan çizgi romanları gibi Amerikan İstisnacılığı’nı vurgulamamasıydı. Blacksad oluşturulan bu kapitalist düzen dahilinde ortaya çıkan sosyal hayatı bir hayli eleştirmekteydi. Bununla da kalmayıp cehaletin arkasına gizlenmiş Amerikan sosyal hayatındaki bazı engelleri de ortaya çıkarmaktaydı.
Dönemin çizgi romanlarından konu olarak farklı olan Blacksad, tarz olarak da diğerlerinden ayrılıyordu. Sulu boya tarzını ve koyu renk tonlarını içerisinde barındıran çizgi roman, bu özelliğiyle Film Noir’i panellerde yansıtmaktaydı. Genellikle Hollywood suç filmlerinde sıkça rastlanan Film Noir, çürümüş ve itici olan bir dünya etrafında hikayenin ana karakterinin maceralarını anlatmaktaydı. Film Noir ile ilgili bir diğer ilginç özellik ise aslen Amerika vatandaşı olmayanlar tarafından yaratılan Amerikan kültürünü eleştiren bir tür olması. Canales ve Guarnido’nun hikayeyi bu tür etrafında şekillendirmelerinin sebebi ise Amerikan İstisnacılığı’nın çok fazla popüler olması ve o dönemdeki eserlerin çoğunda bunun yoğunlukla hissedilmesiydi. Yaratıcı ikili Amerika’nın gizlenmiş toplum sorunlarını ön plana çıkarmayı hedefledi. Hiyerarşinin, lobiciliğin, rüşvetin ve bunlara bağlı olarak suçun arttığı bir ortamda geçen hikayelerde ana karakter John Blacksad, kendisini oldukça kötü bir noktaya ulaşan bir toplumda bulmuştu. Üstelik bu toplumun etkileri ona da yansımaktaydı. İşi pek kolay değildi.
Blacksad’in yaratıcıları adına bir diğer ilginç gerçek de Canales ve Guarnido’nun İspanyol vatandaşı olmaları. Amerika’nın durumunu ülke dışından gözlemleyerek anlatan bu ikili, Amerika toplumunun varlıklı kimseler tarafından nasıl ağır ve olumsuz bir şekilde etkilendiğini gözler önüne sermekte. Bu etkiler sebebiyle kapitalist hiyerarşinin oluşumuna dikkat çeken ikili, bu hiyerarşi sonucu toplumun dışlanmış ve bir şekilde yaşamına devam etmekte olan tarafını da gözler önüne seriyor. Bu durum, popüler kültürdeki Amerika ideallerini yükseltme trendine zıt bir noktada yer alıyor.
Hikayelerin insanlaştırılmış hayvan karakterler üzerinde şekillenmesi de bir önem taşıyor. Yapılan eleştiriler neticesinde çizgi roman, II. Dünya Savaşı sonrasındaki Amerikan kültürünün psikolojik profili olarak sayılmakta. Özellikle kapitalizmin yükselişiyle ortaya çıkan Sosyal Darwinizm, çizgi roman panellerinde yoğun olarak hissedilmekte. Charles Darwin’in doğal seçilim teorisinden kaynaklanan bu psikolojik terim, genelde endüstriyel Amerika’nın ekonomik durumuna uygulanmaktaydı. Amerikan toplumunun sıkı çalışma prensibini en tepe noktaya ulaşmak için bir şart olarak benimsemeleri bunun en büyük sebebi olarak görülüyordu. Sosyal Darwinizm de sıkı çalışan insanların hayatta kalmak ve yayılmak için en uyumlu kişiler olduğunu savunuyordu. Bu ideoloji de keskin ekonomik sınıfları ve bu sınıflara karşı gittikçe artan düşmanlık düzeylerini yarattı.
Canales ve Guarnido da Amerikan toplumunu insanlaştırılmış hayvan karakterlerden oluşturarak sosyal hiyerarşinin doğasını vurgulamayı amaçladı. İkilinin yarattığı toplumda geyik ve gelincik gibi daha narin hayvanlar toplumun en alt tabakalarını oluşturmaktaydı. Zengin kesim ise daha çok beyaz kürklü ve yırtıcılar olarak resmediliyordu. Bunlarla birlikte hükümeti ve hükümetin kararlarını kendi çıkarları için kontrol eden bazı lobici şirketler de ikilinin bu toplumunda kendine geniş yer bulmuştu. Canales ve Guarnido’nun göstermek istediği ise kapitalizmin toplumun yararına olarak nitelendirilip aslında zararına olduğuydu. Kapitalist toplum, aslında medeni insanlar gibi davranmaya çalışan bir grup hayvanların oluşturduğu bir toplumdu.
Blacksad’in her cildinde anlatılan farklı hikayeler, kapitalist düzenin getirdiği sorunları ele almaktaydı. İlk cilt, bir cinayeti konu alan bir hikayeden oluşuyordu. İşin sonunda fail, zengin kesimden biriydi. Olayın daha fazla araştırılması sonucu failin, çeşitli yolsuzluk ve rüşvet olaylarının da baş kahramanı olduğu ortaya çıktı. Üstelik rüşvet alan kurumlar arasında polis de vardı. Bu durum da Blacksad’in işini bir hayli zorlaştırıyordu. Ne de olsa o bir dedektifti. Adaleti sağlamak artık sadece onun ellerine bağlıydı. Zengin kesim, ellerinin uzandığı her noktaya müdahale edebiliyor ve istediği gibi yönetebiliyordu. Ellerinin uzanamadığı yerlere ise mutlaka uzanacak birileri bulunuyordu. Çarklar servet ve parayla dönüyordu. Üstelik servet ile gelen bu güç, suç oranını da artırmaktaydı. Adaletin organlarına da bir şekilde sızmayı başaran servet sahibi kimseler, her şeyde olduğu gibi adaleti de kendileri yönetiyordu. Yönetenler kendileri olunca adaletsizlik de çekici gelmekteydi.
Her ne kadar çoğunlukla hayali ve gerçek üstü görülen çizgi romanların da toplumsal sorunları anlatabileceğinin en büyük kanıtı olan Blacksad, 21. yüzyılın en önemli çizgi romanları arasında bulunmakta. Sadece kimi zaman polis kimi zaman da bir suçlu olarak resmedilen sevimli hayvanları içerdiği için değil aynı zamanda bir hiciv niteliği taşıdığı için... Kullanılan sembolizmin ve anlatımın da verilmek istenen mesajla bir hayli paralel olması, Blacksad’i mutlaka okunması gereken eserler arasına sokuyor.
Kaynak: Haseen, Benazir, Blacksad ve Amerikan Toplumu Eleştirisi, 2014
Yorum Bırakın