Ezoterizmi somut kavramlarla açıklamak mümkün değil, çünkü kavramın kökeni okültizm, metafizik gibi ruhani ilimlere dayanıyor.
Ezoterizm, bir konu ile ilgili bilginin ve kullanımının ehli kişi tarafından bir diğerine aktarılmasıdır. Kesinlikle bir inanç ya da din olarak adlandırılamaz. Yalnızca metafizik konuları işlediği için ruh bilimleri içerisinde bir öğreti olarak kullanılabilir.
Ezoterizm, son yıllarda astroloji bilimi ile artan ilgi alanlarından biri haline geldi. Birçok astrolog okültizm, astroloji ve ezoterizmin gündeme gelmesini, Dünya'nın 2025’te Balık Çağı’ndan Kova Çağı’na geçişini tamamlayacak olmasına bağlıyor.
Astrolog Öner Döşer, 2012 yılında resmi sayfasında paylaştığı yazıda, "Mayaların yaklaşık 26.000 yıl süren Büyük Sayım takvimlerinin 21 Aralık 2012’de sona erdiği, bu döngünün sonunda ortaya çıkacak “kutsal misyonu olan uyanmış insan” tipinden bahsedilmektedir. Peru’lu Şamanlar da bu dönemde ortaya çıkacak insan türüne “Işıltılı İnsan” demektedir. Afrika topraklarında yaşamış olan Dogonların yaklaşık 26.000 yıllık takvimlerinin 1999 yılında sonlandığı belirtilmektedir. Bu takvime göre 1975-1999 arası son tekrardı ve bunun sonunda insanlığın ruhen tanrısal insana geçişi vardı. Hopilere göre, Dördüncü Dünya yakında sona erecek ve “Aydınlanma Dünyası” dedikleri ve Kova Çağı’nın başlangıcına isabet eden Beşinci Dünya’ya gireceğiz" sözleriyle Kova Çağı'na geçişi bir nebze olsun bizlere özetledi.
1995 yılında Uranüs Kova transiti ile birlikte insanlık uyanışa geçti, denebilir. Bu durumun önemli getirileri de, burcun simgelediği özgürlük, gelişim, ilerleme, özgünlük, teknoloji, araştırma ve öğrenme gibi alanlarda oldu. Böylece insanlığın ilgisi astroloji ilmine ve metafizik konulara yöneldi. Elbette, ezoterizmin hayatımıza girişi 1995 yılından daha öncesine dayanıyor.
Kavram ilk olarak, M.S. 2'inci yüzyılda Samasota von Lukian’ın yazdığı hicivsel eserde görüldü. Lukian, bu eserde Aristoteles felsefesini ezoterik ve egzoterik olarak ele aldı. Ardından birçok yazar ve filozof eserlerinde kavrama yer vermeye devam etti.
Egzoterik kavramı ise ezoterizmin karşıt anlamı olarak bilinir. "Ezoterik bilgi türü içe dönük bilgi türüdür ve özel / seçkin olana hitap eder. Bu felsefi bilgidir. Egzoterik bilgi ise dışa dönük bilgidir ve genel kitleye / topluma din yoluyla aktarılır. Kişi kendini gerçekleştirme sürecindeki yetkinliğini içe bakış yoluyla sağlar. Bu da ezoterik bilgiyle mümkündür. Bundan dolayı tüm inisiyetik öğretilerin temelinde ezoterik bir farkındalık bulunur."
Ezoterizme, 1852’de yayımlanan Fransızca bir sözlükte içrek bilgi anlamında yer verildi. Ancak kavram bir süre sonra yazarlar tarafından birbirine zıt açıklamalar kullanılması nedeniyle tartışmalara yol açtı.
Bu tartışmaların kaynağı iki zıt görüş oldu. Bunlardan biri dini açıklamalarıyla ezoterizmdi. Tartışmacılar kavramın, dinin herkes tarafından bilinen yanına değil, daha derin, içrek sırlarına işaret ettiğini iddia ederken; diğer kesim ise tarihi ezoterizmi savundu. Buna göre, birbirlerine benzeyen ve tarihsel anlamda birbiriyle bağlantılı belirli akımların ezoterizm içinde değerlendirilmesi isteniyordu. Bu akımlara örnek olarak, Gnostizm, Teozofi, Hermetizm ve Kabala verilebilir.
Dikkat ederseniz akımların tamamı da astrolojiyle bağdaşan öğretilerdir, örneğin Kabala Astrolojisi'ni inceleyebilirsiniz.
Kavram içe dönüş, iç dünyaya bir ileti anlamını taşıyor, dedikten sonra aslında hayatımızın birçok alanında kendimizle irtibat halinde olduğumuzu hatırlatmak isterim. Nedenini bilmediğimiz içsel faaliyetlerimiz, sürekli olarak bizleri yönlendirir.
Günlük hayatımızda sık sık yaşadığımız bu durum bir tinsel farkındalığın nedenidir. İşte bu hissiyatın, olgun bir ruh seviyesine erişmiş kişi tarafından yapıldığını tahayyül ederseniz, ezoterizmin kendisi ile tanışmış olursunuz.
Bunun gerçekleşmesi için gerçek anlamda içsel yolculuğunu tamamlamış ve ruhun diğer boyutlarına hakim olmak gerektiğinin de altını çizmeliyim. Ezoterizm kapsam bakımından hudutsuz ve ruhun genişleyeceği bir öğretidir. Bu nedenle Mistisizm ile de karıştırılır.
Öte yandan, birçok kaynakta kapalı bir öğreti olduğu da aktarılır. Şeyh Bedreddin konu ile ilgili, "Her bilgi kendi mertebesinde haktır. Gerçekler halka daha işin başında söylenirse, ya yollarını saptırırlar, ya da gerçeği söyleyeni suçlarlar. Halk ve hak, orta bir yolla ve ayrı ayrı gözetilerek birbirine alıştırılabilir. Ama herhalde halk, hak ve hakikate alıştırılmalıdır" ifadelerini kullanır.
Ezoterizmin hayatımıza girişi
Ezoterizm, son yıllarda astroloji bilimi ile artan ilgi alanlarından biri haline geldi. Birçok astrolog okültizm, astroloji ve ezoterizmin gündeme gelmesini, Dünya'nın 2025’te Balık Çağı’ndan Kova Çağı’na geçişini tamamlayacak olmasına bağlıyor.
Astrolog Öner Döşer, 2012 yılında resmi sayfasında paylaştığı yazıda, "Mayaların yaklaşık 26.000 yıl süren Büyük Sayım takvimlerinin 21 Aralık 2012’de sona erdiği, bu döngünün sonunda ortaya çıkacak “kutsal misyonu olan uyanmış insan” tipinden bahsedilmektedir. Peru’lu Şamanlar da bu dönemde ortaya çıkacak insan türüne “Işıltılı İnsan” demektedir. Afrika topraklarında yaşamış olan Dogonların yaklaşık 26.000 yıllık takvimlerinin 1999 yılında sonlandığı belirtilmektedir. Bu takvime göre 1975-1999 arası son tekrardı ve bunun sonunda insanlığın ruhen tanrısal insana geçişi vardı. Hopilere göre, Dördüncü Dünya yakında sona erecek ve “Aydınlanma Dünyası” dedikleri ve Kova Çağı’nın başlangıcına isabet eden Beşinci Dünya’ya gireceğiz" sözleriyle Kova Çağı'na geçişi bir nebze olsun bizlere özetledi.
1995 yılında Uranüs Kova transiti ile birlikte insanlık uyanışa geçti, denebilir. Bu durumun önemli getirileri de, burcun simgelediği özgürlük, gelişim, ilerleme, özgünlük, teknoloji, araştırma ve öğrenme gibi alanlarda oldu. Böylece insanlığın ilgisi astroloji ilmine ve metafizik konulara yöneldi. Elbette, ezoterizmin hayatımıza girişi 1995 yılından daha öncesine dayanıyor.
Kavram ilk olarak, M.S. 2'inci yüzyılda Samasota von Lukian’ın yazdığı hicivsel eserde görüldü. Lukian, bu eserde Aristoteles felsefesini ezoterik ve egzoterik olarak ele aldı. Ardından birçok yazar ve filozof eserlerinde kavrama yer vermeye devam etti.
Egzoterik kavramı ise ezoterizmin karşıt anlamı olarak bilinir. "Ezoterik bilgi türü içe dönük bilgi türüdür ve özel / seçkin olana hitap eder. Bu felsefi bilgidir. Egzoterik bilgi ise dışa dönük bilgidir ve genel kitleye / topluma din yoluyla aktarılır. Kişi kendini gerçekleştirme sürecindeki yetkinliğini içe bakış yoluyla sağlar. Bu da ezoterik bilgiyle mümkündür. Bundan dolayı tüm inisiyetik öğretilerin temelinde ezoterik bir farkındalık bulunur."
Ezoterizme, 1852’de yayımlanan Fransızca bir sözlükte içrek bilgi anlamında yer verildi. Ancak kavram bir süre sonra yazarlar tarafından birbirine zıt açıklamalar kullanılması nedeniyle tartışmalara yol açtı.
Bu tartışmaların kaynağı iki zıt görüş oldu. Bunlardan biri dini açıklamalarıyla ezoterizmdi. Tartışmacılar kavramın, dinin herkes tarafından bilinen yanına değil, daha derin, içrek sırlarına işaret ettiğini iddia ederken; diğer kesim ise tarihi ezoterizmi savundu. Buna göre, birbirlerine benzeyen ve tarihsel anlamda birbiriyle bağlantılı belirli akımların ezoterizm içinde değerlendirilmesi isteniyordu. Bu akımlara örnek olarak, Gnostizm, Teozofi, Hermetizm ve Kabala verilebilir.
Dikkat ederseniz akımların tamamı da astrolojiyle bağdaşan öğretilerdir, örneğin Kabala Astrolojisi'ni inceleyebilirsiniz.
Hayatın akışında Ezoterizm
Kavram içe dönüş, iç dünyaya bir ileti anlamını taşıyor, dedikten sonra aslında hayatımızın birçok alanında kendimizle irtibat halinde olduğumuzu hatırlatmak isterim. Nedenini bilmediğimiz içsel faaliyetlerimiz, sürekli olarak bizleri yönlendirir.
Günlük hayatımızda sık sık yaşadığımız bu durum bir tinsel farkındalığın nedenidir. İşte bu hissiyatın, olgun bir ruh seviyesine erişmiş kişi tarafından yapıldığını tahayyül ederseniz, ezoterizmin kendisi ile tanışmış olursunuz.
Bunun gerçekleşmesi için gerçek anlamda içsel yolculuğunu tamamlamış ve ruhun diğer boyutlarına hakim olmak gerektiğinin de altını çizmeliyim. Ezoterizm kapsam bakımından hudutsuz ve ruhun genişleyeceği bir öğretidir. Bu nedenle Mistisizm ile de karıştırılır.
Öte yandan, birçok kaynakta kapalı bir öğreti olduğu da aktarılır. Şeyh Bedreddin konu ile ilgili, "Her bilgi kendi mertebesinde haktır. Gerçekler halka daha işin başında söylenirse, ya yollarını saptırırlar, ya da gerçeği söyleyeni suçlarlar. Halk ve hak, orta bir yolla ve ayrı ayrı gözetilerek birbirine alıştırılabilir. Ama herhalde halk, hak ve hakikate alıştırılmalıdır" ifadelerini kullanır.
Yorum Bırakın