Hayranlık Nedir ve Neden Hayran Olma İhtiyacı Duyarız?

Hayranlık Nedir ve Neden Hayran Olma İhtiyacı Duyarız?
  • 0
    0
    0
    0
  • Bir süredir şahsımı düşündüren bir konu aslında hayranlık. Neden hayran oluruz? Neden hayran olma ihtiyacı duyarız? Hiç kimsenin "Ben kimseye hayran değilim" diyebileceğini sanmıyorum. Hayranlık dendiği zaman akla ilk gelenin bir aktöre, bir müzisyene ya da modele duyulan aşırı beğeni ve ilgi olduğu düşünüyorum ama bir ressamın eserlerini beğenmek, yazarın kitaplarını beğenmek de aynı kategoriye giriyor. Öncelikli olarak aklımıza gelen hayranlık kategorileri ise, daha popüler olan ve hayranlığın derecesini, çıtasını biraz arttıran kulvarlar oluyor genelde. Sözlük anlamına baktığımız zaman hayranlık; şaşkın, aklı başında olmayan tanımına sahip Arapça kökenli bir kelime. Hayran olunan kişi ya da konu ile arasındaki bağlantıyı kuracak olursak, muhtemelen ortaya çıkan ürünün kişide uyandırdığı duygulara yorabiliriz. Biraz araştırma yaptığımda hayranlığın iki kategoride değerlendirildiğini keşfettim.
    Bilgiye Dayalı Hayranlık ve Model Hayranlığı
    Bilgiye dayalı olan hayranlıkta, insanların popülaritede en tepedeki olan kişileri takip etmeleri, insanları etkileyen bireyleri yakından incelemeleri ve onları örnek almaları olarak değerlendiriliyor. Bilgi güçtür. Günümüzü incelediğimizde popüler moda olan her şeyi yine popüler isimlerin ortaya çıkardığını ve hatırı sayılır bir kesimin de bu insanları örnek aldığını görebiliriz. İnsanların en tepede olma arzusu, seçilen ve beğenilen kişiler gibi olma ihtiyacı bu tarz bir hayranlığı beraberinde getirebilir. Modadan örnek verdim ama bu bir siyasetçi, filozof ya da bir lider için de geçerli olabilir. Büyük isimlerin sahip oldukları bilgelik, düşünce sistemi ve savunma yöntemleri, bireyin kendisini bu alanda geliştirmek istemesine teşvik edebilir. Bir diğer hayranlık teorisine gelelim, Model Hayranlığı Hayranlık dendiği zaman aslında aklımıza ilk gelen oyuncu, şarkıcı ya da model oluyor genelde. Özellikle son dönemde Kore kültüründe bu hayranlığın dozu aşmış olsa da bizim için güzel bir örnek teşkil ediyor. Genç kızlarımız ve erkeklerimiz, hayran oldukları kişinin geçmişini en küçük ayrıntılarına kadar öğrendikten sonra, günlük hayatlarındaki detaylara dahi sahip olarak hayranlık duydukları bu kişileri uzaktan en yakın şekilde tanımaya çalışıyorlar. Peki model hayranlığı neden olur? Hayranlık duyulan kişi belki çok yakışıklı ya da güzel olduğu için? İcra ettiği sanat alanında çok başarılı olduğu için? Diğerlerinden farklı olduğu için? Bir çok sebep olabilir. Önemli olan hayranlık duyan kişi ile hayranlık duyulan kişinin arasındaki bağ. Bu ikili arasında bir şekilde, bir yerlerde bir bağ meydana gelmiştir ki, hayranlık duyan kişi karşısındaki idolü daha iyi tanımaya çalışarak, diğer rakiplerinin arasından sıyrılıp o kalabalığın içerisinde kendisini belli edebilsin. İşin bu noktadan ilerisi biraz tehlikeli boyutlara geçebilir. Bu konuda Eurovision Şarkı Yarışması kazananlarından Alexander Rybak'ın başından geçen bir hikaye olduğunu hatırlıyorum. Sanatçının telefon numarasını dansçılarından bulan bir hayranının sabah akşam arayıp, konserlerine katılmak için ülkeden ülkeye gezmişliği var. Alexander Rybak'ın da bu konuda bir şarkı yazmışlığı var, konu gelmişken onu da paylaşalım. Verebileceğim bir diğer örnek ise bu durumun en çok yaşandığı Kore'den. Yakınlarda izlediğim Her Private Life dizisi; fanatik bir hayranın günlük yaşamında bu özelliğini gizli tutmasını ve hayatını sürdürme çabasını anlatıyordu. Dramada da anlatıldığı gibi, özellikle Kore'deki ünlü kişiler, aktörler ve aktristler kamu malı haline gelmiş durumda. Özel hayatlarına dair hiçbir şey paylaşamıyorlar, aksi takdirde linç yiyorlar. Crash Landing On You dizisinin başrol oyuncuları o kadar didiklendi ki hayranları tarafından, rol gereği takmış oldukları yüzükleri gerçek hayatta evlendiklerine ve basından sakladıklarına dair haberlere sebep oldu. Neredeyse bütün oyuncular ancak evlenecekleri noktada ilişkilerini itiraf edip açıklayabiliyorlar. Sonradan fark edilen ilişkileri olan oyuncular ise basın açıklaması yolu ile hayranlarından özür diliyor. Hiçbir insan özel hayatı için özür dilememeliyken, Güney Kore'de işler bu noktaya gelmiş durumda. Hayranlık güzel bir duygudur. Kişide motivasyon oluşturan, farklı alanları keşfetmeye teşvik eden bir köprüdür bence. Bir insanı tanımak onun hobilerini, fobilerini bilmek farklı ülke insanıysa onun kültürünü öğrenmek, kişide olumsuz hiçbir etkiye neden olmaz, ama... Eğer hayranlığın sınırı kaçıp saplantıya dönerse işte o zaman hem kendi zamanınızı boşa harcamış olursunuz hem de belki de farkında olmadan karşıdakine külfet olmuş olursunuz. (Elbette çok üst seviyedeki saplantılardan bahsediyorum.) Ne demişler? Seni uzaktan sevmek, aşkların en güzeli. Gerçekten öyle. Bu kadar çok sevip hayran olduğunuz kişiyi, hayran olduğunuz kadarıyla tanımak en güzeli. Ben tanıdım ve büyük çapta hayal kırıklıkları yaşadım, siz siz olun uzaktan sevmenin tadını çıkarın. Kaynak (1)(2)

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.