Yerli ve Milli Gezginimiz Fatih Koparan ile Röportaj

Yerli ve Milli Gezginimiz Fatih Koparan ile Röportaj
  • 0
    0
    0
    0
  • “Gezginlik asla nesnesini bulmayan bir arzunun, yitik anneye duyulan bir özlemin sembolüdür.”

    Fatih Koparan 1981 senesinde doğmuş, yılının yarısını gezerek geçiren bir gezgindir. Kendi gezme tutkusunu da, kendi bloğunda Jung'un açıklamasını kullanarak anlatmaya çalışmıştır. Siz okuyucularımızın Fatih Koparan'ı daha iyi tanıması için, onun yolculuklarının en heyecanlı anlarını hissetmesi için ve yurt dışında Türkiye'ye olan bakışla ilgili görüşlerini almak için kendisi ile röportaj yaptık. İyi okumalar. Fatih Koparan'ın Instagramı: https://www.instagram.com/ifkoparan/?hl=tr Youtube kanalı: https://www.youtube.com/channel/UCHut-IQXip7mtXyC3GOiQ1A [caption id="attachment_179844" align="alignnone" width="640"] Meksika Mennonitleri, Bacalar[/caption]      1. Bildiğimiz kadarıyla Marmaris'te turizmcilik yapıyorsunuz, 1 senelik rutininiz nasıl oluyor, 6 ay çalışıyor 6 ay geziyor musunuz? → Evet turizmciyim. Bu sebeple yaz sezonunda 6 ay çalışıp 6 ay seyahat ediyorum. İşyerim 6, 6.5 ay civarında açık kalıyor. Kalan zamanda da dünyayı geziyorum.      2. Çalışmadığınız 6 ayınızı gezmeye harcama fikri ilk nerden geldi? → Çocukluğumdan beri hayalim bu. Yani öyle bir fikir olarak ortaya çıkmadı, zaten bunu hayal ederek büyüdüm. Atların doğar doğmaz ayağa kalkması gibi ben de ilk fırsatını bulduğumda seyahat etmeye başladım. DNA'ma işlenmiş gibi diyelim. Başka bir şekilde hayatı hiç düşünmedim bile. [caption id="attachment_179845" align="alignnone" width="640"] Peru , Machu Picchu[/caption]  3. Bir yere gitmeye nasıl karar veriyorsunuz, seçme prosedürü nasıl oluyor? → Gideceğim kıtayı seçiyorum ve tek yön bilet alıyorum. Gideceğim yer hakkında önceden biraz bilgi sahibi oluyorum ama araştırma yapmıyorum. Rota oraya gittikten sonra yolda oluşuyor. Sürprizleri seviyorum; plan yapmıyorum çünkü yolda tanıştığım insanların daha iyi bir planı olabiliyor. Nehirde sürüklenen ağaç dalı gibi akıntıya bırakıyorum biraz da. Özgür hissediyorum böylece yarın nereye gideceğini bilmemek güzel bir his.    4. Yolda tanıştığınız kişilerle ingilizce mi konuşuyorsunuz? → Genelde İngilizce konuşuyorum. İspanyolca ya da bildiğim başka dillerde insanlarla tanışırsam o dil de oluyor ama çoğunlukla İngilizce tabii ki. [caption id="attachment_179858" align="alignnone" width="640"] Long Neck Karen Kabilesi, Tayland[/caption] 5. Hangi dilleri biliyorsunuz? → İngilizce, Norveççe (İsveççe, Danca), İspanyolca. Diğer avrupa dillerini de çatpat konuşuyorum her turizmci gibi. 6. Bu kadar gittiğiniz yer arasında en ilginci diyebileceğiniz yer hangisi?  → Belgesel çekmek için Togo'ya gittik. İlk belgeseli en ilginç yerde çekmek istedim. Burada voodoo dinini işledik. Voodoo ve Togo ilginçti. Hindistan ve Etiyopya'yı da tek geçerim. Mesela voodoo hastanesine gittik. Burada akıl hastaları zincirlenip tedavi edilmeye çalışılıyordu, voodoo ayinlerinde içlerine şeytan girip transa geçen insanlar, hayvan ölülerini kurutup ilaç hazırlayan büyücüler vs. her gün karşılaştığımız şeyler değil. Daha fazlası için Fatih Koparan'ın Togo ile ilgili belgeselinden bir kesit.  https://youtu.be/JAtL5UCmJeg    7. Seyahatleriniz sırasında başınıza gelen kötü bir olay oldu mu? Çook. Kolombiya'da 1 kez soyuldum, 1 kez silahla, 1 kez de bıçakla soyulmaya çalıştım, gıda zehirlenmesi geçirip ölüyordum. Afrika'da bi aslanla yüzyüze geldim, Kenya'da askerler kafama kalaşnikof dayayıp rüşvet istedi vermedim. Birçok ülkede soyulmaya çalıştım. Yanlışlıkla volkan üzerinde buz tırmanışına katılıp ölümden döndüm ama tırmandım. Kenya'da dev bir antilopa çarpıp ölümden döndük, antilop yaşıyor. Böyle birçok hikaye var, aslında tehlikeli değil ama ben kaşınıyorum çok. [caption id="attachment_179846" align="alignnone" width="640"] Dünyanın en sıcak noktası Erta Ale volkanının zirvesi[/caption]    8. Kenya'da rüşvet vermeyince öylece bıraktılar mı?    → Hayır bayağı pazarlık ettiler. Burada beyazların dolaşması yasak diyerek rüşvet istediler. Ben de Türkiye Elçiliği çalışanıyım isterseniz götürün büyükelçiye açıklarsınız suçumu dedim. Sonunda bi tavuk ısmarlasan bariye getirdiler olayı. Aslan olayında da kısaca cipin altındaki pencereyi kapatmayı unutmuşum fotoğrafını çekmek isterken. Aslanla göz göze geldik o bana bakıyor ben ona bakıyorum öyle büyüleyici bakışları var ki dünyadaki en büyük imparatoru düşünün binle çarpın. En sonunda cipin şöförü olayı görüp kapadı pencereyi. [caption id="attachment_179837" align="alignnone" width="640"] Hikayeden kalan aslan fotoğrafı[/caption]     9. Peki bütün başınıza gelen bu kötü olaylarla en son Marmaris'te başınıza gelen hanutçu olayını nasıl karşılaştırıyorsunuz? Hanutçu olayı için:    → Burası 20 küsür yıldır ticaret yaptığım bir yer ve ilk defa böyle bir şey başıma geliyor. Mahkemeye verdim gelişmeleri göreceğiz. Umarım örnek olur ve bu işin üzerine gidilir. Türk turizmi mevcuttaki hali hak etmiyor.    10. Yediğiniz en ilginç yemek kokladığınız en ilginç koku neydi?     → Peru'da Gine Domuzu yiyorlar. Fareye benzeyen bir hayvan. Onu tatmıştım. Birçok farklı yemeği tattım tabii. Şimdi çok açmayayım bu konuyu insanların midesi bulanmasın. Burnum çok iyi koku almıyor belki de Hindistan'ı çok sevmemin cevabı bu olabilir.    11. Toplam kaç ülke kaç şehir gezdiniz? → Sözelciyim pek saymadım ama bayağı olmuştur. [caption id="attachment_179850" align="alignnone" width="826"] Togo[/caption]    12. Gittiğiniz yerleri raptiyelerle işaretlediğiniz bir dünya haritanız var mı? → Harita hastalığı var. Evim, işyerim her yer harita dolu ama öyle raptiyeli yok çünkü kafamda raptiyeliyorum. Her kasaba, her köy aklımda.    13. Türk olmanız herhangi bir durumda negatif etkiledi mi? → Ee tabii vize almak gerekiyor birçok batı ülkesine. Bir de imajımız çok kötü. Genelde şaşırıyorlar Türküm deyince. Nasıl olur sen de bizim gibisin diyorlar. Hala imajımız deve, nargile. Bu onların da suçu ama en çok da bizim suçumuz. Kendimizi anlatmalıyız. Turizm, turizm derken biraz da bu aslında. Eskiden turistler Türkiye'den dönünce ballandıra ballandıra anlatırdı şimdi giden geri gelmiyor. [caption id="attachment_179852" align="alignnone" width="640"] Omo Vadisi, Etiyopya[/caption]    14. Türkiye ile ilgili duyduğunuz en ilginç yorum neydi? → Alaskalı bi kız Afrika'da mı dedi, ben de bakıp ben Afrikalıya benziyor muyum dedim. Genelde Orta Doğu ülkesi muamelesi görüyoruz. Herkese Atatürk'ü, Türkiye'nin laik bir ülke olduğunu, kadınlara seçme ve seçilme hakkını veren ilk ülkelerden biri olduğunu uzun uzun anlatmaya çalışıyorum. Bunu hem gezerken hem de Marmaris'te anlatıyorum. Ne olursa olsun Türkiye'yi kötülemiyorum.    15. Gittiğiniz yerler arasında beni buraya gömün dediğiniz bir yer oldu mu hiç? → Ölünce beni Ege'de balıklara atsınlar. Balıklar doysun.   16.Sanırım Bursalısınız, gittiğiniz yerlere kıyasla Bursa'yı (ya da Marmaris'i) nasıl değerlendiriyorsunuz?  → Bursa'da doğdum ama artık pek gitmiyorum. Bursa'nın merkezinde büyüdüm ama pek tanıyamıyorum artık Bursa'yı. Benim büyüdüğüm şehir öldü gibi hissediyorum. Muhtemelen romantik davranıyorum. O çocukluğumun hissiyatını alamıyorum artık orada. Tüm şehirler için geçerli olabilir bu tabii. 20 senedir Marmaris'te yaşıyorum. Marmaris de geldiğim güne çok değişti. Artık keyif almıyorum burada yaşamaktan. Bizim zamanımızın turizmi ve turizmcileri ne yazık ki kalmadı. Çok farklı bir hal aldı ve bu beni üzüyor. Gezdiğim birçok yerde insanlar daha pozitif. Marmaris dünyanın en güzel yeri bu arada. Ege'deki koylar, ormanlar dünyanın hiçbir yeriyle kıyas kabul etmez ama turizm mentalitemizi değiştirmemiz ve imajımızı düzeltmemiz lazım. [caption id="attachment_179851" align="alignnone" width="960"] Togo[/caption] 17. Kiminle seyahat ediyorsunuz, kiminle seyahat etmeyi seviyorsunuz, birden fazla kişiyle gittiğinizde zorlanıyor musunuz? → Yalnız seyahat edip hostellerde kalıyorum. Yola yalnız çıkıp yolda yeni insanlarla tanışıyorum. Yalnız kaldığım pek olmuyor. Kafa arkadaşlarımla seyahat edersem sıkıntı olmuyor.  18. O zaman son 1-2 soruyu da sizin gibi hevesli gençler adına sorayım; interrail yapmak isteyen kişilere nasıl tavsiyeler verirsiniz?  → Hostellerde kalabilirler, couchsurfing kullanabilirler, work and travel yapabilirler. Artık dünya dev bir şehir haline geliyor, sınırlar eskisi kadar kapalı değil. Ne kadar dünyaya açılırlarsa o kadar uluslararası insan olurlar, tecrübe edinip daha iyi bir insan olurlar gibi. Çok klasik oldu ama ufku açılıyor insanın. Bir sürü şey görüp bir sürü insanla tanışıyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Hiçbir eğitimin veremeyeceği şeyler bunlar.    19. Sizin gibi gezmek dolaşmak isteyen kişilere genel olarak nasıl tavsiyeler verirsiniz? → Yola çıkmaktan korkmasınlar. Yolculuk etmek insanın ufkunu açan bir şey. [caption id="attachment_179863" align="alignnone" width="640"] Uyuni Tuz Gölü, Bolivya[/caption]  

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.