Ülkemiz birçok medeniyete kuruluşundan itibaren ev sahipliği yaptı. Gidip görebileceğiniz, tarihi hissederek antik kalıntıların arasında yürüyebilmeniz için bu yazımızda 5 antik kenti sıraladık.
Troya
Kaz Dağları’nın eteklerine kurulmuş olan bu güzel şehir, farklı dönemlere ait 33 katman ile karşımıza çıkıyor. Çanakkale il sınırları içerisinde bulunan Troya Antik Kenti’nin tarihi M.Ö 3000 yıllarına dayanıyor. Şehrin karışık yapısını daha detaylı anlayabilmek için, şehir 9 ana bölüme ayrılmış bulunmaktadır. Şehirde 9 farklı medeniyetin yaşadığına dair kanıtlar var.
Çeşitli mitolojik hikayelere sahip olan bu kent, mistik yapısıyla birçok filmin çekimlerinin burada yapılmasını sağladı. Şehri tek başınıza gezmektense bir rehber ile gezmek daha faydalı olacaktır. Rehberin anlatımıyla birlikte şehirde adım atarken Truva Savaşı gözlerinizin önünde canlanacaktır. Truva Savaşı'nın çıkma nedeni efsanelerde şöyle geçer; Troya Prensi Paris’in, Sparta Kralı Menelous’un karısı olan Helen’i Troya'ya kaçırmasıyla savaşı başlar. Akha Ordusu da peşlerinden giderek Troya’yı ve Helen’i almak için yıllarca mücadele eder. Sonunda Odysseus’un aklına parlak bir fikir gelir. Akhalılar, dev tahta bir at inşa ederek askerlerini içine koyarlar. Bu tahta atı Troya’nın kapısına kadar götürüp bırakırlar ve gizlenirler. Akha ordusunun geri çekildiğini ve atı da geri bıraktığını düşünen Troyalılar, atı surlardan içeri alırlar. Askerler atın içinden çıkıp saldırarak Troya’nın ve Paris’in sonunu getirirler.
Zeugma
Gaziantep ilinin sınırları içerisinde bulunan Zeugma Antik Kenti, Büyük İskender’in komutanı tarafından kurulmuştur. Daha sonrasında M.Ö 300 yüzyılda Roma hakimiyeti altına girmiştir. Roma garnizonun şehirde yaşamaya başlamasıyla Fırat manzaralı yamaçlara villalar yapılmaya başlar. Zeugma’nın o dönemde 80 bin kişilik nüfusu olduğu söyleniyor. Kentin en ünlü eseri olan Çingene Kızı mozaiği Zeugma Müzesi'nde sergilenmektedir. Müzede şehir antik dokularıyla tekrar bir araya getirilmiş durumdadır. İlk olarak antik kenti ardından müzeyi gezmek daha iyi olacaktır.
Göbeklitepe
Göbeklitepe, Şanlıurfa iline bağlı şehir merkezine yaklaşık olarak 22 km uzaklığında geniş bir dağlık alanda bulunuyor. Türkiye ve dünya tarihi açısından çok büyük bir öneme sahip olan bu bölgenin tarihi yaklaşık olarak 12000 yıl öncesine dayanıyor yani Neolitik Çağ’a ait bir yapı.
Göbeklitepe’de en bilinen kalıntılar T biçimli dikilitaşlar, taş ve kemik aletler kullanılarak alanın yakınlarındaki kireçtaşı platoda yer alan taş ocaklarından elde edilmişlerdir. Bu sütunlarda en ilgi çekici olan, üzerine yansıtılan diğer figürlerden farklı olarak aşağı doğru iner şekilde tasvir edilen 3 boyutlu aslan kabartması dikkat çekiyor. Bu ve diğer aslan figürleri neolitik dönemde aslanların Anadolu’da yaşamış olma ihtimalini güçlendiriyor. İnsanları temsil eden T sütunlarının ağırlıkları 40 ile 60 ton arasında değişiyor.
Afrodisias
Aphrodisias Antik Kenti, Aydın’ın Karacasu ilçesinde Menderes Irmağı’nın bir kolu olan Dandalaz Çayı vadisinde denizden 600 metre yükseklikte bulunuyor. Kentin tarihi M.Ö 5000 yılına kadar uzanıyor. İlerleyen yıllarda Roma İmparatorluğu ile yakın ilişkiler kurması kentin ayakta kalması için önemli bir neden. Dönemin Roma İmparatoru Augustus tarafından kişisel korumaya alınır.
Antikçağın önde gelen sanat, mimarlık, heykeltıraşlık ve din merkezi haline gelmiştir. Dönemin en iyi heykeltıraşlarının bu kentten çıktığı söylenir. Aphrodisias Kenti'nin en önemli yapısı kuşkusuz Aphrodithe Tapınağı'dır. Tapınağın ilk yapımı Arkaik Devri'nde gerçekleştirilmiştir.
Afrodisias’ın günümüzde tekrar ortaya çıkmasını fotoğraflarıyla büyük üstad Ara Güler sağlamıştır.
Yorum Bırakın