Pekin’in merkezinde yer alan altı asırlık “Yasak Şehir”; 720 bin metrekarelik alanı, 980 binası ve 8707 odasıyla bir saraydan çok daha fazlası. 1406 yılında Ming Hanedanlığı döneminde yapımı 14 yıl süren,  kapladığı alan ve hanedan ile devlet görevlileri haricinde saraya girilmesinin yasaklanmasından ötürü (devlet görevlileri de imparatorun izniyle girebiliyor) “Yasak Şehir” denmekte. Dünyanın en iyi korunmuş ve en büyük ahşap yapılarını barındıran, bu sayede UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan sarayın resmi adı ise “Mor Yasak Şehir”. Şehre mor denmesinin sebebi ise Çince’de mor kelimesinin Çin astrolojisinde yer alan Göksel İmparatorun evi sayılan kutup yıldızına gönderme yapıyor olmasıdır. Saraya  “mor” adı verilerek, inanıştaki en kudretli imparatorun ikametgahı olan kutup yıldızının yeryüzündeki yansımasının bu saray olduğu vurgulanmakta. 24 imparatora ev sahipliği yapan saray simetrik bir mimariye sahiptir. Çin mitolojisinde kutsal olan ejderha ise her yerde ön plana çıkmaktadır. Çin geleneklerinde önemli yeri olan hayvanların heykelcikleri binaların çatılarında farklı sayılarda bulunmaktadır. Bu figürlerin sayısını belirleyen faktör ise "rütbe". İmparatorun kullandığı konakların (örneğin Yüce Uyum Konağı) çatısında on tane figür bulunurken diğer binaları kullanan devlet görevlilerinin rütbelerine göre bu sayı dokuza, sekize… düşmekte. Şehrin bir başka mimari özelliği ise binaların hepsinin güneye bakıyor olması. Bunun nedeni ise Feng Shui felsefesinde yer alan “insanın evinin rüzgar ve suyla uyumlu olması gerektiği” düşüncesi. Binaların güney cephede olmasıyla soğuk kuzey rüzgarlarından kaçınılmış. Şehirde kuzeye bakan evler ise yalnızca imparatorun gözünden düşmüş cariyelerine aittir. Çin felsefesine verilen önemin bir diğer göstergesi ise imparatorun iki metre uzunluğundaki tahtının bulunduğu bölgede yer alan beş mermer köprünün isimlerini ünlü Çin düşünür Konfüçyüs’ün doktrinlerinden alması (Doğruluk, Zenginlik, Bağlılık, Akıllılık, Ölümsüzlük). Pekin’in kalbi olarak nitelendirilen Yasak Şehir’de bulunan büyüleyici bahçeler, avlular, köprüler ince işçilikle yapılmıştır. [caption id="attachment_197235" align="aligncenter" width="800"] Yasak Şehrin Simetrisi[/caption] [caption id="attachment_197238" align="aligncenter" width="800"] Çatılardaki heykelcikler[/caption] [caption id="attachment_197237" align="aligncenter" width="600"] İmparatorun 2 metre uzunluğundaki tahtı[/caption] Şehirde alınan güvenlik önlemleri ise alışılmışın dışında. 52 metre genişliğinde su kanallarıyla çevrilen sarayda giriş çıkış kapıları dışında başka bir kara bağlantısı bulunmamakta. Şehri çevreleyen dokuz metrelik duvarların yanı sıra zeminin bir buçuk kilometre altı da taş bloklarla doldurulmuş. Böylelikle düşmanların şehre tünel kazarak girilmesi engellenmiştir. [caption id="attachment_197236" align="aligncenter" width="800"] Gözetleme kuleleri ve su kanalı[/caption] Dünyanın en büyük saraylarından biri olan Yasak Şehir devrim sonunda son imparator Pu-Yi’nin sarayı terk etmesiyle boşaltılmış,  1925 yılında halka açılmış ve müze haline getirilmiştir. Bunun üzerine şehre “Saray Müzesi” de denmekte. Son sayımlara göre 1 milyon 860 bin esere sahip Yasak Şehir’de kraliyet koleksiyonundan resimler, porselenler, heykeller görebilirsiniz. Her sene 15 milyondan fazla ziyaretçi ağırlayan Yasak Şehir’de 2005 yılında 16 yıl sürecek bir restorasyon projesi başlatıldı. Bu proje kapsamında binalar 1912 yılındaki haline göre restore edilirken içinde beş yüz yıllık ağaçların bulunduğu bahçelere dokunulmayacağı belirtildi.