"Çevirdim anahtarı apansız bir ölüme
Şarapnel parçaları saplandı ciğerime
Ucuz can pazarıydı, kan doldu gözlerime
İsimsiz korkuları katmadım yüreğime
Bembeyaz doğruları
Yaşadım ölümüne."
24 Ocak 1993'te, Ankara'daki evinin önüne parkettiği aracına yerleştirilen bombanın infilak etmesi sonucu kaybettiğimiz Uğur Mumcu, tarihimizin en değerli araştırmacı gazeteci-yazarlarından biriydi. Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı ve diğer birçok tehdit almış gazeteci gibi, o da bir suikast sonucu yaşamını yitirmişti.
Mumcu, özellikle de dinsel siyasetin devletin her köşesine yerleşmesi konusunda birçok yazılar yazdı, araştırmalar yaptı.
22 Ağustos 1942'de Kırşehir'de dünyaya gelen Uğur Mumcu, ilk ve orta okulda olduğu gibi üniversite tahsilini de Ankara'da yaptı. Eğitim hayatı boyunca hocalarının gözde öğrencisi olan Mumcu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1962 yılında başarıyla mezun oldu; sonrasında İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanlığını yaptı.
Dil bilgisine ve yabancı dile oldukça hakim olan genç Uğur Mumcu, ders anlatırken fark etmeden Fransızcaya geçen hocalarını uyarıyordu.
1975'ten itibaren Cumhuriyet Gazetesi'nde yazmaya başlayan Mumcu, zaman içerisinde birçok ödüle ("Türk Sosyalizmi" makalesi ile 1962 Yusuf Nadi Ödülü, 1979 Çağdaş Gazeteciler Derneği Yılın Gazetecisi Ödülü, 1987 Cumhuriyet Gazetesi Örnek Gazeteci Ödülü ve birçoğu) layık görüldü ve gazetenin unutulmaz ismi oldu.
Meşhur "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamaz." sözünün sahibiydi Uğur Mumcu.
"İnsanlara can güvenliği sağlayamamış bir düzene hukuk devleti denilemez. Devrimcilerin faili meçhul cinayetlere kurban gittiği bir düzene demokrasi denilemez. Yolsuzlukların devlet yetkililerini sardığı bir düzene Anayasa düzeni denilemez. Bu, katiller demokrasisidir. Bu, hırsızlar düzenidir."Bir dönem milletvekilliği ve TBMM başkanvekilliği yapmış Şükran Güldal Mumcu'yla olan evliliğinden Özgür ve Özge isimli iki çocuğu oldu. 1977 doğumlu oğlu Özgür Mumcu da onun gibi gazetecilik yolundan gitti ve günümüzde bunu hala sürdürmekte. Mumcu, yazılarında ve televizyon ekranlarında, cesareti ve sözünü asla esirgememesiyle biliniyordu. Birçok karşıt görüşten gazeteci, araştırmacıyla teke tek ekran karşısına çıktığı televizyon programlarında da Mumcu, bilgisi ve baskınlığıyla fazlasıyla dikkat çekiyordu. Günümüzde olduğu gibi o zamanlarda da araştırmalarının birçok odağın dikkatini çektiği ve onları oldukça rahatsız ettiği kolaylıkla anlaşılabilir bir durumdur. Nitekim 8 Ocak 1993'te "Ultimatom" başlığıyla yazdığı köşe yazısında da birçok şeyi aydınlatacağından söz etmişti. Bu, Mumcu'nun son köşeyazısı olmadı; fakat birçoklarına göre hain suikastin fitilini ateşleyen yazıydı Ultimatom. [caption id="attachment_35723" align="aligncenter" width="801"] O araba.[/caption] Katledilişinden sonra o güne dek görülmemiş bir kalabalıkla ebediyete uğurlanan Uğur Mumcu, Cebeci Asri Mezarlığı'na defnedildi. Eseslerinden bazıları; Sakıncalı Piyade (1977) Tarikat, Siyaset, Ticaret (1988) Kazım Karabekir Anlatıyor (1990) Kürt İslam Ayaklanması 1912 - 1915 (1991) Kürt Dosyası (1993)
"Ben Atatürkçüyüm.... Ben, cumhuriyetçiyim... Ben lâikim... Ben antiemperyalistim... Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım... Ben insan hakları savunucuyum... Ben, terörün karşısındayım... Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır."Kaynak: 1
Yorum Bırakın