Floransa Signori Meydanı’nda bulunan Herakles ve Nessus heykeli, 1599 yılında heykeltıraş Giambologna (1529-1608) tarafından yapılmıştır. Bir mermer grubundan oluşan heykel, Giambologna tarafından özenle şekillendirilmiş ve birçok ayrıntıya yer verilmiştir. Michelangelo'dan büyük ölçüde etkilenen ama kendi tarzında bir uzman olan Giambologna'nın taş oymaları, duygudan ziyade güzelliğe odaklanmaktadır.
İlk olarak, İtalyan tarzında çalışan Flaman bir heykeltıraş olan Jacques Dubroeucq'dan eğitim almış olan Giambologna, 1550 yılına kadar Roma'da bulunmaktaydı. Ardından hayatının geriye kalanını geçirdiği Floransa'ya yerleşerek önemli eserlerinin çoğunu burada yaptı.
İtalya’da bulunan çoğu heykelde olduğu gibi bu heykelin de, mitoloji temelli bir hikayesi bulunmaktadır.
Heykelde Yunan ve Roma mitolojisinin en bilinen kahramanlarından olan Herakles’in (Herkül), Nessus ile savaştığı an tasvir edilmektedir. Herakles (Herkül), Zeus ile kahraman Perseus’un soyundan gelen ve güzelliği ile de tanınan Alkmene’nin oğludur. Gençlik yıllarında kendisine verilen 12 görevi yerine getirdikten sonra Thebai’ye dönen Herakles, Kral Oineus’un kızı Deianeira ile evlenir.
Bir gün Deianeira ile Evenos Nehri kıyısına gelen Herakles, burada Nessus ile karşılaşır. Onlara karşıya geçmek konusunda yardımcı olacağını söyleyen Nessus, önce Deianeira’yı karşı kıyıya geçirir. Herakles bu sırada nehri yüzerek geçmeye çalışırken, ok ve yayını karşı kıyaya atar. Bunu fark eden Nessus, bu fırsattan istifade ederek Deianeira’nın bulunduğu tarafa döner ve ona sahip olmaya çalışır. Bunu gören Herakles eşini kurtarmak için zehirli bir okla Nessus’u göğsünden vurur.
O sırada can çekişen Nessus, son zamanlarını da intikam almak için değerlendirmeye çalışır. Deianeira’ya dönerek yerdeki tohumları, akan kanıyla birleştirecek olursa bir aşk iksiri elde edeceğini söyler. Böylelikle Herakles’in kendisine olan bağlılığını arttırabileceği konusunda Deianeira’yı ikna eder.
Dediklerini yapan Deianeira, Herakles'in seremonide giyeceği tuniğe yaptığı bu iksiri sürer. Yaptığı iksirin kazara yere dökülmesiyle zehirli olduğunu anlayan Deianeira, Herakles'i uyarmakta artık geç kalmıştır.
Herakles tuniği giydiğinde acılar içinde kıvranmaya başlar. Üzerine yapışan tuniği çıkarmaya çalışan Herakles, tek çarenin ölüm olduğunu düşünerek cenazesi için odunları yere serer ve oraya uzanır. Bu sırada ortaya çıkan bir yıldırım alevlenmek üzere olan odunların üzerine çarpar. Ortaya çıkan bir bulut ise Herakles'in bedenini sarıp sarmalayarak Olympos Dağı'na çıkarır. Böylelikle Zeus, sözünü yerine getirerek Herakles'in ölümsüzlüğe kavuşmasını sağlamış olur.
Herakles ile Nessus'un savaştığı sahneyi tasvir eden bu heykelde göze çarpan detaylar hikayenin etkinliğini arttırır niteliktedir. Nessus'un göğüs kafesinin ve damarlı bacak yapısının belirgin tasviri büyük bir dikkatle işlenmiştir. Giambologna konu ile ilgili hareket ve pozisyonu tasvir etme konusunda inanılmaz teknik bir beceri ile yetenek göstermektedir.
Giambologna'nın bu heykelinde Herakles'in yüzündeki gerginliğin yanı sıra, hayatı tehlikede olan Nessus'un korku ve endişesini de hissedebilirsiniz. Meraklıları tarafından özenle incelenen eser, heykel sanatına meraklı olmasanız bile bütün dikkatinizi çekmeyi başarıyor.
Kaynak: 1, 2, 3,
İtalya’da bulunan çoğu heykelde olduğu gibi bu heykelin de, mitoloji temelli bir hikayesi bulunmaktadır.
Heykelde Yunan ve Roma mitolojisinin en bilinen kahramanlarından olan Herakles’in (Herkül), Nessus ile savaştığı an tasvir edilmektedir. Herakles (Herkül), Zeus ile kahraman Perseus’un soyundan gelen ve güzelliği ile de tanınan Alkmene’nin oğludur. Gençlik yıllarında kendisine verilen 12 görevi yerine getirdikten sonra Thebai’ye dönen Herakles, Kral Oineus’un kızı Deianeira ile evlenir.
Bir gün Deianeira ile Evenos Nehri kıyısına gelen Herakles, burada Nessus ile karşılaşır. Onlara karşıya geçmek konusunda yardımcı olacağını söyleyen Nessus, önce Deianeira’yı karşı kıyıya geçirir. Herakles bu sırada nehri yüzerek geçmeye çalışırken, ok ve yayını karşı kıyaya atar. Bunu fark eden Nessus, bu fırsattan istifade ederek Deianeira’nın bulunduğu tarafa döner ve ona sahip olmaya çalışır. Bunu gören Herakles eşini kurtarmak için zehirli bir okla Nessus’u göğsünden vurur.
O sırada can çekişen Nessus, son zamanlarını da intikam almak için değerlendirmeye çalışır. Deianeira’ya dönerek yerdeki tohumları, akan kanıyla birleştirecek olursa bir aşk iksiri elde edeceğini söyler. Böylelikle Herakles’in kendisine olan bağlılığını arttırabileceği konusunda Deianeira’yı ikna eder.
Dediklerini yapan Deianeira, Herakles'in seremonide giyeceği tuniğe yaptığı bu iksiri sürer. Yaptığı iksirin kazara yere dökülmesiyle zehirli olduğunu anlayan Deianeira, Herakles'i uyarmakta artık geç kalmıştır.
Herakles tuniği giydiğinde acılar içinde kıvranmaya başlar. Üzerine yapışan tuniği çıkarmaya çalışan Herakles, tek çarenin ölüm olduğunu düşünerek cenazesi için odunları yere serer ve oraya uzanır. Bu sırada ortaya çıkan bir yıldırım alevlenmek üzere olan odunların üzerine çarpar. Ortaya çıkan bir bulut ise Herakles'in bedenini sarıp sarmalayarak Olympos Dağı'na çıkarır. Böylelikle Zeus, sözünü yerine getirerek Herakles'in ölümsüzlüğe kavuşmasını sağlamış olur.
Herakles ile Nessus'un savaştığı sahneyi tasvir eden bu heykelde göze çarpan detaylar hikayenin etkinliğini arttırır niteliktedir. Nessus'un göğüs kafesinin ve damarlı bacak yapısının belirgin tasviri büyük bir dikkatle işlenmiştir. Giambologna konu ile ilgili hareket ve pozisyonu tasvir etme konusunda inanılmaz teknik bir beceri ile yetenek göstermektedir.
Giambologna'nın bu heykelinde Herakles'in yüzündeki gerginliğin yanı sıra, hayatı tehlikede olan Nessus'un korku ve endişesini de hissedebilirsiniz. Meraklıları tarafından özenle incelenen eser, heykel sanatına meraklı olmasanız bile bütün dikkatinizi çekmeyi başarıyor.
Kaynak: 1, 2, 3,
Yorum Bırakın