Kemanın inceldiği noktada, ben bu hayat denilen kurmacadan kopuyorum. Günlük hayatın tekdüzeliğinden, küresel emperyalizmin popüler kültüründen ve en çokta özünü yitirmiş, içi boşaltılmış, değersizliği kendine paye edinmişlerden kurtulmak ve kaçmak.
Öncelikle bu yazıya başlarken arka fonda size Farjad'ın eşlik etmesini diliyoruzBir müzik aletinin kendi başına, hiçbir eşlik olmaksızın oluşturduğu müziğe tamamen kapılabilmek her zaman daha zordur. Keza bir müziğin insana 'bizden' hissettirebilmesi de. Bir şarkıdan söz yerine gözyaşı akabileceğini hiç düşündünüz mü? Peki ya müziğin bilmem kaç yıllık yorgunlukları inanılmaz derecede ehlileştirebileceğini? İlk defa Farid Farjad'da, bir acının yorulup dinlendiğini göreceksiniz.
Dünyadaki en iyi keman virtüözlerinin içinde adı geçen Farid Farjad, sanatın en zengin yerlerinden biri olan İran'da doğdu. 8 yaşından beri elinden kemanı düşürmeyen ve daha çok kemanı ağlatan adam olarak anılan müzisyen, 1966'da Tahran Müzik Konservatuarı'nda klasik müzik masterı yaptı. Hemen ardından ise Tahran Senfoni Orkestrası'nda görevler üstlenmeye başladı. Onu bu kadar başarılı ve unutulmaz yapan ise keman ile Klasik Batı müziğini birleştirerek dünyaya eşsiz eserler kazandırmasıdır diyebiliriz. Müzikle olan bağı çoğu sanatçıda olduğu gibi aileden geliyor. Annesi oğluna hamileyken bile geceyi elinde kemanla eden bir kadın. Farjad, annesinin hatırası üzerine albümlerinde o daha çocukken annesinin çaldığı müzikleri yeniden seslendiriyor. “Eğitimci bir aileden geliyorum. Annem, babam, amcalarım ve diğer aile üyeleri öğretmendi. Annem ve benim dışımda müzisyen olmasa da hep eğitim ve kültürle uğraşan bir aileden geldim.”''Dünyada yüzlerce milliyet, dil, din, mezhep olabilir. Ama sadece iki çeşit insan var. Vicdanı olan ve vicdanı olmayan.''
Farjad şu an kendisi gibi müzisyen olan Mitra Tavakkoli ile evli. Eski evliliğinden ise 2 erkek 1 kız olmak üzere 3 çocuğu var. Çocuklarının hepsi de babaları gibi müzikle ilgileniyor. “Washington’da yaşıyor onlar. Aramızda uçakla 6 saatlik bir mesafe var. Sürekli görüşmek istesek bile bu maddi açıdan da pek mümkün değil. 6 ay ya da yılda 1 kere denk gelirse görüşüyoruz. ABD’de yaşamanın getirdiği bir sonuç bu, kültürümüzle ilgili bir şey değil.”
Kemanı ağlatan adam ABD'ye gittiğinde orada çok fazla İran'lı olması sebebiyle zorluk çekmedi ve hatta İran kültürünü bir nevi oraya taşıdı. Uyum ve yeniliklere açık olma konusunda bir sıkıntı yaşamadığını hiç Türkçe bilmemesine rağmen albümlerinde Türkçe şarkılara yer vermesinden anlayabiliriz. En çok çalmayı sevdiği şarkı ise Sarı Gelin... “40 yıl önce İran Radyosu’nda çalınmıştı. O zamanlar İran’da bulunan albümlerin içinde de yer almıştı.”
Türkiye'yi çok seven ve sık sık İzmir'de yaşamak istediğini dile getiren sanatçının Türkiye'de en beğendiği müzisyenler ise Emel Sayın ve Ajda Pekkan.
''Biraz vicdan, biraz bahar, biraz yağmur, biraz hayal, bir kaç kitap, çokça umut herkese iyi gelir.''




Yorum Bırakın