Versay Sarayı'nın 11 Sırrı

Versay Sarayı'nın 11 Sırrı
  • 8
    0
    1
    6
  • UNESCO Dünya Mirasları listesine giren efsanevi Versay Sarayı’nı bilmeyeniniz yoktur. Peki ya Versay Sarayı’nın 11 sırrını biliyor musunuz? Versay Sarayı’ndan kısaca bahsetmek gerekirse 1661’de XIV. Louis tarafından bu karmaşık ve ihtişamlı sarayı yapmak için görevlendirilen André Le Nôtre, yapımı 40 yıl sürecek bir proje tasarladı. Paris’in merkezine sadece 20 km uzaklıkta olan bu saray, resmi kaynaklara göre 2017’de 7.700.000 ziyaretçiye ulaşmıştır. Sarayın sahip olduğu uzun ve zengin tarihinden dolayı gelen ziyaretçiler 17. ve 18. Yüzyıl saray yaşamının görkemli günlerine geri dönüyor. Keşfedilmeyi bekleyen hikayeleri, tarihi, tuhaf olaylarıyla Versay Sarayı hakkında bilmeniz gereken 11 sırrı sizinle paylaşıyoruz. 1. Saray Aslında Av Köşkü Olarak Tasarlanmıştı Versay Sarayı bu görkemli ve ihtişamlı yapısının tam tersine başlangıçta sadece av köşkü olarak tanımlanmıştı. Versay Saray’ının yanında mütevazi sayılabilecek bu köşk, XIII. Louis tarafından satın alınan araziye yaptırıldı. Zira XIII. Louis avlanmayı çok seviyordu ve av için sarayın bulunduğu topraklara gelip dönemediği geceler için bir köşk yaptırılmasını emretti. XIV. Louis tahta çıktığında ise bu av köşkü projesini genişleterek saray haline getirdi. 1682’de Fransız mahkemesini ve hükümetini bu saraya taşıdı. Sarayın inşaatı nihayet tamamlandığında sarayda tam olarak 5.000’den fazla kişi kalabildi. [caption id="attachment_211243" align="alignnone" width="640"] XIII. Louis[/caption] 2. Versay Sarayı’nın Bahçe Kokusu Ziyaretçileri Hasta Ediyordu Versay Sarayı’nın bahçeleri dünyanın en görkemli bahçelerinden biridir. Bahçe, tam olarak 372 heykel, 55 su sistemi, 600 çeşme ve 20 kilometreden fazla su borusu içerir. Sarayın yapımına başlanmasından itibaren yüzlerce bitki ve ağaç yıllarca ekilmeye devam etmiştir. Bu bahçeyi şaşırtıcı kılan şey ise 17. yüzyılda Trianon’daki bu çiçeklerden, ağaçlardan gelen koku karışımı o kadar güçlüydü ki gelen konuklar bu koku yüzünden hasta oluyordu. Bu koku ziyaretçileri bir süre Versay Sarayı’ndan uzaklaştırmaya yetmişti. [caption id="attachment_211248" align="alignnone" width="1200"] Versay Sarayı'nın Bahçeleri[/caption] 3. Aynalı Salon’u İnşa Etmek İçin Ayna Üreticileri Venedik’ten Kaçırıldı Versay Sarayı’nın bir av köşkünden saraya nasıl dönüştüğünden birinci maddede bahsetmiştik. İşte bu dönüşüm inşaatı ilk kez 1678’de mimar Jules Hardouin Mansart’ın önderliğinde başlanan belki de sarayın en dikkat çekici özelliklerinden biri haline gelmiş Aynalı Salon ile başlamıştır. O dönemde sarayın sahip olduğu en değerli eşyalar arasında 357 ayna vardır. Venedik o dönemde ayna yapımında dünyada tekele sahipti. Ancak Fransa hükümeti bir şekilde Venedikli ayna ustalarıyla anlaşmayı başardı. Bize ulaşan dedikodulara göre Venedik Hükümeti hem tekelini korumak amacıyla hem de zanaatkarların sırlarını vermelerini engellemek üzere şehri terk etmelerini yasaklayan ve cezasını ölüm olarak belirleyen bir yasa çıkardı. Bunun üzerine Fransa’dan gelen yetkililer ayna ustalarından birkaçını kaçırarak Versay Sarayı’nın ünlü Aynalı Salon’u inşa edilmesini sağladılar. [caption id="attachment_211249" align="alignnone" width="1200"] Aynalı Salon[/caption] 4. Versay Antlaşması Aynalı Salon’da İmzalanmıştır Aynalı Salon, yıllar boyunca birçok tarihi olaya ev sahipliği yapmıştır. En önemlisi ise Versay Antlaşması’nın imzalanmasıydı. Antlaşma, I. Dünya Savaşı’nı sona erdiren barış antlaşmalarının en önemlisi oldu. [caption id="attachment_211250" align="alignnone" width="987"] Versay Antlaşmasının imzalandığı anı temsil eden resim[/caption] 5. Mutfak Yemek Odasından Çok Uzakta Olduğu İçin Kral, Soğuk Yemekler Yerdi Saray oldukça büyüktü ancak mimarın bakış açısından dolayı yemek odası ile mutfak arasında oldukça uzun mesafe vardı. Bu yüzden kral çoğu zaman soğuk yemekler yemek zorunda kalmıştır. Bu uzak mesafenin sebebi aslında sarayda bazen 5.000 kişiden fazla insansın beslenmesiydi. Bu yüzden sadece yüzlerce hizmetçi yemek dağıtımında çalışıyordu. Olaya 18. Yüzyılda XV. Louis el atarak kendi dairesine özel mutfak inşa ettirdi. [caption id="attachment_211251" align="alignnone" width="600"] Versay Sarayı yemek odası[/caption] 6. Marie Antoinette’in Kendi Tatil Yeri Vardı Marie Antoinette, XVI. Louis’in karısıydı ve “The Petit Trianon” adlı kendi mülküne sahipti. Bu rezidansı kendi kişisel alanı olarak kullandı. Rezidans, taze sebze, meyve, süt ürünleri üreten bir çiftlik alanı ve tiyatro alanlarına sahipti. Ayrıca rezidansta aşk tanrısı konseptli bir heykelin merkezde olduğu yuvarlak bir koloniden oluşan aşk tapınağı vardı. Tapınağın yakınında Marie Antoinette için inşa edilmiş ve üzeri çeşitli bitkilerle kapatılmış bir mağara inşa edildi. Burayı kendi kabuğuna çekilmek için kullandığı söylenen Marie, bazı dedikodulara göre saraydan kaçmak için kullanıyordu. [caption id="attachment_211252" align="alignnone" width="2992"] Temple de l'Amour adındaki Aşk Tapınağı[/caption] 7. Versay, Döneminin İlk Hayvanat Bahçesine Sahipti Versay’ın aynı anda binlerce insana ev sahipliği yaptığını daha önce bahsetmiştik. Ancak bir zamanlar sarayın dört bir yanından görülen, her türden vahşi hayvan ve kuşla dolu bir bölme olduğunu biliyor muydunuz? Bu bölme Mimar Louis le Vau tarafından ayrıntılı bir menager olarak adlandırılıyor. Hayvanları La Menagerie’nin merkezi balkonundan görülebilmek mümkündü ayrıca hayvanlar ayrı ayrı ve özel olarak hazırlanmış kafes benzeri mahfazalara sahipti. Hayvanlara farklı yaklaşan bu model Avrupa’da kısa sürede benimsendi ve hayvanat bahçesi adıyla anılmaya başlandı. 8. Saray, Bilimsel Araştırmalarda Önemli Roller Üstlenmiştir Saray dönemi itibariyle savurganlığıyla ve sonsuz eğlencesi ile anılıyordu. Ancak tahmin edilenin aksine saray bilimsel araştırmalarda da büyük roller üstlenmiştir. Aydınlanma döneminde hem XV. Louis hem de XVI. Louis bilime karşı oldukça meraklı ve tutkuluydu. Horoloji, astronomi, ve kartografide yapılan deneylerin yanı sıra zoolojik çalışmaların da merkezi haline gelen saray bölgesinin laboratuvarlarından biri haline gelmişti. Doktorlar birçok hayvanı katledip inceleyerek önemli araştırmalara imza attılar. Versay Sarayı’nda yapılan bu çalışmalar veteriner okullarının kurulmasına yol açtı. Ayrıca Versay Sarayı sahip olduğu bahçeler itibariyle döneminin en büyük tarımsal gelişmelerini barındırıyordu.  Dünyanın dört bir yanından gelen ananas, kahve, kivi ve daha fazlası gibi 400den fazla botanik türe ev sahipliği yapmıştır. 9. Fransız Devrimi Sırasında Kraliyet Kapısı Kırıldı ve Yıkıldı Yoksulluk, açlık ve sefalet içinde yaşayan Fransa halkı, lüks ve savurganlık içinde yaşayan Versay hanedanını sonunda suçlu buldu ve 1789’da başlayan Fransız Devrimi sırasında, Fransız Devrimci Hükümeti tamamen altınla kaplanmış bu görkemli ön kapının sökülmesini emretti. 2008 yılında, kapı yeniden tasarlandı ve yaklaşık 100.000 altın yaprağı ile dekore edildi. [caption id="attachment_211260" align="alignnone" width="3648"] Versay Sarayı'nın Altın Kaplı Ön Kapısı[/caption] 10. Sıcak Çikolata Favori İçecekti Versay’da sürekli olarak ikram edilen yiyecek ve içeceklerin yanı sıra XV. Louis diğerlerinden farklı olarak sıcak çikolatayı çok seviyordu. Zaman geçtikçe kralın favorisi herkesin favorisi oldu. O zamanlar kakaolu içecekler bir üstünlük barındırıyordu ve kraliyet için egzotik bir seçim olarak düşünülmüştü. O zamanlar ortaya atılan bir dedikodu kralın kulağına kadar gitmişti. Dedikoduya göre sıcak çikolata afrodizyak etkisi yaratıyordu. Bunu duyan kral metreslerine bolca sıcak çikolata ikram etti. Hatta bazen sadece sıcak çikolatanın içildiği partiler düzenleniyordu. Marie Antoinette’nin bile sıcak çikolata tutkusu vardı. Bu öyle bir tutkuydu ki Marie Antoinette’nin kendi çikolata üreticisi vardı. [caption id="attachment_211263" align="alignnone" width="1200"] Versay Ssarayın'da sıcak çikolata içen soylular[/caption] 11. Odaların Kapıları Gümüşten Yapılmıştı Tuvalet, her ne kadar daha önce bulunsa da Fransa ve Avrupa o dönemde tuvaletten bir haberdi. Soyluların odasında küçük bir dolap bulunur, dolabın içerisinde ortası kesilmiş bir sandalye ve sandalyenin altında da bir kap bulunurdu. Tuvalet için bu dolapları kullanan soyluların kaplarını hizmetçiler değiştirirdi. Soylu olmayan insanların odalarında ise odanın bir köşesine koydukları kaplar bulunuyordu. İşte bu odalardan sarayın içine kötü koku yayılmaması için tüm kapılar gümüş ile kaplanmıştı. [caption id="attachment_211267" align="alignnone" width="1400"] XIV. Louis'in yatak odası[/caption] Kaynak: 1,2,3,4

    Yorumlar (1)
    • İçerikteki fotoğraflara bakarken acaba kocası müteahhit yeni gelin evine mi girdim hissiyatı oluşan bir tek ben miyim? Her taraftaki taşlı avizelerin, oymalı abartı mobilyaların ve altın varakların arasında gözlerim ''Babasının kızı, kocişkosunun premsesi, kün feyekun'' etiketli bir yeni gelin aradı.

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.