Eski zamanların birinde geçen acımasız ve hüzün dolu bir öykü bu. Ovidius anlatmış. Bazıları Boğaziçi'nin güzel ve yalnız Kız Kulesi'nde geçtiğini anlatmış bazıları da sert Çanakkale Boğazı'nda. Fakat nerede geçtiği önemli mi? Hayır. Çünkü hüzünlü aşk öyküleri mekan bilmezler. Bu öykü de mekan tanımamış, iki aşığın hislerine aldırış etmemiş.
Yukarıda ismine Afrodit, aşağıda Venüs denilen güzellik Tanrıçasının bir rahibi varmış. En az Afrodit kadar güzel. Ona Hero derlermiş. Güzelliği herkesi büyülermiş, karşısında kimse duramazmış. Hero tapınakta kuşlarla ilgilenirmiş. Her baharda kuşlar daha çok ziyaret edermiş tapınağı. Kuşlarla birlikte insanlar da bahar zamanı tapınağa gelirlermiş. Aşkı bulamayan insanlar, Afrodit'ten yardım isterler, mükemmel aşkı ararlarmış. Hero da mükemmel aşkı arayanlardanmış işte.
Bir de kral oğlu varmış o eski zamanların birinde. Babası gibi güçlü, yakışıklı Leandros. Fakat güç, soy, yakışıklılığı ona bir anlam vermemiş hiç. O da gerçek aşkı aramış. Ömründe hiç aşık olmamış Leandros da diğer insanlar gibi Afrodit tapınağına gitmiş bir gün, gerçek aşkı istemek için. İşte tam da o zaman görmüş Hero'yu. Gerçek aşkı istemek için gittiği tapınakta gerçek aşkını bulmuş. İlk görüşte birbirlerine vurulmuşlar. Nasıl veya neden diye sorulmamalı bu aşka. Zaten onlar da hiç bilmemiş.
Aşık olmuşlar olmasına fakat Hero, rahibe olduğu için evlenmesi yasakmış. Yine de Leandros vazgçemiş mi? Hayır. İlk defa aşk duygusunu tatmış Leandros, bu yüzden bu aşkın peşini bırakmamış. Birbirlerine kavuşmayı isteyen iki aşık sadece gece görüşelim diye anlaşmışlar. Gecelerin birinde Hero, Kızkulesi'nin tepesine çıkarak meşale yakmış. Leandros yolunu bulabilsin diye. Güçlü Leandros denize atlamış ve yüzmüş de yüzmüş. En sonunda birbirlerine kavuşmuşlar, aşklarını özgürce yaşamışlar. Haftalarca, aylarca bu yöntemle birlikte olmuşlar. Sanmışlar ki bu aşk hiç bitmeyecek, ömür boyu sürecek. Fakat zalim kader hiç durur mu? Bu aşkı istememiş.
Yine buluşacakları bir gece Hero, çıkmış Kız Kulesi'nin tepesine, meşalesini yakmış. Aşklarına her seferinde ışık tutan bu meşale bu sefer bu aşkın sonu olmuş. İstanbul'da fırtına hakimmiş. Deli rüzgar o kadar sert esiyormuş ki Hero, zar zor duruyormuş. Fakat yine de Leandros'a ışık tutması gerekirmiş. Leandros da her zamanki gibi denize atlamış ve aşkına doğru yüzmeye başlamış. Fakat Hero'nun meşalesi sert rüzgara karşı direnememiş ve sönmüş. Leandros zifiri karanlıkta nereye yüzeceğini bilememiş. Yine de yüzmeye devam etmiş. Fakat kafasını kaldırıp baktığında Kızkulesi'nden çok uzak olduğunu görmüş. Oldukça yorulmuş olan Leandros kendini derin sulara bırakmış.
Hero sabaha kadar beklemiş aşkını. İçini korku kaplasa da ümidini kaybetmemiş. Fakat acımasız kader ümit de dinlememiş. Leandros'un cansız bedeninin haberini almış Hero. Bu acıyı yüreği kaldırmamış ve o da kendisini derin sulara bırakmış.
"Yüzerek geleceğim sana.
Güzel kız, senin sevgin uğruna,
Sana geleceğim.
Sen beklerken beni ürkek bakışlarla,
Yüzerek geleceğim sana.
Dalgalar gemilere bile geçit vermese,
Yüzerek geleceğim sana.
Azgın dalgalar arasından"
Yorum Bırakın