Oyunlar küçüklüğünden beri oynayanlar için zaman geçirmelik, öylesine girip çıkmalık vs. şeyler olmaktan çıkıyor. Hayatlarımıza bir şekilde etki ediyor. Bazıları bir oyundan dostluklar kuruyor, bazen oyunlar hayat değiştiriyor, oyunlardan hayatının aşkını bulanlar oluyor vs. sayabileceğimiz birçok örnek var. Biz de bu yazımızda hem sizinle daha iyi etkileşime geçebilmek hem de oyunların hayatımızdaki yerine örnek vermek için yazarlarımızın hayatına etki etmiş bir oyuna ve etkisinin sebebine değineceğiz. Umarız beğenirsiniz ve duygularımıza bir şekilde ortak olabilirsiniz.
Hami Utku Topkaya - Civilization
Civilization’ı ilk abim oynarken görmüştüm ve sanırım 10 yaşında bile değildim. İlk başlarda sadece abime özendiğimden dolayı oynamaya başladım ve tabii ingilizce bilmiyordum. Bu yüzden de sürekli yeniliyordum. Civilization gerek ingilizce bilme gerekliliği gerekse kapsamlı düşünme ve strateji oluşturma anlamında önemli bir oyundur. Yani 7-8 yaşlarındaki ben için oyunun gerektirdiği hiç bir şeyi yapamamak anlamına geliyor bu. Ama Civilization’u oynamak için çok hırslanmıştım. Hatta oyuna erişebilmek için anneme “ingilizce öğreneceğim bu oyun sayesinde” kozunu kullanıp oyunu aldırmıştım. Kendi başıma oynadığım ilk zamanları hatırladığım zaman hala çok gülüyorum kendime. Bir çocuk düşünün sürekli “Allah Allah?”, “Niye ki?”, “Noldu ya şimdi?” cümlelerini kurup bir oyunla “cebelleşiyor”. Şimdi geri dönüp baktığım zaman -şu anda ingilizce bölüm biterecek olan ben- ingilizce kelime dağarcığımın büyük bir bölümünü Civilization’a borçlu olduğumu görüyorum ki aslında bu işin basit kısmı. Genelde çocukken sadece bir şeyi yapmak isteriz ve başka bir yönünü ya da etkilerini düşünmeyiz. Yani ailemizden bir “abur cubur” isteriz ama o zararlı mıdır ya da ailemiz karşılayabilir mi veya akadaşlarım özenir mi diye düşünmeyiz. Ben çok küçük yaşta Civilization sayesinde aynı anda bir çok şeyi hesaba katmamız gerektiğinin daha doğru olacağını öğrendim. Çünkü oyunu oynarken her seferinde başka bir detayın daha olduğunu veya bir başka şeyi “daha” hesaba katmam gerektiğini öğrendiğimde bu bana müthiş bir haz veriyordu. Çünkü erkenden büyümek isteyen Utku, aynı abisi ve büyükleri gibi kapsamlı düşünebiliyordu. Oyunu aşırı oynamaktan kaynaklanıyor olsa gerek, ekstra çaba göstermeden bu düşünme şekli -her ne kadar saf da olsam- refleks haline gelmeye başladı ve bu sayede çevremdeki büyüklerim ve öğretmenlerim benim farklı bir çocuk olduğumu fark ediyorlardı. O zamanlar bu benim için en büyük takdirlerden biriydi. Yani, Civilization’ın hayatımda büyük etkisi oldu diyebilirim. Ancak tek bir dezavantajı var hala yüzlerce saat Civilization oynuyorum :) Oyunla ilgili yazıma da buradan ulaşabilirsiniz.Ekrem Buğra Aras - Knights of Honor
Knights of Honor, Black Sea Games’in geliştirdiği gerçek zamanlı bir strateji oyunu. 2004-2005 yıllında çıkmış, zamanının gerçekten güzel bir yapımı bence. Hakkında söyleyeceğim çok fazla şey olsa da kısa kısa anlatmaya çalışacağım. KOH, gerek ekonomi sistemi, gerek casus sistemi gerekse oynanış biçimi olarak çok güzel bir yapım. Belki tek eksiği -bence bir eksik değil- dokuz tane yönetici veya komutan alabiliyor olmamız. Çoğu oyuncunun bu yönde şikayetleri var. Bunun dışında bence asıl eksik, oyunda sadece Avrupa haritasının olması, maalesef bir dünya haritası yok. Fan yapımı bir modla oyuna bir dünya haritası eklenebilse de, modun pek güzel olduğunu söyleyemeyeceğim. Oyunun Steam atölyesi yok ama internette bulabileceğiniz onlarca mod mevcut. Eski bir oyun olduğu için de çözünürlük konusunu da ufak bir mod ile çözebilmeniz mümkün. Sonuç olarak; gerçek zamanlı strateji veya strateji oyunlarını seviyorsanız hemen denemeniz ve kaçırmamanız gereken bir yapım. Ayrıca, -biraz el değiştirdiği söylense de- Black Sea Games’in ikinci bir oyun için çalışmaları sürdürüyor. Uzun bir süre geçmiş olsa da, bir gün çıkacağını umuyorum. Bu yazı bana KOH için güzel bir nostalji yazısı yazmam gerektiğini hissettirdi.Merve Erol - To The Moon
Benim için en özel oyunlardan birisidir. Her oynadığımda duygulandırır. Baş karakterimiz, ölüme en yakın olduğu zamanlarında bile sadece tek bir şey istiyor ve yıllardır bu istekle yaşıyordu. Sebebini gördüğümde o kadar kötü olmuştum ki... Mükemmel bir son ve hala oynadığım başka hiçbir oyun aynı hissiyatı sağlayamadı.Selinay - Hellblade: Seuna’s Sacrifices
Bir gün artık eski dizüstü bilgisayarımın süresi dolmuş ve yeni bir bilgisayar almışken Steam dünyasına girme isteğinin içimde yarattığı heyecanı hissedebiliyordum. Bu dünyaya çok geç girmiş olmanın aç gözlülüğü de beynimi karartmıştı. Miktarı düşünmeden onlarca oyun aldım ve içinde bu güzel oyun da bulunmaktaydı -ne güzel seçim yapmışım- İlk olarak bu oyunu açtım ve müthiş bir psikolojik gerilimin içinde buldum kendimi. Atmosfer, içimizi ve bedenimizi karartan o güçle savaşma duygusu, saatlerce bu oyunla benimleydi. Ek olarak oyunların küçük anlarından büyük anlamlar çıkarmayı çok seven birisi olarak, iki yıl önce çıkmış bu oyun benim için hedeflere yürümenin önemini oldukça göstermişti. Sevginin bir insanın gözünü karartmasıyla ölüme gidilen o yol hep zorlu oldu, lakin ruhsal çöküntülerin getirdiği bu çöküşe rağmen hiç yılmadı Seuna. Arkasında binlerce ‘’yapamazsın’’ sesine rağmen yürüdü ve savaştı. Başkası adına çıktığı bu yolda kendini de iyileştirdi, en azından o seslere rağmen başarabilmenin gücünü tattı. Kısacası geç girdiğim online satın alma dünyasında ilk oyunum olmasıyla ve kendi içinden ve dış dünyadan getirdiği zorluklara rağmen, tüm korkularına rağmen bir yolda yürüme azmiyle, interaktif bir sanat olmasıyla hayatımda önemli bir yer etti Hellblade: Seuna’s Sacrifice. Kuzey mitolojisi hakkında okumalar yapmamı sağlayıp beni kültürel açıdan bile geliştirdi. Ben daha ne isteyebilirim ki bir oyundan…Emre Dolu - Overwatch
Overwatch duyurulduğunda o kadar heyecanlanmıştım ki çıkması için gün saymıştım adeta. Blizzard’ın muhteşem sinematikleri ile süslediği evren beni fazlasıyla heyecanlandırmıştı. 2016 yazı geldiğinde Overwatch son zamanların en iyi çıkış yapan oyunu oldu. Yorumlar ve incelemeler çok olumluydu. Oyun beklentilerimin de üstündeydi ve aşırı beğenmiştim. O yaz oyunu tam anlamıyla çözmekle geçmişti ve eski bilgisayarım el verdiğince oynamaya çalışmıştım. Geçtiğimiz 3 yıl boyunca Overwatch’tan tanıştığım birçok yakın arkadaşım oldu. Çoğuyla gerçek hayatta hala görüşüyorum. O kadar iyi arkadaşlıklar kazandım ki bu oyunda, gerçekten bunun için çok şanslı hissediyorum. Hiç unutmam canımın sıkkın olduğu bir zaman oyuna girmiş ve oyun esnasında iletişim halinde birisi canımın sıkkın olduğunu fark etmiş. Oyundan sonra beni ekleyip dert dinlemişti ve moralimi yükseltmişti. Toparlayacak olursam Overwatch; oyun karakterleri, evreni, hikayesi ve oynanışı ile beni çok etkiledi. Bunların yanında kazandığım arkadaşlıklar çok ama çok değerli. Bir oyundan çok daha fazlası olup ailem olan Overwatch’un benim için yeri her zaman ayrı olacak. İyi ki varsın Overwatch.Ata - Star Wars Knights of the Old Republic
Büyük Star Wars hayranı olarak zaten bu evreni çok seviyorum. Küçüklüğümden bu yana hayatıma çok şey kattı ve bana çok şey öğretti. Filmleri, çizgi romanları, oyunları... Hala dönüp dönüp izliyorum, okuyorum, oynuyorum. Fakat beni en çok etkileyen ve duygularıma etki etmiş Star Wars eseri KOTOR oldu. Oyun, Star Wars'un ruhunu en iyi şekilde yansıtıyor. İyi-kötü savaşı, aydınlık taraftayken karanlık tarafın cezbediciliği, Jedi kodu, Sith kodu vs. Oyun seçenekler üzerine kurulu. Seçtiğimiz diyaloglar, eylemlerimiz, görevleri yapma şeklimiz bile nasıl biri olduğumuza etki ediyor. Oyundaki Jedi kodunu ilk gördüğümde çok etkilenmiştim ve bir kağıda yazıp odama asmıştım. Kodda şunlar yazıyor:"Duygu yoktur, huzur vardır. Cehalet yoktur, bilgi vardır. Hırs yoktur, sükunet vardır. Karmaşa yoktur, uyum vardır. Ölüm yoktur, Güç vardır."Kısacası KOTOR, hayatıma etki etmiş, güzel dersler çıkardığım, hikayesi ve oynanışıyla müthiş bir oyun.
Yorum Bırakın