Abdullah Avcı'dan Sergen Yalçın'a: Beşiktaş'ın Bir Sezonu

Abdullah Avcı'dan Sergen Yalçın'a: Beşiktaş'ın Bir Sezonu
  • 7
    0
    1
    0
  • Milli takımı çalıştırdığı kısa süre haricinde kariyerinin tamamını Başakşehir’de geçiren (eski adıyla İBB Sk) Abdullah Avcı Beşiktaş’ın başına geçti.

    Sezona girilirken Adriano, Quaresma, Medel gibi önemli oyuncularla yollarını ayıran Beşiktaş’ta; kadro Viktor Ruiz, Pedro Rebocho, Elneny, Nkoudou, Boyd ve Diaby ile kadro güçlendirildi. Başakşehir’deki son yılında topa hükmeden bir oyun şeklini benimseyen Abdullah Avcı, Beşiktaş’ta da aynı sistemi benimseyeceğinin sinyallerini veriyordu.

    Sezonun ilk 3 maçında Sivasspor’a mağlup olan, evinde Göztepe’yi yenip Rizespor ile berabere kalan Beşiktaş’ta toplanan 4 puanın yanısıra oynanan oyun kimseyi tatmin etmedi. Abdullah Avcı’nın elinde kafasındaki oyuna uygun bir kadro olmamasına rağmen bu oyunu oynatmakta ısrarcı olması sorunları da beraberinde getirdi.

     

    Sahaya 4-3-3 şeklinde dizilen Beşiktaş, topa sahip olduğunda Guardiola’nın da Manchester City’de uyguladığı 3-2-5 sistemine geçiyordu. Gökhan Gönül stoperlerin yanına girip savunmayı üçlerken, Caner Erkin ise false back rolünde orta saha içine girerek oyun kurma görevini üstleniyordu. Kanat oyuncuları ise çizgiye yakın oynayarak oyunu genişletiyor ve orta sahadan ceza sahasına kat edecek oyunculara yer açıyordu.

    Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Karius ve Vida’nın geriden pasla çıkma oyununa uygun olmaması, Caner Erkin’in önündeki tüm koridoru kullanan bir bek özelliği ile false back rolünde zorlanması ve kanat oyuncularının yetersizliğiyle Beşiktaş bu oyunu başarılı bir şekilde sahaya yansıtamadı. Bütün bu saha içi sorunlarının yanında takımda sakat ve cezaların bitmek bilmemesi ve arkasından gelen seçim kararı ile takım zirveden oldukça uzaklaştı.

    Abdullah Avcı’nın oynatmak istediği şablon sahada sonuç vermezken tecrübeli hoca, farklı şeyler deneyerek sonuç almaya çalıştı. Ekim ayında Ankaragücü deplasmanında alınan beraberlik sonrası üst üste 6 maç kazanan Beşiktaş’ta sular bir nebze olsun durulmaya başladı.

    Bu süreçte Atiba – Elneny ikilisinin merkezde olduğu ve sol tarafta Rebocho – Caner ikilisinin arkalı önlü oynadığı planda takım, baskın bir oyun yerine rakibi 2. Bölgede karşılayarak kaptığı toplarla hızlı bir şekilde kaleye gitmeyi tercih etti. Oynanan oyun taraftarı tatmin etmese de 6 maçta gelen 18 puan moralleri yükseltti. Sezon başından beri -hatta yıllardır- Abdullah Avcı ismine soğuk bakan Beşiktaş taraftarı, Aralık ayında oynan ve 4-1 kazanılan Kayserispor maçı sonrasında Abcullah Avcı’yı ilk kez tribüne çağırdı. İlk yarının son iki maçında deplasmanda Fenerbahçe’ye 3-1 yenilen ve evinde Gençlerbirliği’nin 4-1 yenen Beşiktaş, devreyi 30 puanla 5.sırada tamamladı.

    Devre arasına gelindiğinde takımın önemli takviyelere ihtiyacı olmasına rağmen, önceki yönetimden büyük bir enkaz devralan Ahmet Nur Çebi ve yönetimi, transferin son günü bedelsiz kiralanan Kevin Prince Boateng dışında bir transfer yapamadı.

    İkinci yarının ilk maçında sahasında Sivasspor’a 2-1 mağlup olan Beşiktaş’ta, aynı hafta içi Türkiye Kupası’nda Erzurumspor’a elenilmesinin ardından Abdullah Avcı ile yollar ayrıldı.  Kısa bir süre içerisinde ise kulübün efsane ismi Sergen Yalçın takımın başına getirildi.

    Sergen Yalçın ismi taraftarı heyecanlandıran bir isim olsa da ben dahil birçok Beşiktaşlı’nın üzerine soru işareti koyduğu bir isimdi. Daha önce hiçbir takımda uzun süreli çalışmaması, sezon ortası geldiği takımlarda kısa süreli bir başarı yakalamasının ardından ertesi sezon kısa süre içinde başarısız olarak ayrılması gibi unsurlar nedeniye taraftar ikiye bölünürken; Sergen Yalçın Beşiktaş kariyerine Gaziantepspor Fk karşısında başarılı bir giriş yaptı. Ertesi maçta Başakşehir deplasmanında oynanan iyi oyuna rağmen şanssız bir şekilde mağlup olunurken sıradaki rakip lig lideri Trabzonspor’du.

    Sezonun geri kalan bölümüne damgasını vuran Trabzonspor’a karşı erken geri düşmesin rağmen, Beşiktaş sezonun en iyi maçını oynadı. Rakip ceza sahasında 52 kez buluşarak sezon rekoru kıran ve maç boyu rakibine nefes aldırmayan Beşiktaş, Uğurcan’ın mükemmel performansını aşamadı ve sahadan 2-2’lik beraberlikle ayrıldı.

    Sergen Yalçın’ın baskılı ve tempolu oyunu taraftara büyük bir zevk veriyordu. Topu hiç dolaştırmadan direkt olarak hızlı bir şekilde kalaye giden takım, önde basarak rakipleri hataya zorluyor ve yine topu kaptığı gibi gol bölgesine gidiyordu.

    Pandemi arasına girilirken kulübün halihazırda içinde bulunduğu yoğun ekonomik buhran daha da kötüye gitti. Oyuncuların maaşları ödenemezken Lloris Karius sözleşmesini tek taraflı feshederek takımdan ayrıldı. Bu şartlar altında pandemi arası sonrasında Antalyaspor karşısına çıkan takım, yine çok sayıda gol pozisyonundan yararlanamadığı maçta 2-1 mağlup oldu.

    Beşiktaş kalan 7 maçta 6 galibiyet ve 1 mağlubiyet alırken topladığı 18 puanla pandemi arası sonrasında en çok puan toplayan takım oldu. Maaş almadan oynayan oyuncular, koronaya yakalananlar; Burak, Caner ve Gökhan gibi önemli oyuncuların takımdan ayrılacak olması gibi olağanüstü şartlar altında bu şekilde bir sıçrama yaparak ligde 3.sırayı alan takımı ve başta Sergen Yalçın’ı tebrik etmek gerekiyor.

    Fakat önümüzdeki günlerde Beşiktaş’ı güneşli günlerin beklediğini söylersek fazlasıyla iyimser oluruz. Yeni sezona kadar olan kısa arada eksik bölgelere takviye yapılması gerekirken, ihtiyaç olan transfer sayısı hiç de az değil. Aynı zamanda ekonomik şartları da düşünürsek iyi bir kadro kurulma ihtimali imkansıza yakın. Ama yine de Sergen Yalçın’ın önderliğinde  yeniden yapılanacak olan Beşiktaş’ın bizlere keyifli maçlar izleteceği kesin.

     


    Yorumlar (1)
    • keşke futboldan anlasaydım da bu yazıyı yorumlayabilseydim

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.