Sizlere psychedelic rock müziğinin 1967'de ilk tohumlarının atıldığı Pink Floyd'un ilk albümü olan The Piper at the Gates of Dawn'dan bahsedeceğim. Albümün ismi Kenneth Grahame'ın "The Wind in the Willows" adlı kitabının bir başlığından gelmektedir. İsmindeki "Piper" yunan mitolojisinde bir tanrı olan "Pan" dır. Albümde hem psychedelic hem çocuksu bir hava vardır.
Şarkıların hepsi (Take Up Thy Stethoscope And Walk hariç) grubun kurucu üyesi olan Syd Barrett tarafından yazılıp söylenmiştir. Albüm, başka bir efsane psychedelic rock albümü olan The Beatles'ın Sgt. Pepper's Lonely Heart Clubs Band ile aynı zamanda Abbey Road stüdyolarında kaydedilmiştir.
Albümün en etkili ismi Syd Barrett, 1965 yılında başladığı LSD ile daha çok psychedelic tarzda müziğe yöneldi. Şarkıların sözlerinde bu etki açıkça görülüyor.
1- Astronomy Domine
Pink Floyd'un ilk nefesi Astronomy Domine. İnsanı bulunduğu yerden uzaklaştıran, Pink Floyd'u Syd Barrett eşliğinde ilk defa uzaya çıkartan, sözlerinde gökyüzündeki gezegenlerden bahseden albümün ilk şarkısı.
Jupiter and Saturn, Oberon, Miranda and Titania
Neptune, Titan, stars can frighten
Blinding signs flap,
Flicker, flicker, flicker blam, pow, pow
2- Lucifer Sam
Şarkının adı "Percy the Rat Catcher" iken sonradan "Lucifer Sam" olarak değişmiş. Syd bu şarkıyı metafordan çok ölen kedisi için yazmış. Syd Barrett'in kız arkadaşı Jenny Spires şarkıda "Jennifer Gentle" olarak anılacaktır.
Ginger, ginger, Jennifer Gentle you're a witch
You're the left side
He's the right side
Oh, no
That cat's something I can't explain
3- Matilda Mother
İngiliz şair Hilaire Belloc'un büyük bir hayranı olan Syd "Matilda Mother" i yazarken ondan etkilenmiştir ve şarkısında ondan bölümler kullanmıştır. Daha sonra telif hakları nedeniyle şarkı tamamen Barrett'in yazdığı sözlerle değiştirilmiştir. Şarkı daha çok çocuksu ve hikaye tarzındadır. Rick Wright'ın çaldığı klavye solosu çok tatlıdır.
There was a king who ruled the land
His majesty was in command
With silver eyes the scarlet eagle
Showers silver on the people
4- Flaming
Başında Roger Waters'ın bisiklet pompası şeklinde ilginç bir üflemeli enstrüman ile katkıda bulunduğu şarkıdır. Syd şarkı sözlerinde metaforu çok kullanmıştır.
Watching buttercups cup the light
Sleeping on a dandelion
Too much, I won't touch you
5- Pow R. Toc. H.
Albümün iki enstrümental parçasından biridir. Şarkıda farklı hayvan sesleri bulunduran, sanki bir hayvanat bahçesi için yapılmış, hafif jazz hissedilen bir parça. Üst üste çok dinlemenizi kendimce tavsiye etmiyorum.
6- Take Up Thy Stethoscope And Walk
Syd Barrett'ın besteci olarak bulunmadığı albümün tek parçasıdır. Take Up Thy Stethoscope And Walk, Roger Waters tarafından yazılmıştır. Klavyesini çok beğendiğim şarkıdır.
Doctor doctor!
I'm in bed
Achin' head
Gold is lead
Choke on bread
7- Interstellar Overdrive
Albümün en sevdiğim şarkısıdır. Enstrümentaldir, şarkının bölümleri sanki bir uzay mekiğinin içinde uzaya gidip, yıldızların arasında dolaştıktan sonra tekrardan dünyaya inişini anımsatıyor. Başındaki gitar riffi muazzamdır.
8- The Gnome
The Gnome, romantizm ve modern masallarda geçen yeraltında yaşayan küçük bir insansı anlamına geliyor. Syd bu şarkının sözlerinde Grimble Gromble adında bir cücenin hikayesini anlatmaktadır.
A gnome named Grimble Crumble
And little gnomes stay in their homes
Eating, sleeping
Drinking their wine
9- Chapter 24
Syd Barrett'ın Çince bir kitap olan I Ching'in İngilizce çevirindeki 24. bölümünü açıp oradaki sözcükleri beste yaptığı şarkıdır.
A movement is accomplished in six stages
And the seventh brings return
10- The Scarecrow
Syd Barrett bu şarkıda kendini bir korkulukla karşılaştırıyor, şarkıda varoluşçu temalar bulunuyor. Şarkı, 12 telli akustik gitar ve çellodan oluşan barok, psychedelic halk enstrümantal bölümü içeriyor.
The black and green scarecrow is sadder than me
But now he's resigned to his fate
'Cause life's not unkind, he doesn't mind
He stood in a field where barley grows
11- Bike
Albümün son şarkısı, 1965 yılında Syd Barrett tarafından kız arkadaşı Jenny Spires'a yazdığı şarkıdır.
You're the kind of girl that fits in with my world
I'll give you anything, ev'rything if you want things
Syd Barrett ilk iki albümden sonra Pink Floyd'tan ayrılsada grubun kendisinden sonra yapacağı diğer şarkılara etkisini bırakmıştır.1975 yılında Pink Floyd, Wish You Were Here albümünü kaydederken Syd Barrett'ten esinlenerek "Shine on You Crazy Diamond" (kelimelerin baş harflerinden Syd kelimesi ortaya çıkmaktadır) ve "Wish You Were Here" şarkılarını besteledi.
Yorum Bırakın