3 Filmle Chrıstopher Nolan

3 Filmle Chrıstopher Nolan
  • 3
    0
    0
    0
  • Nolan modern gişe sinemasının şovalyesi, vizyonel bir adam. Filmlerinin senaryolarını iyi yazıyor ve sağlam tekniklerle bu senaryoları filme dönüştürüyor. Kolaycılıktan kaçıyor ve büyük emek gösteriyor. 

    Nolan'ın sinema macerası 8 yaşında babasının aldığı kamerayla başlıyor. Stop Motion filmler yapıyor ve filmlerinde oyuncaklarını oynatıyor. Sinema aşkıyla büyüyen Nolan üniversitede İngiliz dili ve edebiyatı okumaya karar veriyor. Bu çok absürt bir tercih gibi görünüyor değil mi ? Nolan gittiği okul için şunu söylüyor; ' Okuduğum üniversitede muhteşem film ekipmanları vardı, hususen bu okulu tercih ettim.' Öğrencilik yıllarında bol bol kısa filmler çeken Nolan'ın en bilindik kısa filmi Doodle Bug'dır. Aslında Doodle Bug Nolan'ı tanımak için gayet yeterli bir film.

    Bu adamın zaman kavramıyla bir derdi var !!

    İlk uzun metrajlı filmi Following'i siyah beyaz çekiyor. Bu film uzun metrajlı olsada tam prodüksiyonlu bir film değil. Kamera arkasında her yerde Nolan'ı görüyoruz. Filmdeki oyuncular Nolan'ın arkadaşları, filmi sadece haftasonu çekebildikleri için filmin çekim aşaması tam 1 sene sürmüş. Following sayesinde bağımsız sinema sektöründe bir film çekme şansı yakalıyor.

    Nolan'ın ilk büyük çıkışı 'Memento' !!

    MEMENTO

     

                                                                                       

    Memento aslında Christopher Nolan'a değil çoğu işini birlikte yaptığı kardeşi Jonathan Nolan'a ait bir senaryo. Jonathan kafasında Mori isimli bir hikaye kuruyor ve bunu abisi Christopher Nolan'a anlatıyor. Christopher Nolan bu hikayeyi senaryolaştırıyor ama hikayeyi tersten yazıyor, yani film sondan başlayıp başa doğru akıyor. Böylece sürprizlerin ardı arkası kesilmiyor. Nolan senaryoyu  yapım şirketine satıyor ve 5 milyon dolarlık bir bütçe açılıyor. Aynı zamanda o zamanlar Matrix sayesinde popüler olan Carrie Anne-Moss ile film için anlaşma yapılıyor. Memento felsefi güdümleri olan bir film. Kimlik üzerine bir alt metin içeriyor. Film bizlere her anı gerçek midir ? Anılar sadece gerçeklerden oluşan izler midir ? şeklinde sorular sorduruyor. Leonard'ın dövmelerini aynaya baktığımız zaman doğru bir şekilde okuyabilmemiz, kişinin kendi içerisinde gerçekliği ne denli kaybedebileceğine yönelik bir söylem mi ??  Filmi daha iyi anlamak için 'İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Deneme' kitabını mutlaka okuyun. Christopher Nolan'da Memento'yu yazarken bu kitaptan esinlenmiş.

    Filmde eski bir polis olan Leonard'ın karısı tecavüz edilip öldürülür. Karısının intikamını almak isteyen Leonard, yaşadığı travmatik olayı atlatamaz ve ileriye dönük amnezi hastalığına yakalanır. Karısının yaşadığı travmatik olay sonrasında hiçbir şey hatırlayamaz. Hafızası sürekli olarak anılarını siler bu yüzden vücudunun her yerine unutmaması gereken tarih, olay ve isimleri dövme yapar. 

    Nolan bu filmle en iyi senaryo dalında Oscar'a aday gösterildi ama alamadı.

    Memento'dan sonra Steven Soderberg sayesinde Insomnia'nın da yönetmenliğini yapan Nolan bir süre inzivaya çekiliyor. Bu süreç içerisinde hatırlardan silinmeyecek bir film yapmak istediğini ve bunun için çalıştığını söylüyor.  Daha sonra Batman üçlemesiyle geri dönüyor.

     

    BATMAN BEGINS, THE DARK KNIGHT, THE DARK KNIGHT RISES

     

               

    Batman serisi ilk çıktığı zaman müthiş bir patlama etkisi yaratıyor ve en fazla gişe yapan süper kahraman filmi oluyor. Şu an Batman'in yaptığı gişeyi geçen filmler var tabi. 

    Nolan, Batman hikayesi anlatmaktan çok Bruce Wayne adı altında bir çatı kuruyor. Bu çatı altında çocukluğunu, ahlakını, adalet anlayışını teknoloji çerçevesinde birleştirip bizlere sunuyor. 3 yıl sonra ikinci Batman filmini çekiyor. The Dark Knıght bu filmle sinema tarihine damga vuruyor. Unutulmaz bir Joker profili çiziyor ve toplumsal kaosun doğuşuna bir kapı aralıyor. Joker'le birlikte birçok alt metin vererek kaybedecek bir şeyi olmayan bir insanın kendi kıyametini koparıyor.  İyiyle kötü arasında ne kadar benzer motivasyonlar olduğunu ve saklandığımız maskeler ardından hayatı yaşayan birer hiç olduğumuzu düşünen Joker karakteri, seyirci üzerinde tarifsiz bir iz bırakıyor. 2. Filmin sonunda trajik iki olay yaşanıyor. Joker karakterini canlandıran Health Ledger film sonrasında hayatını kaybediyor. Health Ledger karakterine hazırlanırken kendini bir otel odasında kapatıyor ve günlerce uyumuyor. Yanına aldığı defterine uykusuzluk sonrasında edindiği mazoşik davranışlarını not alıyor. Karakterine ağır bir şekilde hazırlanan Ledger rolünün hakkını veriyor fakat kendisi de içine girdiği rolden çıkamıyor. Film sonrasında bir otel odasında aşırı doz uyku hapı kullanımı yüzünden ölü olarak bulunuyor. Filme dair ikinci trajik olay ise 3. filmin premierinde gerçekleşiyor. Joker sevdalısı bir katil filmi izlemeye gelenlere silahlı saldırıda bulunuyor. 50'ye yakın insan yaralanırken 12 kişi hayatını kaybediyor. Nolan, filmlerinin toplum üzerinde bu denli kuvvetli etki uyandırmasına mı sevinsin yoksa yaşanılan olayın vahşetine mi üzülsün bilemediği tuhaf bir çıkmaz içerisinde kalıyor.  3. Filminde araladığı toplumsal kaosun kapısını sonuna kadar açıyor ve yönetimin suçluların eline verildiği, acının karşılığının zafer olduğu bir distopia kuruyor. Aslında 3. filmde Joker'in de olması planlanıyor fakat Ledger'in ölümünden sonra Joker'e yer verilmiyor. Kara Şovalye Yükseliyor ile büyük bir beğeni topluyor. Film Imax sahneleri en fazla olan film olarak tarihe geçiyor. Nolan filmde görsel efektlere olabildiğince yer vermiyor. Nolan genel olarak görsel efektler kullanmaktansa mühendislik numaraları tasarlayıp her şeyi çekerek göstermek isteyen bir yönetmen. 3. filmin karda çarpışma sahnesinde tam 1.000 figürran kullanılıyor. 

    Batman üçlemesi bilim kurgu türünde anılmaktan çok suçu, dramı, gerilimi ve aksiyonu birleştiren bir seri olarak aklımızda yer ediniyor. Kaçınılmaz bir gerçek ki kimse Batman'i bir daha Nolan gibi çekemeyecek. Çok kendine has farklı bir süper kahraman yaratıyor. 

    Batman üçlemesi devam ederken Prestij ve Inception'ı çekiyor. Inception'ın senaryosunu yazmak yaklaşık 10 senesini alıyor. Inception çoğu kesim tarafından sevilsede bazı insanlar tarafından da tam anlaşılamamış bir film olarak anılmıştır. Hatta bu yüzden bu filmler sonrasında yaptığı Interstellar'da her şeyi çok fazla açıklamaya çalışmış ve yine eleştirilmiştir.

    Bakalım Interstellar'da neyi nasıl anlatmış.

     

    INTERSTELLAR 

             

    Yıldızlararası seneler önce yazılmış bir hikaye. Kardeşi Jonathan kat teoreminden yola çıkarak yıldızlararası isminde bir senaryo yazıyor. Senaryo ilk önce Steven Spielberg'ün eline geçiyor. İlk etapta filmi çekmeyi kabul eden Spielberg daha sonra vazgeçiyor. Nolan kardeşler oturup filmin senaryosunu tekrar şekillendiriyor ve düzenliyor. Yıldızlararası içinde yalnızca teoriler barındıran bir distopia filmi değil, aynı zamanda içerisine yerleştirilen baba-çocuk ilişkisiyle de yüreğe dokunan bir hikaye. Bu kısım filmi izlerken bende daha eşsiz bir damak zevki yaratırken çoğu eleştirmen tarafından konudan sapılmış şeklinde anılıyor. Bu film için duyduğum en çılgınca şey; filmde mısır tarlasında yapılan takip sahnesi için mısır ektirmiş olması. Interstellar Batman üçlemesi kadar anılmasa da benim en sevdiğim Nolan filmlerinden biri.

     

    Nolan için genel olarak söyleyebileceğim sanırım birkaç cümle kaldı. Her şeyi çekerek göstermek isteyen bir adam. Teknolojinin hilelerinden çok, yaratıcı mühendislik tasarıları kullanmayı seviyor. Buna Inception için tasralanan otel odasını örnek verebilirim. 

     

    Sette yardımcı yönetmen istemeyen, monitor kullanmayıp sürekli kameranın yanında duran, hardcore bir ekibi olan ve sürekli onlarla çalışan, email ve telefon kullanmayan, çoğu kimse tarafından gıcık şeklinde de anılan ama ne olursa yaptığı bütün işlerde tam 12'den vuran bir yönetmen.  

    Chris Nolan'dan bahsedip, projelerini anlatıp da Hans Zimmer'a uğramadan geçemeyeceğim. Inception için hazırlanan 'Tıme' ve Interstellar için yaratılan ' Fırst Step' soundtrackları muazzam. Her dinleyişimde filmin içerisinde, rüyaların arasında veya zaman boşluğunda kaybolmuş gibi hissediyorum. Batman ve diğer filmleri için yaptığı müziklerde harika.            

                                                 

                                                 

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.