Tapınak şövalyeleri tarihin sırrı hala çözülemeyen topluluklarıdan biri. Peki tapınak şövaleyeleri aslında kim ?
Haçlı serferlerinden geriye kutsal kase gibi kutsal emanetler kaldı. Tapınak şövalyelerinin hikayesi haçlı seferleriyle başlıyor. Haçlı seferlerinin iki amacı vardı; İslamın önünü kesmek ve 7. asırdan beri müslümanlar tarafından yönetilen Kudüs' ü geri almak. 1. haçlılar avrupadan 1096' da ayrıldı. Bu birliğe genel sefer deniyordu. Birliğe katılmak için şövalye olma zorunluluğu yoktu, isteyen herkes birliğe katılabiliyordu. Orta çağ katolik klisesi savaşa katılanları ödüllendirdi ve günahlarını affetti. 3 yıl süren katliamlar sonucunda haçlılar kutsal şehri ele geçirdiler. İnsanlar İsa' nın çarmağa gerildiği yeri görmek için yolculuk yapmaya başladılar. Fakat bu yolculuklar hiç güvenli değildi. Kudüs alındıktan sonra haçlılar evlerine dönmüş ve şehri koruyan kimse kalmamıştı. Daha sonra tapınak şövalyeleri olacak ilk üyeler ortaya çıktı. Kurucuları varlıklı bir Fransız asilzadesi Hugues de Payensdi. Payens kutsal toprakalara gelen hristiyanları korumak için ailesinden 9 kişiyi silahlandırmayı önerdi. Tapınak şövalyelerinin asıl amacı Kudüs'e gelen yolcuları korumaktı ve asıl isimleri Süleyman Mabedi' nin yoksul şövalyeleriydi. Ziyaretçileri korumak gerçek amaçları mıydı? Onları doğuya yönlendiren neydi?
Şövalyeler Kudüs' e gittikten sonra 8-9 yıl boyunca ortadan kayboldular. Bu süre içinde hiç görülmediler. Kendilerini Kudüs kralı olan 2. Baudouin' e tanıttılar ve böylece onlara tapınak tepesinin güneyinde kalacak yer verildi. Şövalyeler karargahlarını İncil' de Süleyman Mabedi olarak geçen yere kurdular. Sonraki 75 yıl boyunca burda yaşadılar. 9 kurucu şövalye batıya dönüp büyük bir ortaçağ otoritesi olarak yeniden ortaya çıkmadan önce Süleyman Mabedin' de ne yapıyorlardı ?
1867' de bir arkeolji ekibi kazı yaptıkları sırada İncil' de Sülayman Mabedi olarak gösterilen yere kazılan tüneller buldular. Tünellerde tapınak şövalyelerinin yapılarından bulundu. Bunlar tünelin tapınak şövalyeleri tarafından kazındığını ya da onlar tarafından kullanıldığını kanıtlıyordu. Haçlı seferlerine katılan birinin yazdığı mektupta şövalyelerin kutsal emanete sahip olduğunu söylüyordu. O zamanlar kutsal emanetler çok kıymetliydi. Ama tapınak şövalyeleriyle bağdaştırılan ve hepsinin üzerinde tutulan bir kutsel obje vardı. Bu obje bazı kesimler tarafından tapınak şövalyelerinin koruduğuna inandığı kutsal kaseydi. Kutsal kase herkes tarafından farklı bir şekilde yorumlanıyor. Bir diğer inanışa göre şövalyeler Yahudi ayaklanması sırasında Süleyman Mabedine gömülen altınların peşindeydiler. Bu inanış 1952' de ölü deniz parşömenleri ortaya çıktığında sağlamlaştı. Bu parşomenlerde 200 ton altın ve gümüşten oluşan bir hazine envarteri vardı. Tapınak şövalyelerinin aradıkları şey bu muydu ? Ve bulabildiler mi ?
Bilinene göre kazılar biter bitmez avrupaya döndüler ve çok kısa bir zaman diliminde oldukça güçlü ve zengin oldular. Tapınak şövalyeleri hem din adamları hem de askeri güçtüler. İlk şövalyeler Kudüs' ten döndüklerinde itirazlarla başa çıkacak güçlü bir koruyucuları vardı. Bernard zamanın en önemli papazıydı. Tapınak şövalyelerini savunan bir bildiri yayınlandı. Tapınak şövalyeleri tarihihin en başarılı asker ve para toplama kampanyalarına başladı. Böylelikle insanlar şövalyelerin kutsal toprakları savunmaları fikrini benimsedi. Tapınak şövalyesi olmak için asil bir soydan gelmeniz ve sahip olduğunuz toprakları organizasyona bağışlamak zorundaydınız. Tapınak şövalyeleri, Kudüs' e saldırmayı planlayan Müslüman lider Selaaddin' in 26.000 kişilik ordusunu bozguna uğrattılar. Tapınak şövalyelerini halka sevdiren onların seçkin, eğitimli ve korkusuz savaşçılar olmalarıydı. Şövalyeleri güçlü kılan şey sadece askeri becerileri değildi. Gizli yapılan törenlerde ettikleri bağlılık yeminlerinin güçleri üzerinde en az askeri becerileri kadar etkisi vardı. Şövalyelerin gözlerden uzak bu törenlerinde ne yaşandığı, neler yaptıkları bilinmiyor.
Tapınak şövalyeleri güçlerinin zirvesine ulaştılar. Ortaçağ' da rakipsiz bir imparatorluk kurdular. Bu dönemden itibaren tapınak şövalyeleri artık Kudüs topraklarını korumuyorlardı. Yolcuları hedef haline getirmeden, üzerlerinde para ya da değerli eşyaları olmadan taşımanın sistemini bulmuşlardı. Yolcular değerli eşyalarını ya da paralarını kendilerine en yakın tapınak şövalseyesi karargahına emanet ediyorlardı ve bunun yerine şifreli bir not alıyorlardı. Yolculuk bitiminde yazılı kağıdı geri götürüp paralarını alıyorlardı. Tapınak şövalyelerinin kullandığı bu sistem bugünün bankacılık sistemine ilham vermiştir. Özellikle yüksek profilli borç vermeleri. İmparatorlara ve krallara borç veriyorlardı ve bu paralar için kira bedeli alıyorlardı. Dönemin papası sayesinde yüksek miktarda ödeme aldılar ve vergilerden muaf tutuldular. İçlerinde özel bir hiyerarşi oluşmuştu. Her ülkede karargahları denetleyen usta şövalyeler bulunmaktaydı. Orta doğuda ki kuvvetler çoğaldıkça zayıflamaya başladılar.
Başlayan bir savaş tapınak şövaleyelerinin sonunun başlangıcıydı. Türkler Kudüs' ü yeniden ele geçirdi ve hristiyan yönetimine kalıcı olarak son verdiler. Kutsal toprakların kaybedilmesinden sonra halkın onlara olan güveni azaldı. Şövalyeler sahip oldukları avantajların bedelini zamanın en büyük skandallarından biriyle ödemek üzereydi. Şovalyelerin karargahlarına yapılan baskınlar Ekim ayında 13. cumada başladı. O gün sonsuza kadar şansız ilan edilecekti. O sabah Fransada ki karargah saldırıya uğradı ve şövalyeler tutukladılar ve mülklerine el kondu. Tutuklanlar arasında büyük ustada vardı. İsa' yı reddetmek ve eşcinselliği kurumsal olarak ifa etmek gibi dönemin en kötü suçlarıyla suçlanıyorlardı. Fransa kralının şövalyelere borçları vardı ve onlardan kurtulursa hem borçlardan kurtulacak hemde onların hazinelerine el koyacaktı. Kralın yaptığı baskı sebebiyle dönemin papası tapınak şövalyelerini afaroz etti. Tapınak şövalyeleri yargılandı ve ölüme mahkum edildiler. Kral hazinelere hiç ulaşamadı. Söylentilere göre tarikat yaşanacakları sezdiği için hazineler Paris tapınağıdından kaçırılarak nehir yoluyla La Rochelle' e ulaştırıldı. Bu yıllarda kaç adet tapınakçının nehir yoluyla ayrıldığı bilinmiyor. Ancak bilinen birşey var; tapınak donanması birden bire ortadan kayboldu.
Yorum Bırakın