"What is deemed as 'his-story' is often determined by those who survived to write it. In other words, history is written by the victors. Now, with the help of the Roman historian, Tacitus, I shall tell you Queen Boudicca's story, her-story..."   -Thomas Jerome Baker

Tarih boyunca mitlere, efsanelere, hikayelere konu olan savaşçıları, kahramanları duyup okumuşuzdur. İsmini bu satırlara yazdıran Boudicca da Britanya tarihinin efsanelerinden biri olmuştur. 

M.S. 43 yılı Roma İmparatorluğu için en parlak zamanlarından biriydi; topraklarını genişletmeye, yeni yerleri işgal altına almaya başlamıştı. Öyle ki Britanya'daki pagan kabileler için kabus denilebilecek bir döneme girilmişti. O dönemin İmparatoru Claudius, Kelt halkına ağır vergiler bağlıyor ya da onları göçe zorluyordu. Fakat Iceni kabilesinin Roma'ya hizmet için bölgede kalmasına izin verilmişti. Kabile lideri Prasutagus da Roma İmparatoru ile iyi geçiniyor, anlaşmaya sadık kalmaya çalışıyordu. 

Gittikçe artan işgalleriyle Roma İmparatorluğu askeri birliğini arttırmış, Kelt kültürünü ve ritüellerini yok etmeye başlamıştı. Buna sessiz kalamayan Iceni kabilesi ise silahsızlandırılmaya zorlandı. Öfkesi artan bu kabileyi yatıştırabilecek, İmparatorlukla anlaşmalarını koruyabilecek liderleri Prasutagus da hayatını kaybedince geriye sadece gelecek olan yaptırımlar kalmıştı. Prasutagus ölmeden önce de krallığı karısına ve iki kızına bırakmıştı ancak Roma yasalarına göre bir kadın miras üzerinde hak talep edemiyordu. Bunu fırsat bilen Roma İmparatorluğu Icenileri himayesi altına almış, halkı köleleştirip Prasutagus'un iki kızına da tecavüz etmişti. Hem Icenilerin hem de Roma İmparatorluğu'nun bilmediği şey ise gözleri önünde kızlarına tecavüz edilen kadının intikam ateşiydi. Bu intikam ateşi Boudicca'ya tahmin edilemez bir güç verdi.

Boudicca intikam planlarını en ince ayrıntısına kadar düşünüp yapmıştı. Roma ordusunun başka bir bölgedeki ayaklanmaya gitmesini fırsat bilmiş ve M.S. 61 yılında farklı kabilelerin de içinde olduğu yaklaşık 100.000 kişilik bir orduyla yola çıkmıştı. Boudicca diğer Keltler gibi savaşçı zihniyetle yetiştirilmişti ve buna göre hareket ediyordu. Ordusunu bölgenin farklı kesimlerine dağıtarak işgale hazırlandı. Kalbinde ve zihninde olan tek şey ise kızlarının ve halkının intikamını almaktı. 

Boudicca ve ordusu Camuldonum'u ele geçirmiş ve yakıp yağmalamıştı. Oradan sağ kurtulan askerler ve halk Londinium'a (Londra) kaçmış, hala intikam ateşiyle yanan Boudicca da onları takip etmişti. Londinium'a da ciddi hasarlar verip yönünü Verulamium'a (günümüzde St. Albans) çevirmiş, orayı da yakıp yıkmıştı. Boudicca ve ordusu muazzam güçteki Roma İmparatorluğu'nun üç büyük şehrini işgal edebilmiş, Roma ordusunu alt etmeye yakın olan tek güç olmuştu. Hayatta kaybedicek başka bir şeyi olmayan Boudicca son nefesine kadar kızları ve halkı için savaşmış, bir kez bile tereddüt etmemişti.  

"Kadın" öncülüğündeki bir orduya yenilmeyi bir utanç olarak gören Roma İmparatorluğu kalan ordusunu toplayıp Boudicca ve ordusunu sıkıştırmış, Britanyalıların hepsini öldürmüşlerdir. Boudicca'nın ise nasıl öldüğü belirsizliğini korumakla birlikte yenilgiden sonra zehir içerek kendini öldürdüğü ya da Roma askerleri tarafından tecavüz edilerek öldürüldüğü söylenmektedir. 

Boadicea and Her Daughters

Kızıl Kraliçe dünyanın "en güçlü" ordusuna sahip denilen Roma İmparatorluğu'na asla iyileşmeyecek yaralar açmış, görkemli günlerine veda ettirmiştir. Boudicca'nın tarihe bıraktığı en önemli miras ise ataerkil düzene yaptığı isyan olmuştur. Kadının erkeğin bir objesi olarak görüldüğü, erkeğin rahatça tecavüz edebildiği, kadının ikinci sınıf insan muamelesi yapıldığı bir düzene ayak uydurmaması tarihler boyunca, günümüzde dahi, her coğrafyada yankı uyandırmıştır. 

Kaynakça: Boudicca , Queen Boudicca, An Illustrated History of Britain, David McDowall.