Aile içerisinde alınacak bir kararda etkili olabilmek ya da arkadaşlar arasında yapılan bir tartışmayı kazanabilmek ve hatta bir siyasetçi olup dinleyenleri inandırabilmek gibi hayatın her yerinde ve zamanında herkesin ihtiyaç duyabileceği bir sanat: Retorik yani ikna sanatı.
2500 yıllık maziye sahip olan bu sanat 1800'lü yıllara dek akademi camiasında önemli bir yere sahipti. Jay Heinrichs'e göre akademi dünyası liderlik kavramına olan inancını yitirdiğinden liderlik dersi dolaylı olarak da retorik dersi verme isteğini kaybetti. Böylelikle retorik akademi camiasındaki yerinden olsa da hala onu önemseyen ve yayılmasına çabalayanlar da var. Benim burda paylaşacağım retorik temelinde bulunan birkaç ufak söz sanatı ve bunun yanında tarihteki ünlü hatiplerden ikna edicilik için artı sağlayacak taktikler.
Aristoteles ikna edici bir liderde bulunması gereken üç özellik saptanmış: Erdem, tarafsızlık, pratik zeka.
1-)Erdem: Muhatap, onunla onunla ortak değerlere sahip olduğu hissi kazadırılmalı.
2-)Tarafsızlık: Önyargısız bir şekilde ilgili olup muhatabın menfaatini gözetir bir tavır takınma.
3-)Pratik zeka: Her duruma hazırlıklı görünüp sorunlar karşısındaki tavsiyelerin çözüm odaklı olması.
Marcus Cicero'nun da insanları ikna etmek için saptadığı üç hedef vardı:
1-) Muhatabın ruh halini değiştirin. Bu nasıl mümkün olabilir? Duygulara dokunmak ile. Korku, sevinç, hüzün... Duruma göre tetikleyici duyguyu bulun
2-) Muhatabın fikrini değiştirin. Bunu da ancak muhatapta uyandırdığınızı duyguyla bağlantılı yapabilirsiniz. Korku duygusu uyandırdıysanız eğer bunun çözümüne dair en iyi yolu bulup muhatabınıza sunmalısınız.
3-) Eyleme geçme arzusunu aşılayın. Muhatabınıza gösterdiğiniz yolun yapılabilirliğini anlatın ve fikrinizi misyon olarak gösterin
Söz sanatları
Argumentum a fortiori (güçlünün doğru olmasına dayalı argüman): Eğer bir şey zorlu bir ortamda işe yaramışsa rahat bir ortamda da işe yarayacaktır.
Chiasmus: Sözcük sırasının yer değiştirilmesi ile yapılan söz sanatı. Örnek: "Ya masrafları kontrol ederiz ya da masraflafın bizi kontrol etmesine izin veririz."
Dissoi logoi (çifte argümanlar): Her şeyin bir diğer tarafının(iyi ve kötü) olduğu düşüncesine dayalı argüman. Mesela "ölüm kötüdür" diyen birisine "öte yandan cenaze levazımatçısı için iyidir" şeklinde verilen yanıt.
Hypophora: Bir soruyu sorduktan hemen sonra onun yanıtını soranın vermesi. Slogan atarken sıkça kullanılan bir söz sanatı. Örneğin, "Biz ne istiyoruz? Adalet!"
Litotes: Bir hususu ironik bir şekilde ifade etmek. Örneğin, 'tembel' yerine 'çalışkan değil' gibi.
Anadiplosis: Bir cümlenin son sözcüğünü alıp aynı sözcükle yeni bir cümle başlatma yoluyla bir düşüncenin üzerine yeni bir düşünce geliştirmeye denir. Örneğin, "Sakın bir çiviyi küçümseme. Bir çivi bir nalı, nal bir atı, at bir komutanı, komutan bir orduyu, ordu bir ülkeyi kurtarır."
Peripharris: Bahsedilecek şeyin ismini kullanmak yerine onu tanımlayarak anlatmak. Bu anlatım tarzı bir kişiyi veya bir konuyu yaftalamak için iyi bir yöntem.
Paralipsis: Söylemeyeceğinizi söyleyerek bir şeyi yine de söylemek. Örneğin, "Okulu üç senede bitirdiğimi söylemiyorum bile."
Paraposdokian: Açıklanan düşüncenin sonunu beklenmedik bir şekilde tamamlamak.
Accismustur: Bir davranışa veya fiile karşılık hoşlanıldığı halde "gerek yoktu" minvalinde cevap vermek. Nazlanmak.
Anaphora: Art arda gelen cümlelerin başında hep aynı sözcüğü kullanmak.
Metonim: Bir şeyin bir özzeliğini bütünü için kullanmak.
Diyaliz: Çok belirgin bir seçenek sunar: ya bunu yapacağız ya şunu.
Antitez: Bir argümanı diğeriyle kıyaslamak, ölçüp tartmak.
Mettalaj: Bir sözü alığ onu nesneymiş gibi cümle içerisinde kullanmak. Örneğin: "Bugün çok 'hayır' işittim."
Kaynak: Jay Heinrichs, "Stratejik İkna", Diyojen Yayınları, İstanbul, 2019
Yorum Bırakın