sevgilim, geçirdiğim her gün içimdeki kırıklara bir yenisi daha ekleniyor. bazen düşünüyorum; bir insan daha ne kadar kırılabilir dahası bir insan bunca acıya nasıl dayanabilir? cehennem yangının içinde hadi yanmıyorsun, dumandan da mı zehirlenmezsin? tüm gücümü ve şifamı bir gün seninle denk düşme umudumdan alıyorum. sevgilim bir kursana hayalini, sokakta seni görüyorum... ruhum hayalde bile bedenimden ayrılma niyetindeyken, sana sarılsam bu sefer yangında yanmayı geç hem kül olurum hem har.
sevmek, birlikte olmak, sarılmak bizim için kaçınılmaz olmalıydı tüm iki insanlar gibi lakin benim sevgim biz olmaya yetemedi. hep bir şeyler eksik kaldı. ben sevdim sen uzaklaştın; ben sevdim sen küstün; sonra ben yine sevdim sen beni öldürdün. içimde sana dair tüm güzel şeyler soldu ben sana koşarken. şimdi git desen ardıma bile bakmam belki... varlığın sırtıma yük oldu. sevgilim, bendeki seni nasıl böyle acımasızca katledebilirsin? sana yıllar yılı öncesinde seni benden çok kimse sevemez demiştim; yine severim ama bu kadar kılıç darbesinden sonra öldüm. ben ölürken yine kendime değil de benimle birlikte gelen umuduma, sevgime, inancıma, tebessümüme ağıt yaktım. kendimle birlikte içimdeki tüm güzel duygularımı öldürdüm. zerre hevesim kalmadı yaşantımdan. beni sen mi öldürdün yoksa ben mi kendi idamımı verdim? sevgilim dur kızma, ben sana izin verdim öldür beni diye. böyle olacağını biliyordum ama görmezsem hep birilerini suçlayacaktım olmadı diye. denedim ve yenildim; kimi zaman kendime ama hep sana kaybettim. ben aslında tüm dünyaya yenildim. koskoca gezegende bir kendime yer bulamadım. bunca sene tek kendime yaşamadım. hayallerim, umutlarım yine var ama ne bu dünyaya göre ne de benim hayatıma göre. içim sayısız pişmanlıklarla dolu. nereye kaçıp gideceğimi bilmiyorum ama her şeyden ve herkesten uzaklaşmak istiyorum. birileri için değil de kendim için yaşamak istiyorum. ölmek istiyorum...
her cümlemde sözlerim bitiyor sanıyorum ama söyleyeceklerim hiç bitmiyor. içim öyle dolu ki tüm mürekkepler benim olsa yine yetmez. yazmak benim için çareden çok geçici ilaç, hapların etkisindeyim hep. anlatmak istediklerim çok ve ben korkuyorum insanları kendimle boğarsam kaçıp giderler diye. bundan hep kendime yazıyorum ve yine kendimle götürmeyi istiyorum. bu karamsar ve hastalıklı satırlarımın kimseyi ürkütmesini istemiyorum. ah canım insanlar, ben sizi bu kadar kollarken siz nasıl beni ızdıraba prangaladınız? gidiyorum artık, az kaldı...
Yorum Bırakın