Advertisement
Advertisement

Dünya Tarihinin İlk Holiganizm Vakası:istanbul'un Kanlı Tarihi, Nika Ayaklanması

Dünya Tarihinin İlk Holiganizm Vakası:istanbul'un Kanlı Tarihi, Nika Ayaklanması
  • 2
    0
    0
    0
  • Bugünkü Sultanahmet parkı, Roma ve Bizans imparatorlukları döneminde, Hipodrom (Atmeydanı) adıyla anılmaktaydı. Alanda halkın en büyük eğlencesi, hipodrom'da yapılan atlı savaş arabası yarışmalarıydı. O zamanların İstanbul'unda futbol değil, atlı araba* yarışları çok büyük ilgi görüyordu. Bu yarışlara katılan iki kulüp vardı (mavi ve yeşil takım) ve tıpkı şimdiki 3 büyükler gibi çok büyük taraftar kitleleri vardı. İşin ilginç yanı nasıl şimdi, mafya ve politika futbol ile iç içeyse, o zamanda durum farklı değildi. şehirde düzenlenen yarışlar aynı zamanda politika arenası gibiydi.İşte böyle bir gün, 13 ocak 532'de yarışlar hipodromda yapılıyordu.Günler öncesinden halk gergindi, bir kaç gün öncesinde mavi takım ve yeşil takım taraftarları arasında kavgalar olmuştu. kendisi de bir mavi takım taraftarı olan justinian yarışları hipodromun hemen yanındaki sarayından izliyordu.

    Müsabakalar kalabalığın imparator justinianus'a savurduğu bol küfürlü tezahüratlarla açılır. günün sonuna gelindiğinde taraftarlar artık 'mavi' ve 'yeşil' yerine justinianus'a hitaben 'nika!' yani 'zafer!' diye bağırmaktadır. Hipodromdan taşan öfkeli güruh saraya saldırmaya başlar. izleyen günlerde saray kuşatma altında kalır, Ayasofya da dahil olmak üzere şehrin bir çok yeri yakılıp yıkılır.Olay sadece bir holiganizm meselesi değildi, insanlar justinian'ın koyduğu vergilerden rahatsızdı ve onu devirmek istiyorlardı.Justinianus'un yönetiminden memnun olmayan muhalif senatörler bu olayları justinianus'u tahttan indirmek için bir fırsat olarak görür ve isyancıları el altından silahlandırırlar.

    İsyan hareketinin odağı haline gelen hipodromda isyancılarla masaya oturmak isteyen imparator justinian, isyancılara isyanı bittirmeleri halinde kendilerini affedeceğini söylemiştir. Buna kulak asmayan isyancıların asıl niyetinin, justinian'in yerine kukla bir imparator getirmek olduğu, eski imparatorlardan l. anastasius'un yeğeni hypatius'u hipodroma getirip el etek öpüp biat etmelerinden anlaşılıyordu.,

    Tüm bu olumsuz şartların arasında kalan büyük Justinian düşünür taşınır ve imparatorluğu terk etme kararı alır. Tarihi yarımadanın güney sahilinde hazırlattığı bir gemiye yanında birçok değerli eşya ve nakit parayla atlayıp soluğu yunan adalarında almak için tüm hazırlıklarını tamamlar ve eşi theodora'ya'gidiyoruz" der.Theodora kılını bile kıpırdatmaz 'imparatoriçe olarak selamlanmadığım bir gün bile yaşamak istemem.' diye tavrını koyar ve imparator justinian'e tarihçi Önder Kaya'nın kaynaklarına göre şu sözleri söyler;

    "belki kadınların erkekler önünde konuşması korkaklara cesaret vermesi yönünden doğru değildir ama tehlike anında herkes elinden geleni yapmalıdır. yıllarca başında imparatorluk tacı taşıyan biri, o tacı kaybederken canını da kaybetmelidir. nasıl olsa dünyaya gelen her kişi ölecektir. ey imparator! kaçmak, kurtulmak istiyorsan bunda bir zorluk yoktur; hazinen var, gemilerin seni bekliyor ama saraydan ayrıldığında yaşamanın anlamını da yitirmiş olacaksın. ben her zaman tanrı'ya dua etmişimdir. üzerimdeki erguvan renkli imparatorluk pelerinini aldığında canımı da alsın. merak etme! senin de giydiğin şu erguvan rengi pelerin, gerektiğinde muhteşem bir kefen olur. şimdi gidebilirsin ama yanında ben olmayacağım"

    "isyan kanla bastırılacak"

    Dönemin en büyük bizans komutanlarından Flavius Belisarius ve isyan günlerinde Konstantinopolis'te bulunan Arnavutluk valisi mundus ile tüm askeri imkânları kullanarak isyancılara karşı saldırıya geçilir ve isyancılar hipodromda kıstırılır. Hipodromun kapılarının kapatılmasıyla kapana kısılan isyancılara karşı o andan itibaren kelimenin tam anlamıyla bir kıyım başlar. ok yağmuru ile delik deşik edilen ve kılıçtan geçirilen isyancıların sayısı 35-40 bin arasındadır.

    Justinianus, isyancılar tarafından yakılıp yıkılan Ayasofya'yı yeni baştan çok daha görkemli bir şekilde inşa ettirir. şu anki bildiğimiz Ayasofya odur.

    kaynak 1 Kaynak 2

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.