Oyunculuğu, sempatikliği ile gönlümüze değil taht, adeta saray kuran Keanu Reeves milyon dolarlık servete sahipken mütevaziden de mütevazi hayatıyla her zaman dikkatleri üstüne çekmişti. Sosyalmedyanın bir bank köşesinde oturan, işine giderken metro kullanan, ikinci sınıf restoranlarda beslenen Reeves'in hayatına etki eden talihsiz olaylar silsilesine geçiş yapalım.
Beyrut'ta dünyaya gelen Reeves'in başına gelen talihsiz olayların ilki, henüz 3 yaşındayken babasının evi terk etmesi ile başladı.Babası,eroin sattığı gerekçesiyle tutuklanmış, Keanu 3 yaşındayken evlerini terk etmiş, ilk ve son görüşmeleri ise 13 yaşındayken olmuştu.
Zaten zor olan eğitim hayatı, bir öğrenme bozukluğu olan disleksi nedeniyle iyice zorlaştı henüz 17 yaşında 4 lise değiştirmek zorunda kaldı. Hawaii, Avustralya, New York ve Kanada'da yaşadı. Bu sırada disleksi, onun eğitim hayatını çok daha zor bir hale getirdi.
1988 yılında geçirdiği motosiklet kazası onu ölümle yüz yüze getirdi.Asfaltın üzerinde yarıbaygın yarım saat yatmış ve öleceğini düşünmüş, hatta yoldan geçen bir tır nefes alamadığı için çıkardığı kaskını ezip geçmişti. Motosiklet tutkusu nedeniyle, daha sonradan, 1996 yılında da ayak bileğini kırmış ve kalıcı şekilde yaralanmıştı (John Wick'teki aksamlarını hatırlayın). Belki o ölümü bir şekilde atlatmıştı ancak hikayenin ilerisinde, ölüm onu ve çevresini hiç bırakmadı.
Adını duyurmaya başladığı yıllar, onun için kolay geçmeyecekti. En yakın arkadaşı River Phoenix'i kaybettiğinde henüz 23 yaşındaydı kendisi gibi oyuncu olan Phoenix aşırı dozdan dolayı ölü bulundu. Reeves en yakın arkadaşını kaybetmişti.
Yakın dostunun ölümünün ardından, 1998 yılında Jennifer Syme ile tanıştılar ve yıldırım aşkına tutuldular, hatta bir yıl sonra Syme hamileydi, Reeves baba olacaktı.İsmi Ava Archer olacak bebek hamileliğin 8. ayında ölü doğdu, çift yıkılmıştı.Trajedi burada bitmedi.
Bu olay ilişkilerine mal olmuştu ancak yakın arkadaş olarak devam ediyorlardı. Ta ki Syme 2001 yılında, henüz 28 yaşında korkunç bir trafik kazası ile hayata veda edene dek.1 Nisanda kahvaltı yapmışlardı, ertesi gün Syme'a ulaşamayan Reeves, acili arayıp onun orada olup olmadığını sordu. Ne yazık ki Jennifer Syme oradaydı: Marilyn Manson'un evindeki bir partiden dönerken aracının kontrolünü kaybederek defalarca takla atmış ve hayatını kaybetmişti.
2006'da verdiği bir röportajda bu cümleleri kullanmıştı Reeves "insanlar acı ile başa çıkabileceğimiz inancına sahip, 'İşte bitti, daha iyiyim' diyorlar. Ancak yanılıyorlar. Sevdiğiniz insanlar öldüğünde, yalnızsınızdır."
Bu acılar, karısını ve köpeğini kaybetmiş ve intikam almak isteyen bir karakteri portrelediği John Wick karakterini canlandırırken ona ilham kaynağı olmuş diyebilirmiyiz? Ben öyle inanıyorum...
Yorum Bırakın