Kaçışın Şairi: Cemal Süreya'nın Terk Edişlerindeki Şiir ve Pişmanlık
Bir kadını terk etmek, bir şiiri yarıda bırakmaya benzer. Belki dönersin, belki de o mısra artık sırtını dönmüştür sana.
Cemal Süreya’nın hayatı, tıpkı şiirleri gibi keskin dönemeçlerle doludur. İkinci Yeni’nin bu usta kalemi, "aşk" denilen o karmaşık duyguyu hem mısralarında hem de yaşamında en uç noktalarda deneyimlemişti. Ancak onun aşk anlayışı, bazen bir kadının gözlerinde değil, kaçışın hızında saklıydı.
1950’lerde ilk eşi Seniha Nemli hamileyken onu terk etmesi, edebiyat mahallelerinde hep fısıltıyla anlatıldı. Belki de bu kaçış, sonradan yazacağı "Üstü Kalsın" şiirindeki itiraflarda saklıydı:
"Ben seni bir kere aldattım / Üstü kalsın / Bir daha olmayacak / Üstü kalsın..."
Bu dizelerle vicdanını konuşturuyor , terk edişin üstünü örtmek istiyordu sanki ve şiir diliyle itiraf ediyordu.
"Beni Öp Sonra Doğur Beni": Sorumluluk Korkusu mu, Kaçış mı?
Seniha’nın karnında büyüyen bebek, belki de Süreya’ya olan olan içinden çıkılmaz duyguları tetiklemiş bir daha asla ona dönemeyeceğini düşündürmüş ve bu ayrılığı tetiklemişti. Zira o, hayatı boyunca hep bir adım geri durmayı seçti belki de bu yüzden yazdı.
Bu mısralar, bir çocuğun doğumundan çok,
kendisinin yeniden doğma arzusunu anlatıyor gibiydi. Ama hayat, onun bu kaçışını affetmeyecek, kızı Ayşe ile arasındaki mesafe hiç kapanmayacaktı.
Şiirde Kalan Pişmanlık:
Cemal Süreya, terk edişlerini hep şiirlerinde telafi etmeye çalıştı. Belki de “Gül” şiirindeki şu dize, tüm yaşanmışlıkların özetiydi:
"Ne kadınlar sevdim zaten yoktular / Böyle bir sevmek görülmemiştir."
Yaşadığı her aşk, her kaçış, şiirine düşen bir tohum oldu. Pişmanlıklarını mısralara gömdü. Ama hayat, kimi zaman şiir kadar bağışlayıcı değildi, kızı Ayşe ile olan münasebeti hayat tarafından bağışlanmadığını ziyadesiyle gösterdi.
"Belki de her büyük şair, bir kaçakçıdır. Kimi sözcüklerden kaçar, kimi sevdiklerinden..."
(Bu yazı, Cemal Süreya'nın "Aydınlık" gazetesindeki itirafları ve şiirlerinden yola çıkılarak kaleme alınmıştır.)
Dipnot: Eğer içinde sadece sizin olduğu bir kalabalıkta oturmak isterseniz şiirlerinden birini yada “üvercikayı” , bir Türk kahvesi eşliğinde mümkünse bir bolkon yada akarsu kenarında okumanızı tavsiye ederim. Çünkü Süreya’nın dediği gibi: "Şiir, yalnızlığa çağrıdır."
Yorum Bırakın