NEDİR BU DUYGUSAL ZEKA?
Duygusal zeka kavramının kullanılmaya başlaması çok eski değil. İlk kez 1990 yılında Mayer adlı bir araştırmacı tarafından kullanılmasına rağmen popüler olması Goleman'in 'Duygusal Zeka' kitabının en çok satanlar listesine girmesiyle olmuştur. Böylelikle tanınması ve üzerinde tartışılıp yine teoriler üretilmesi başlanmıştır. Hala tartışılmaya devam edilen bu konuyla ilgili genel kabul edilen birtakım yetenekler vardır. Peki nedir bu yetenekler?
Özfarkındalık,duygusal kontrol,motive olma,empati ve iletişim becerileri.
Duygusal Zeka'nın Gerekleri
Anlamak,anlamlandırmak,dışa yansıtmak ve kontrol edebilmek. Biraz daha bunları açalım.Duyguları anlamak zaman zaman güç olabilir. Aynı anda birçok duyguyu birlikte hissedebiliriz. Mutluyken öfkeli ya da kızgınken aynı zamanda üzgün. Duygusal zeka için önemli olan ise hangi duygu durumunun baskın olduğunu tahlil etmek ve baskın olan duyguya doğru ismi koymaktır. Çünkü bazen hissettiğimiz herneyse adını da doğru olarak koyamıyoruz. İçinde bulunduğumuz duygunun adlandırılması tam ve doğru bir şekilde yapıldıktan sonra bu duygunun nereden kaynaklandığını yani nedenini ve daha sonra da dışarıya doğru yansıttığımızda neler olabileceğini de anlayabilmek gerekir. Bütün bunlardan sonra da bu duyguyu nasıl dışa vuracağımıza karar vermek zorundayız. Dışa vurma durumunu seçmek bizim elimizde. Tabi ki tüm bunları düzgün ve doğru bir biçimde yapabilmek yeterli değildir. Çünkü tüm bunları aynı zamanda karşımızdaki için yapmak gereklidir. Duygularımız önemlidir ve beraberinde davranışsal olaylar bütününü etkiler. Hissettiklerimizi değerlendirmeden yapacağımız şeyler çoğu zaman hem bizim için hem karşımızdaki için olumlu sonuçlar vermez. Öncelikle ne hissettiğinizin farkına varın. Duygusal ve bilişsel zeka için iki farklı beynimiz yok. Beynin farklı bölgelerinde ikisinin işlevselliği için çalışan alanlar vardır. Koordinasyonla birlikte tabi ki. Duyguların idaresi söz konusu olduğunda beynin alt bölümlerinde yer alan limbik sistem ve ön bölümünde yer alan yönetme,organize etme ve karar verme mekanizmalarıyla ilişkili kısımla iş birliği yapması gerekir. Eğer bu iş birliği yapılamaz ise duyguları kontrol edemeden beyin harekete geçer. Bu da olumsuz sonuçlar doğurur.
Yorum Bırakın