Bir Hırsızdan Kaçmakla Yeni Bir Ortama Girmenin Benzerliği

Bir Hırsızdan Kaçmakla Yeni Bir Ortama Girmenin Benzerliği
  • 2
    0
    0
    0
  •        Bir köpeğin saldırgan bir tavırla size doğru koştuğunu düşünün.Ya da bir hırsızdan kaçtığınızı,bir hız trenine bindiğinizi veya bir kaza anının içinde bulunduğunuzu...Vücudunuzun bunlara vereceği tepkiyi ve aklınızdan geçen her durum için ortak olan düşünceleri düşünün.Muhtemelen solunumuzun sıklaştığını hatta bir süre sonra sıklıkla yok olduğunu, avuç içlerinizden ayaklarınıza vücudunuzun komple terlediğini,tükürüğünüzde boğulacak gibi olduğunuzu,kalp atışlarınızın sesini bile duyabildiğinizi hayal ettiniz değil mi? Tabii fiziksel olarak hissedemediğiniz ama yine de vücudunuzun verdiği tepkileri de işin içine katarsak bir hayli yorucu ve sağlık için olumsuz bir durum söz konusu.Peki bunun yeni bir ortama girmekle benzerliği ne? Eğer bu soruyu kolay görüp hemen cevap verdiyseniz muhtemelen sizin de farkında olduğunuz birkaç sorun var demektir.

           Vücudumuzun harika bir denge sistemi olduğunu biliyoruz.Ama sürekli duyduklarımız dışında çok daha sık kullanılan bir denge sistemimiz var ki o da: otonom sinir sistemi.Yukarıda bahsettiğim hisleri belki bahsettiğim durumlardan olmasa bile herhangi bir durum karşısında en az bir kere hissettiğinizi varsayıyorum.En ufak örneği ele alacak olursak bir hız trenine bindiğinizi düşünün.Bu hisleri en üst noktada yaşadınız ve tren durdu indiniz,on-on beş saniyelik duygudurum devam süresi sonunda normale döndünüz.Bu zamana kadar bunu trenden inmiş olmanıza bağladıysanız,yanıldınız.Tabii trenden indiniz ve o hisleri en üst noktada yaşama durumunuz son buldu ama sonraki on beş saniye içinde vücudunuzda neler oldu da sonrasında sıfırlanmış bir şekilde normale döndünüz? 

           Otonom sinir sistemi sempatik ve parasempatik sinir sistemi olarak ikiye ayrılıyor ve bu iki sistem birbirine tam anlamıyla düşman.Ayrıca sempatik sisteminin de pek sempatik olduğu söylenemez :) Bu gibi durumlarda sempatik sinir sistemi devreye girerek vücudumuza o hiç hoşlanmadığımız reaksiyonları verdiriyor.Fakat bir süre sonra -ki verdiğimiz örnekte trenden inmiş olduğunuz zamanı ele alalım- araya parasempatik sinir sistemi giriyor ve vücudun salgılarını terse çevirerek normale döndürmeye çalışıyor.Fakat bunun da isminde para olmasına aldanmayalım bazılarımızda hiç de zengin çalışmıyor.
           Detaylı görsel:

           İşte hırsızdan kaçmakla yeni bir ortama girmenin benzerliği burada ortaya çıkıyor.Ne yazık ki birçok olay sonucu-çocukluk/ergenlik travmaları, mükemmelliyetçi yapı,mükemmelliyetçi ebeveyn,yüklenen özgüvensizlik vb.- kişide yer edinen sosyal fobi sayesinde kimimizde yeni bir ortama girdiğimizde,derste söz aldığımızda, iş yerinde bir sorunu topluluk önünde dile getirmeye çalıştığımızda hatta ve hatta otobüse bindiğimizde veya sadece yolda yürürken bile vücudumuz bir hırsızdan kaçarken verdiği tepkileri veriyor.Ve dediğim gibi kimimizde de parasempatik sinir sistemi hızlı ve zengin bir şekilde çalışmıyor.Devreye girmesi dakikaları alabiliyor.

           Eğer bunlar size yabancı geldiyse çok şanslısınız.Fakat Türkiye'de üniversite öğrencilerinde yapılan araştırmada öğrencilerin %24'ünde bu hastalık saptanmıştır. Ve en sık görülen psikiyatrik hastalıklardan biridir.Hastalık hakkında detaya girmiyorum.Bakmak isterseniz: https://www.psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/26/sosyal-fobi
           Kişinin potansiyelini ve günlük hayatını çok ciddi derecede etkileyen bu hastalığın tedavisi terapiyle mümkün.Doktor kontrollü ilaç da işe yarayacaktır tabii.Ama hayatımıza tam anlamıyla entegre etmemiz gereken terapiye başlamak için kendinize bir sebep olarak görebilirsiniz.
           Okuduğunuz için teşekkür ederim.

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.