Spirited Away/Ruhların Kaçışı, Hayao Miyazaki tarafından yazılıp yönetilen 2001 yılı yapımlı Japon animasyon filmidir. 2003 yılında “Uzun Metrajlı En İyi Animasyon Filmi” ödülü ile ilk kez Oscar kazanan anime oldu. Film, birçok alanda da ödül kazandı.
Filmin Özeti: On yaşında küçük bir kız çocuğu olan Chihiro’nun, ailesiyle başka bir kasabaya taşınmasıyla film başlar. Chihiro’nun babası yolculuklarında terk edilmiş bir köy bulur. Keşifleri sırasında hamam bulan Chihiro’yu, Haku adında bir çocuk gün batımından önce geri dönmesi ve nehri geçmesi konusunda uyarır. O sırada annesi ve babasının domuza dönüştüğünü gören Chihiro, nehri de geçemez. Haku, Chihiro’ya iş bulmasında yardımcı olur ve Sen’in (Chihiro) macerası da böylelikle başlamış olur. Hamam işletmecisi cadı Yubaba’nın yanında işe başlayan Chihiro, Suratsız (no-face) karakteri ile de bu şekilde tanışmış olur. Sen’in ailesinin katledilmesini emri verilince Haku, Sen’in ailesini serbest bırakmasına karşılık Yubaba’ya bir anlaşma teklif eder. Olaylar gelişirken Sen, yıllar önce Kohaku Nehri’ne düştüğünde onu kurtaranın Haku olduğunu hatırlar. Hamama geri geldiklerinde Yubaba, Sen'i lanetlerini kırmak için bir grup domuz arasından ebeveynlerini tanımlamaya zorlar. Sen, domuzların hiçbirinin ebeveynleri olmadığını söyler ve özgür kalır. Chihiro, restoran tezgahında yemek yedikten sonra hiçbir şey hatırlamayan ebeveynleriyle tünelden geri döner. Tünele bakan Chihiro, macerasının gerçekten yaşanıp yaşanmadığından emin değildir. Arabalarına ulaştıklarında, onu toz ve yapraklarla kaplı bulurlar ve yeni evlerine doğru yola koyulurlar.
Film İncelemesi: Filmin en yaygın teması büyüme ve kimlik kazanmadır. Chihiro’nun farklı bir kasabaya taşınmak istemeyişi onu başlarda mızmız olarak gösteriyor. Başka bir yere taşınmanın verdiği endişe ile kendine güveninin azalması kimlik bunalımı yaşamasına sebep oluyor. Annesinin kendisine birden fazla kez seslenmesi, her küçük çocuk gibi Chihiro’nun ise başka odakları olduğundan onu duymaması gibi detaylarla Miyazaki, filmi süslüyor. Chihiro’nun zamanla karakter gelişimine tanık oluyoruz. Ruhlar alemine sıkıştığında, iş bulmaya çalışması ve bunun için mücadele etmesi bir yandan kolları sıvadığını, kaderine boyun eğmediğini gösteriyor. Hapsolduğu dünyada, yalnızca kaderine değil kapitalist sisteme de boyun eğmiyor. Yubaba adlı cadı tarafından yönetilen hamamda, binlerce işçi vardır. Açgözlü Yubaba, çalışanlarını imzalattığı sözleşmelerle kontrol ediyor. Tüm çalışanları itaatkâr yapmaya çalışan ve onların isimlerini bile unutturma amacında olan Yubaba’ya rağmen Chihiro, mücadelesini bu noktada da gösteriyor. Adını, geçmişini ve ailesini unutmuyor. Çünkü sistem, Chihiro’yu yutamıyor. Zaten onu bu dünyadan kurtaran şey de sevgiye ve iyiliğe olan inancı oluyor. Ayrıca Yubaba’nın patron olduğu hamamın bodrum katında çalışan ve 8 kollu örümcek bedenine sahip olan Kamaji karakteri, çalışan bir işçiyi temsil ediyor. Aradaki sınıf farkı, Hamam’daki kat farkında olduğu gibi en üsttekiler ve en aşağıdakiler olarak gözler önüne seriliyor. Ayrıca filmde, parası olan kişi hamamda daha iyi hizmet alıyor. Yani Miyazaki, burada da hiyerarşik sisteme gönderme yapıyor.
İçerisinde birçok detayı bulunduran filmde yalnızca sistem eleştirisi değil, insana özgü unsurların da eleştirisi bulunuyor. Anne ve babasının yemek yerken domuza dönüşmesiyle bu tarz göndermelerin başladığı animede, hamam içerisinde çalışmayıp yalnızca yemek yiyen insanların domuza dönüşmesi hem açgözlülük hem tembellik mesajı veriyor. Suratsız karakteri ise, yalnızlığı ve iletişimsizliğiyle filmin en önemli karakterlerinden biri. Bu karakter, yalnızca yuttuğu insanın sesiyle iletişim kurabiliyor. Hamamın her yerini saran açgözlülükten beslenen karakter, altın ile çalışanları baştan çıkarıyor. Görünmez olmamasına rağmen insanlar tarafından görülmeyen ve yok sayılan Suratsız’ı, daha sonra herkes serveti sebebiyle memnun etmeye çalışır. Filmin işleyişinde Suratsız’ın da kimlik değişimini rahatlıkla görebiliyoruz.
Filmin önemli karakterlerinden bir diğeri ise sistem içerisinde adını unutmuş, Yubaba’ya yakınlığıyla bilenen Haku’dur. Chihiro’nun ismini bir şekilde hatırlayan Haku, onun adını unutmasını istemiyor. Adını unutanın ruhlar dünyasından bir daha ayrılamadığını bilen Haku, Chihiro’nun bu dünyadan ailesiyle birlikte kurtulmasını istediği için ona iyilik yapıyor. Filmin sonlarında Chihiro’da Haku’nun benliğini hatırlamasında en büyük etken oluyor. Haku ejderha görünümündeyken, Chihiro’nun onu tanıyıp, yardım etmesi ve onu terk etmeyişi aralarındaki sevgi bağına yapılan bir göndermeydi.
Güzel analiz 🙏