'dünya Batıyor'ken Eskitilmiş Yaz İle Röportaj!

Eskitilmiş Yaz: Sava Savaş (vokal), Barış Can Uç (klavye-gitar-vokal), Abdullah Uyumaz (gitar), Durukan Çoban (bas gitar), Alper Akdoğan'dan (davul) oluşan ve 2017 yılında kurulmuş bir müzik grubu. Ve yaptıkları müziği 'Alışılagelmiş duyguların yanında evrimleşmiş ruh hallerine de değinen parçalarıyla; kaçış, yakarış, soyutlanma, boşluk, yalnızlık ve farklılık gibi konuları da anlatırlar... Sözlere, hissedişe, eski yaz günlerine ve umuda her zaman büyük önem verirler. Eskitilmiş Yaz, genel hatlarıyla "rock" diyebileceğimiz tarzının altına, indie ve alternatif rock sound yoğunluğunda da bir müzik oluşturuyor fakat bunlar müziğini tanımlamaya tabii ki yeterli değil.' cümleleriyle tanımlamışlar Spotify sayfalarında.

Uyursam Geçer mi? parçalarıyla listelerde yerlerine almaya başlayan, sonrasında çok başarılı isimlerle de düet yapan ve en son Dünya Batıyor EP'sini yayınlayan gruba online olarak sizler için birkaç soru sordum. Hadi başlayalım!

Öncelikle kısaca Eskitilmiş Yaz kimdir, nedir, adı nereden gelmiştir biraz anlatırsanız hem çok mutlu olurum hem de sizi ilk dinlemeye başladığım günden itibaren var olan büyük bir merakımı gidermiş olursunuz.:)
İlgin için çok teşekkür ederiz :’). Eskitilmiş Yaz sözlerinin bir derdi oluşuna, anlatıma önem veren ve aynı zamanda müzikal alt yapısının oluşumunda bir eksiği tamamladığını düşünmediği öğeleri duyuma dahil etmemeye özen gösteren bir müzik grubu. Kimdir ve nedir sorularına kısaca böyle bir yanıt verebiliriz. Eskitilmiş Yaz adı ise eski yaz günlerine olan düşkünlükten geliyor. Eski yaz günlerine duyulan özlem duygusuyla ilgili. Hepimizin hayatında çocukluğunu, ilk gençliğini geçirdiği güzel yaz günleri olmuştur. Bu kimisi için bir sahil kasabası, kimisi için bir köy, kimisi içinse sadece bir sokaktır. Kimisi için ise apayrı bir yer... Her eylül ayı geldiğinde bir yaz daha geçmişte kalır ve eskitilmişliğe bürünür, anı olur. İsmimizi bu düşünceler üzerinden düşündüğümüzde hüzne meyilli bir yanı var fakat aynı zamanda da bir umudu barındıyor. Çünkü biz biliyoruz ki yaz bir daha geri gelecek, çünkü biz biliyoruz ki önümüz hep yaz! Adımızın barındırdığı atmosferi kısaca böyle ifade edebiliriz.
Şu ana kadar Kıyılara ve Teğet albümlerini, Seni Şimdiden Özledim EP’sini, birkaç da single ve parçaların akustik versiyonlarını dinledik sizden. Duyduğumuza göre yakın zamanda yeni parçalar için hazırlık yapıyorsunuz. Bu yeni işlerinizde bizi neler bekliyor, neler söylemek istersiniz?
Mayıs ayının sonlarında BS adındaki yeni EP’miz ile dinleyiciyle buluşacağız. EP’nin ilk teklisi Dünya Batıyor geçtiğimiz haftalarda çıktı, BS ‘nin ilk bölümü. ikinci tekli yani ikinci bölüm Korkuyu Al İçimden ise 30 Nisan’da yayında olacak. Bu EP mini bir dizi niteliğinde, 4 bölümden oluşan mini bir dizi. Şarkıların geçiş seyri giriş gelişme ve sonuç gidişatıyla hazırlandı. Şarkı sözlerinin yazımı ve melodik alt yapının gün yüzüne çıkma süreci birbiriyle çok geçişken süreler içinde ortaya çıkınca önümüzde yeşeren bir hikaye oldu ve dizileşme de böyle başladı. Dinleyici, iç dünyamızın batışıyla başlayan bir yolculuğun evrelerini adım adım her şarkı geçişinde bir önceki şarkıdan sonra neler yaşandı sorusuna da cevap bularak ilerleyecek. Aynı zamanda hikayenin bütünlüğünü tam olarak hissetmek için klipler aracılığıyla görsel yanını takip edebilecek.
Uyursam Geçer Mi? parçası benim kişisel favorim olmakla birlikte en çok dinlenen parçanız da aynı zamanda. Bu şarkının bir hikayesi var mı, sizce uyursak geçer mi gerçekten?
Uyursam Geçer Mi? parçası yorgun hissettiğimiz bir dönemin içinden geçerken bir akşam üzeri, içten anlık bir söylenişle vokalimiz Sava‘nın “Çok yoruldum Barış, uyursam geçer mi?” hayıflanışıyla başlayan bir süreç oldu. Parça hayalde tasvir edilen bir kurtarıcıya sesleniyor, sığınılacak bir omzun arayışındaki ruh hallerini yansıtıyor. Dinleyiciler tarafından herkesin kendinden bir yan bulması çok mutlu eden bir duygu oldu bizim için herkese tekrardan çok teşekkür ederiz. Bu sorunun cevabını belki hiçbir zaman bulamayacağız ama sorunun içinde bir umut var, oraya kapılıp ilerlemesi en iyisi.
Hepimizi etkileyen bu pandemi sürecinin sizlere nasıl etkileri olduğunu da merak ediyoruz. Sizce sizin müziğinize artıları ve eksileri neler oldu? Şahsen ben keşfetmeye fırsat bulamadığım birçok sanatçıyı dinleme şansı yakaladım ki siz de onlardan birisiniz. Yani aslında kendi kendimizi eve kapatmanın biz dinleyiciler açısından böyle bir faydası oldu fakat siz neler düşünüyorsunuz bunun hakkında?
Herkesi etkileyen bu süreç kişisel olarak ele aldığımızda daha çok kendimizle baş başa kalmamıza neden oldu, doğal bir sonuç olarak. Bu atmosfer de söz yazmak ve yeni bestelerin temellerini atmak için gerekli koşulları olgunlaştırdı. Üretkenliğimizin arttığı bir süreç oldu, şarkılar birikti. Herkes gibi biz de daha çok izledik, dinledik ve okuduk. Farklı yaratım süreçlerini takip ettik. Bu beslenme hali ve zaman rahatlığı müziğimize bahsettiğimiz gibi üretim açısından pozitif bir katkı sağladı fakat sahneden sevdiğiniz uğraşı icraa etmekten uzak kalmak her müzisyen gibi bizi de üzüyor, eksik kalmış hissettiriyor gerçekten de. Sahneli günleri bekliyoruz. Dinleyiciler açısından yeni keşifler yapacak ortamı bulmalarını keyifle karşılıyoruz. Farklı müzikler dinlemeleri önemli bir nokta. Bu durumun getirdiği dinamiklik umut verici.
Gülce Duru, Can Ozan gibi birçok harika sesle ortak işler çıkardınız yakın zamanda. Ufakta başka işbirlikleri de var mı sizin için?
Müzikal birliktelikler olacak. Şimdiden paylaşması erken olacaktır. Heyecanlandığımız bir konu başlığı olduğunu söyleyebiliriz.
En son çıkan parçanız Dünya Batıyor’la da çok daha geniş bir kitleye hitap etmeye başladığınızı tahmin ediyorum. Peki siz şu an hayalini kurduğunuz noktanın neresindesiniz? Beklentilerinizi ne kadar karşıladı ya da hayal ettiğimizin çok üstünde diyebilir misiniz?
Olması gerektiği gibi ilerleyen bir sürecin içinde olduğumuzu düşünüyoruz. Bu yolculuğun her aşaması çok öğretici. Keyifli ve maceralı bir yolculuk.
Dünya Batıyor’dan bahsetmişken, klibi de en az şarkının kendisi kadar güzel. Tahmin ediyorum ki izleyen herkes beğenmiş ve kendi hikayesini yazmıştır klibin üstüne, fakat bu kliple siz hangi hikayenizi anlattınız? Paylaşmak isterseniz, eminim ki sizin hikayenizi bilmek, herkesi klibi bir kez de farklı bir bakış açısıyla dinlemeye yönlendirecektir.
Klip bir arayış hikayesini anlatıyor. Hayatımızda bulmak isteyeceğimiz çıkış yollarının arayışı bu. “Dünya Batıyor” derken kastettiğimiz şey elbette ki Dünya‘nın fiziki batışı değil. Parça iç dünyalarımızın batışını anlatıyor ve bu batıştan bizi kurtaracak olan şeyin yine kendimiz olacağını anlatıyor. Klibin en sonunda söylenen “Yıldızlar benim kadar sevmiyor seni” cümlesini dinleyen biri bir sevgiliye, eşe, dosta olarak söylenmiş kabul edip böyle içselleştirebilir tabii ki... Fakat biz o sözü aslında kendimize söylüyoruz. Kendimizden kendimize diyoruz, yıldızlar benim kadar sevmiyor seni... Yani klip kendisiyle barışmaya çalışan bir insanın hikayesini anlatıyor. İç dünyamızın batışından bizi kurtaracak olan şeyin yine kendimiz olacağını hatırlatıyor. Ancak kendisiyle barışmış bir kişi aydınlığa çıkabilir. Bunu her düştüğümüzde tekrardan tekrardan hatırlamamız gerekiyor.
Son olarak da buradan sizi dinleyen herkese söylemek istediğiniz bir şeyler, önermek istediğiniz şarkılar, hayat tavsiyeleri her ne varsa birkaç şey paylaşırsanız çok sevinirim.
Kendinizi mutlu hissedeceğiniz uğraşların peşinden gidin.
Bu bir soru değil ama eklemek isterim ki umarım her şey sizin için çok güzel olur ve bu yeteneğinizin, emeğinizin karşılığını alırsınız. Çok güzel günler diliyorum, heyecanla yeni projelerinizi bekliyorum!
Çok teşekkür ederiz! Naif cümlelerin ve temennilerin için :’). Sevgiyle...

Eskitilmiş Yaz'a ilgiyle verdikleri tüm cevaplar ve ayırdıkları vakit için buradan da teşekkür edip sizi sosyal platformlardaki profilleriyle baş başa bırakıyorum: