2019 yılında kurulan Nor Design, minimalist bir yaklaşımla modern ve konforlu iç mekanlar yaratmayı hedefliyor. "Bir ofis kurma fikri beni her zaman heyecanlandırıyordu. Çeşitli deneyimler kazandıktan sonra 2019 yılında kendi ofisimi açma kararı aldım. Nor Design aslında birçok disiplinin bir arada olduğu bir tasarım ofisi. İç mimarlık, peyzaj mimarlığı ve restorasyon alanlarında da faaliyet gösteriyoruz." sözleriyle kurucusu olduğu markayı tanımlayan Ari Şahsuvaroğlu'na Wociety ekibiyle gerçekleştirdiği bu keyifli röportaj için teşekkür ederiz.
1. Ari Şahsuvaroğlu kimdir?
Sanatın çeşitli alanlarına karşı ilgim ufak yaşta başladığı için lisede tercihimi Pera Güzel Sanatlar Lisesi, Resim bölümünden yana kullandım. Sanata olan ilgimin temeli o yıllara dayanmaktadır. Lise eğitimimden sonra, Işık Üniversitesi, İç Mimarlık bölümüne giriş yaptım. Üniversitedeki ikinci yılımda Endüstriyel Tasarım bölümünde yan dal yapmaya başladım. Üniversite dönemimde iç mimarlık alanında çeşitli firmalarda ve iş kollarında staj ve iş deneyimleri yaşadım. Bunlardan biri Metal Yapı firması ile İrlanda, Dublin havaalanında gerçekleştirdiğim iş deneyimimdir. Burada havaalanı gözlem kulesi inşaatının şantiyesinde yer aldım. Bunun dışında birçok mobilya ve iç mimarlık firmasında çalışma deneyimi yaşadım. Üniversite yıllarımı, hep kendimi mesleki açıdan nasıl daha fazla geliştirebilirim diye düşünerek geçirdim ve hep bu doğrultuda ilerlemeye özen gösterdim.
2. Nor Design markasını kurma sürecinizden bahseder misiniz?
Her zaman kendi ofisimi açıp bireysel olarak çalışma hayalim vardı. Ama karşıma çıkan fırsatlar doğrultusunda hayal ettiğim şeyin, aklımdaki zamandan biraz daha erken gerçekleştiğini söyleyebilirim. Üniversiteden mezun olduktan birkaç ay sonra ilk etapta bireysel olarak ilerleme kararı aldım. Bu kararı aldıktan kısa bir süre sonra bir işveren tarafından konut projesi yapmam istendi. Aslında bu şekilde, tam anlamıyla bireysel iş yapmaya ve Nor Design’ın temellerini atmaya başladım. Bir ofis kurma fikri beni her zaman heyecanlandırıyordu. Çeşitli deneyimler kazandıktan sonra 2019 yılında kendi ofisimi açma kararı aldım. Nor Design aslında birçok disiplinin bir arada olduğu bir tasarım ofisi. İç mimarlık, peyzaj mimarlığı ve restorasyon alanlarında da faaliyet gösteriyoruz.
3. Genç bir girişimci olarak marka kurma sürecinde ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
Aslında marka kurma süreci kendiliğinden gelişti diyebilirim. Bahsettiğim gibi, her zaman kendi firmamı kurma fikrim vardı; karşıma çıkan fırsatları değerlendirmem sonucunda temellerini attım. Marka kurma sürecinden çok, firmanın sektörde kalıcı bir yer edinmesi beni daha zorladı diyebilirim. İlk etapta zaman zaman endişeleniyordum ama hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmadan hedefe doğru ilerledim. Ne yapmak ve nerede olmak istediğinizi bildiğinizde yolda kaybolma ihtimaliniz de azalıyor.
4. Tasarımlarınızda minimal bir tarz benimsediğinizi görüyoruz. Kendi tasarımlarınızı ve tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Yalın ve minimal diyebilirim. Aslında kendimi İskandinav tarzına daha yakın hissediyorum. Yaptığım renk ve malzeme seçimleri ile sakin ve dingin alanlar yaratmayı tercih ediyorum. Genelde tasarımlara ‘’less is more’’ mantığında yaklaşmaya özen gösteriyorum; biçim ve form arayışlarında geometrik şekillerden yararlanıyorum. Bu sayede ortaya çıkan nihai tasarımlar ortak bir üsluba sahip oluyor.
5. İç mekân tasarımında olmazsa olmazınız nedir?
Benim için bir projede olmazsa olmaz yok. Çünkü bu şekilde düşünmenin sizin yaratıcılığınızı kötü yönde etkilediğine ve sizi sınırlandırdığına inanıyorum. Her projede fark yaratmak ve yeni bir şey keşfetme arzusu hep ağır basmakta. Bir de projelerin kendi içerisinde değerlendirilmesinden yanayım. Proje ile ilgili bilmeniz gereken verilerin tamamını bilmeden tasarımla alakalı bir çalışma yapmak hatalı bir yaklaşım olacağından, bir projeye başlarken tasarımı şekillendirmeden önce “ne için yapılacak, kim için yapılacak, nasıl yapılacak” gibi soruların cevaplarını bulduktan sonra o konuda çalışmaya ve araştırmaya başlıyoruz.
6. Bir projede tasarım süreci nasıl işliyor? Projenin en hassas noktası nerede başlar?
Her projenin başında tasarım sürecine başlamadan önce “nasıl bir önceki projeden daha ileriye gidebiliriz” diye düşünerek işe başlıyoruz. Sonrasında işverenin istekleri doğrultusunda ihtiyaçları tespit edip tasarım sürecine başlıyoruz. Bir projenin tasarım süreci aslında her aşamada devam etmektedir. Tasarım ilk etapta form arayışları ile başlıyor. Ardından malzeme ve renk seçimleri ile tasarım sürecini sürdürüyoruz. Siz tasarıma bitti gözüyle baksanız dahi mutlaka aklınıza farklı bir fikir geliyor ve sürekli ortaya çıkardığınız işi geliştirme arzusu doğuyor.
7. Sanatın birçok dalıyla ilgileniyorsunuz. Bunun iç mimar kimliğinize faydaları nelerdir?
Sanat, yaratıcılığın çok yoğun olduğu bir alan… Farklı sanat dallarına ilgi duymak, daha farklı düşünmenin yollarını açıyor. Daha iyiye ulaşmanızı sağlıyor. Ben çok ufak yaşlardan itibaren müziğin bir çok dalına karşı ilgi duydum ve haşır neşir oldum. Şu anda da caz müziğe olan ilgim doğrultusunda trompete yoğunlaşmış durumdayım. Bu tarz bir hobiye sahip olmak benim yaratıcılığımı ve üretkenliğimi doğru orantılı olarak etkiliyor. Hem işimi hem de hobilerime ayırdığım zamanı dengede tutmaya çalışıyorum.
8. Size göre mimarlıkta ve/ya tasarımda yeni nedir? Fark yaratacak bir proje nasıl tasarlanır?
Benim için yeni, yapılmamış olanı yapmak ya da yapılanın dışına çıkmaktır. Yapmış olduğum projelerde sürekli bu konuyu irdeliyorum. Her ne kadar zaman zaman yapılabilecek tüm tasarımların veya fikirlerin tüketilip hayata geçtiğini düşünsek de aslında farklı ve yeni olanı yaratma konusu, sürekli irdelenmesi ve sorgulanması gereken bir konu. Bence mimarlıkta ve tasarımda yeni, uçsuz bucaksız bir konu... Mimarlık ve tasarımda yeniyi yaratmak aslında malzeme, form ve biçimi arayarak ortaya çıkmaya başlıyor. Üretilen ve keşfedilen yeni malzemeler size bu kulvarda bir alan açıyor. Örnek vermek gerekirse, mimaride çelik olmadığı dönemde belirli açıklıkları geçebilmek için yapılarda kemer kullanılıyordu. Fakat, Sanayi Devrimi ile birlikte çelik hayatımıza girdi ve şu an çelik kullanılıyor. Fark yaratacak bir proje konusu çok fazla etüt yapmaktan geçiyor. Projenin özgün ve kişiye özel olması benim için hep bir kriter. Projelerin çözüm noktasında işlev ve tasarım her zaman ilk plandadır. Tasarımlarda tümevarım yöntemi ile ilerliyoruz.
9. Yakın gelecekte planladığınız ne gibi projeler mevcut?
Nor Design olarak 2021 yılı hedefimiz, daha büyük ölçekli projeler içerisinde yer alarak konsept işler yapmak. Yeşilköy’de iki bloklu yeni bir projemiz var, onun hazırlıkları içerisindeyiz. Bir diğer isteğim ise mobilya alanında da aktif bir şekilde üretken olmak. Uzun zamandır üzerinde çalıştığımız yeni bir mobilya koleksiyonu hazırlığı içerisindeyiz ve bu koleksiyonun, Nor Furniture adı altında bu yıl bitmeden sektördeki yerini almasını hedefliyoruz.
Yorum Bırakın