Advertisement Tracker

Akıp Giden Bataklıkta Yıldızlara Bakan Biri: Oscar Wilde

Akıp Giden Bataklıkta Yıldızlara Bakan Biri: Oscar Wilde
  • 15
    0
    1
    0
  •  

    Oscar Wilde, genç Victoria döneminin ses getiren sanatçılarından biridir. Gerek sansasyonel hayatı gerek de yapıtlarıyla adından söz ettiren biridir. Anne ve babasının kitaba olan düşkünlüğü sayesinde küçüklüğünden itibaren kitaplarla büyüyen Oscar Wilde, okuldayken en iyi öğrenci ve en iyi çizim yapan öğrenci ödülünü kazanmıştır. Başarılı bir hayata atılan Oscar Wilde'ı etkileyen ilk olay kendinden 3 yaş küçük olan kardeşinin ölümü olmuştur. Kardeşinin saç tellerini hayatı boyunca bir zarfta saklamıştır.

    Yazar, akademik olarak mükemmel bir çizgide ilerlemiş ve bu mükemmeliyet yazım hayatını da etkilemiştir. 

    Yapılan iyi işler, çoğu zaman insanlar tarafından övgü görmez, dışlanır, küçümsenir. Oscar Wilde da bu iyi işlerin mimarlarından biri aslında. Mükemmel bir akademik hayatına ve ortaya koyduğu üst düzey eserlerine rağmen insanların "ahlak anlayışlarına" kurban giden bir sanatçı.

    Sanat, insanın kendini özgürce ifade edebildiği tek alan belki de. Ortaya konulan eserler insanın elinden çıkabilecek en güzel şeyler. İnsan silah tutmak yerine kitap tutabilseydi ve sanatçıya hak ettiği değeri verebilseydi her şey bambaşka olabilirdi. 

    Oscar Wilde, Lord Alfred Douglas ile yaşadığı eş cinsel ilişki ile hatırlanır.

    Bu ikili arasındaki romantik ilişkiyi Wilde'ın Douglas'a yazdığı bir mektuptan da anlayabiliyoruz. Mektupta "Benim sevgili oğlanım, sensiz yaşayamam. Çok sevimlisin, çok harikasın." yazıyor. Eserlerinde de homoerotizm ögelere rastlayabiliyoruz ki en önemli örneği "Dorian Gray'in Portresi" adlı eserinin sansürlenmesi. Günümüzde bile birçok yayınevinde hala sansürlü olarak basılıyor...

    Oscar Wilde ve Alfred Douglas'ın yaşadığı ilişkiyi Alfred'in babası öğrendiği Zaman Oscar Wilde için sancılı günler başlamış oldu. Babası oğluna bir mektup yazarak ondan iğrendiğini söylemiş fakat fazla dindar olduğu için aile adı uğruna Oscar Wilde'ın peşine düşmüştür.

    John Douglas (Alfred Douglas'ın babası) Oscar Wilde'ı sapkınlıkla suçlamış ve ona açtığı davayı kazanmıştır. Wilde, ahlaksızlık sebebiyle tutuklanmıştır. 2 yıl boyunca hapishane hayatı yaşayan Oscar Wilde, bu iki yıl boyunca hem fiziksel hem de duygusal olarak zedelenmişti. 

    Hapisten çıktıktan sonra yıpranmış ve sefil bir haldeydi. Hallkın ona duyduğu nefret sebebiyle C 3 3 adıyla "Reading Zindanı Baladı" eserini yayımlayabildi. Bu isminin anlamı ise Reading Hapishanesinde kaldığı C blok 3.kat ve 3.hücreydi. Yaşadıklarına rağmen böyle bir eserle dönmesi bize ne kadar büyük bir sanatçı olduğunu tekrar gösteriyor. Zira bu eser belki de çoğu insanın Ezel dizisiyle tanıdığı "Herkes Öldürür Sevdiğini" dizelerinden başkası değil...

    • "Kimi aşk kısadır, kimi aşk uzundur
    • Kimi satar kimi de satın alır;
    •  Kimi gözyaşı döker öldürürken;
    • Kimi kılı kıpırdamadan öldürür;
    • Çünkü herkes öldürebilir sevdiğini
    • Ama herkes öldürdü diye ölmez."

    Fransa'ya sürgüne gönderilen yazar, zaman zaman arkadaşlarında zaman zaman da ucuz otellerde kalarak yaşamını sürdürdü. Bu dönem Alfred ile görüşse de bu görüşme uzun sürmedi. "Varolan her kusuruz şeyin ardında acılar gizliydi. En sıradan çiçeğin açması için bile çile çekmesi gerekiyordu sanki." sözleri, bu dönemde neler yaşadığını öğrendiğimizde daha da anlam kazanıyor adeta.

    Yaşadıkları yazım hayatına ve yaşamının özüne bir darbe gibi inse de çevresi tarafından saygınlığını yitirmedi. Dorian Gray'in Portresi ile yerden yere vurulsa da eserlerinin arkasında durmaktan asla vazgeçmedi. İnandıklarını savunmaya devam etti. "Ahlaksız olarak nitelendirilen kitaplar, dünyanın utancını bizlere gösteren kitaplardır."

    Günümüzde bu çabaları değer gördü fakat ne yazık ki o bunları göremedi. Hayatının son dönemlerini beş parasız şekilde Paris'te geçirdi. Çocuklarını görmesine izni yoktu hatta çocuklarının soyadları bile değişmişti. Alfred'den maddi yardım isteklerine geri dönüş alamıyordu. Hapishanede kaptığı enfeksiyon sebebiyle de zor bir dönemden geçen yazar henüz 46 yaşında bir otel odasında hayata gözlerinin yumdu. 

    Yazarın ölümüyle ilgili çoğu insan intihar ettiğini düşünüyor. Otelin duvarında ise "Ya duvar kağıdı gider, ya ben" yazdığı biliniyor.

    Edebiyat dünyasına adını altın harflerle yazdırmış olan Oscar Wilde, günümüzde gereken değeri görmüş olsa bile onun bunu görememiş olması canımızı yakıyor.

    Oysa kendi yaşadığı dönemi ve belki de günümüzü bile tek bir söz ile özetleyebilmiş Wilde: "Sadece aptalların ciddiye alındığı bir dönemde yaşıyoruz. O halde 'Beni anlamıyorlar' diye üzülmek niye?" 

    "Akıp giden bir bataklıktayız hepimiz, ama yıldızlara bakıyor bazılarımız." Bu bataklıkta yıldızlara bakmayı asla ihmal etmeyin. İyi ki geçtin bu dünyadan Oscar Wilde !

     

     

    Kaynak: 1 , 2 


    Yorumlar (1)
    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.