Türk Ve Batı Kültürlerinden Etkilenen Harika Çocuk

Türk Ve Batı Kültürlerinden Etkilenen Harika Çocuk
  • 6
    0
    0
    0
  • 6 Aralık 1770 dünyaya gelen 26 Mart 1827’de hayata gözlerini yuman en önemli Alman bestecilerden biri olan Ludwig van Beethoven, klasik müziğin dev isimlerindendir. Babasının Bonn Prensliği Sarayı’nda tenor olması nedeniyle erken yaşta müziğe başlamış ve ilk konserini sekiz yaşında “klavsenist” olarak vermiştir.  Müzikal yeteneğini keşfeden babası, Leopard Mozart’ın oğlu Wolfgang’la yakaladığı başarıdan esinlenerek, halka verdiği konserlerdeki duyurularında onu “harika çocuk olarak tanıtmıştır. Ayrıca, klasik müziğin üç büyük ustalarından, Bach ve Brahms ile 3B olarak tanınır.

    Klasik dönemin sonu ve Romantik dönem arasındaki geçiş devrin en önemli figürlerinden olan Beethoven, Bonn’da “Aydınlanma” (Die Aufklärung) düşüncesiyle yapılan sanatsal ve kültürel reformlardan etkilenmiştir. Yaşamı boyunca ahlak, kardeşlik, özgürlük temalarını eserlerinde ele alan Beethoven, bir tanesi opera (Fidelio) olmak üzere, oda müzikleri, liedler, konçertolar, uvertürler otuz iki piyano sonatı ve senfoniler bestelemiştir.

    Beethoven, Fransız Tüccar Jean Antoine de Loir’un 1654 yılında İstanbul’da dinlediği parçalardan ilham alarak ve aynı zamanda, Mevlevi Müziği’nden esinlenerek “Derviş Korosu” adlı eserini bestelemiştir. 1808’de Türk Müziği’ne duygu ilgi daha da artmış, 1811 yılında “Atina Harabeleri” isimli eserini yapmıştır. Mozart’ın Türk Marşı’nı dinledikten sonra, eserin içerisindeki bir bölüme “Türk Marşı” yazmıştır. 1822 yılında da Quartet için “Marcia Alla Turca” yı bestelemiştir. 

    Mozart, kısa bir süre Beethoven’ın da öğretmenliğini yapmıştır. Beethoven, Mozart için şunları söylemiştir: “Hayatım boyunca, kendimi Mozart’ın büyük hayranları arasında saydım ve son nefesime kadar da öyle kalacağım".

    Klasik dönemin, en önemli bestecilerinden biri olan Beethoven, erken yaşta başladığı müzik eğitimi sonrasında, çok çalkantılı ve kısa denilebilecek bir yaşam sürmüştür. Mozart, 1787 yılında, Viyana’ya gelen genç Beethoven’in bir bestesini dinledikten sonra şöyle demiştir; Bu adama dikkat edin, o günün birinde dünyada kendisinden söz ettirecektir”.

     

    Beethoven, “Beşinci Piyano Konçertosu’nu, Fransız işgali altındaki Viyana’da yazmıştır. Fransızlar, kenti kuşattıklarında bombardımandan etkilendiği, günlüğüne not eden Beethoven, bu şartlar altında yazmış olduğu eserini, Arşidük Rudolp’a ithaf etmiştir. Beethoven’in sağırlığı nedeniyle çalamadığı konçerto, ilk kez Leipzig’de 28 Kasım 1811’de piyanist Friedrich Schneider ve Johann Philipp Chritian Schulz yönetimindeki, Gewandhaus Orkestrası tarafından seslendirilmiştir.

    Platon’un “Devlet adlı eserinden etkilenerek 9. Senfoni’yi bestelemiştir. Alman yazar ve şair Friedrich Schiller’in “evren, sevgi ve yaradılış” temalarını ön planda tuttuğu An die Freude” şiirini, eserin sonunda solo ve koro şeklinde kullanmıştır. Beethoven, 9. Senfoniyi bestelemeden önce, Viyana’da, mehter müziğini dinleme fırsatı bulmuştur. Mehter takımının zafer ve yenilmezlik kavramlarından etkilenerek son bölümü biçimlendirmiştir.  “Alman Senfonisi, ya önce varyasyonlu bir başlayışı koro izleyecek, sonra esere girilecek ya da eser varyasyonsuz olacak, senfoninin sonu Türk müziği ve koro ile bitecek. demiştir.

     

    Kaynak:

    Vural, Timur. “Ludwig van Beethoven’ın Op. 21 numaralı Senfonisinin Orkestra Şefliği tekniği Açısından İncelenmesi”, Journal of New World Sciences Academy

    Atalar, Cevad Mehduh. “On beşinci Yüzyıldan Bu Yana Türk ve Batı Kültürlerinin Karşılıklı Etkileme Güçleri Üstüne Bir İnceleme”


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.