Türk Müziği'nin Batı'ya Etkisi

Türk Müziği'nin Batı'ya Etkisi
  • 3
    0
    0
    0
  • Osmanlı İmparatorluğu yüzyıllar boyunca Avrupalı devletlerle siyasi, ekonomik, kültürel ve sanat alanlarında etkileşim içinde olmasıyla birlikte müzik alanında da birçok yönden etkileşim içinde olmuştur. Osmanlı ordusu ile elçi alaylarında yer alan mehter takımlarının oluşmasıyla, Avrupa’da derin izler bırakmıştır. “Alla Turca (Türk tarzında) terimi de bu tesir sonucunda doğmuştur. Alman besteciler, “Yeniçeri Müziği (Janitscharenmusik)” adını verdikleri, Osmanlı askeri musikisini hatırlatacak unsurlara, eserlerinde yer vermişlerdir. II. Viyana Kuşatması (1683) sonrasında akıllara kazınan Mehter takımının müzikleri yeniden çalınmak istenmiştir. İlk önce Türk müziğinde en yaygın kullanılan, davul, zil, nakkare ve üçköşe orkestraya eklenmiş daha sonrasında senbal, triangle timpani dahil edilerek zenginleştirilmiştir. 

    Mehter” kelimesinin kökeni, Farsça’dır. Farsça’da “daha büyük, en büyük” anlamına gelen “mih-ter” kelimesinin Türkçeleştirilmiş şekli “mehter”dir.  Osmanlı saray teşkilatında, mehterhane de denilen musiki tanımının adıdır. Ayrıca, mehterhane teşkilatında görevli kişiye verilen isimdir. Mehter teşkilatının geçmişi, Türk ve İslam tarihinin en eski devirlerine kadar gitmektedir. Fakat “mehter” ve “mehterhane” terimlerine ancak XVI. yüzyıl Osmanlı belgelerinde rastlanır. Türk askeri musikisine dair ilk bilgiler, VIII. Yüzyıla ait Orhun kitabelerinde bulunmaktadır.
     
    Batı’da Mehter müziği ve onun benzerleri, “Yeniçeri Müziği” olarak adlandırılmıştır. Osmanlı Devleti’nde, mehterhane teşkilatının kuruluşu hakkında kesin bir bilgi yoktur. 1330lu yıllarda ilk resmi mehter takımının oluşturulduğu tahmin edilmektedir. Bu teşkilâta dair ilk gelişmenin, Fatih Sultan Mehmed döneminde gerçekleştirildiği söylemek mümkündür. Mehterhaneler, Osmanlılar döneminde müzik eğitimi veren konservatuvar niteliğindeki okullardan birisiydi. Burada, mehteranlara müzik eğitimi, “meşk” adı verilen ve ustadan çırağa “ezber usulüne” dayalı bir metot ile yapılmaktaydı. 

    Mehter teşkilatlarında hiç değişmeyen ve geçmişten günümüze kadar gelen müzik aletleri “kös, davul, zurna, boru, zil, nakkare, çevgân” isimli çalgılardır. Bunlar içerisinde, “boru” hariç diğerlerinin formlarında fazla bir değişiklik olmamıştır. Mehter takımında mevcut olan her sazın, adetinde “kat” adı verilir ve o dönem de takımın büyüklüğü katara ifade edilirdi. Önceleri, dokuzar adet davul, zurna, boru, zil, nakkare, çevgândan meydana gelenve padişaha ait olan en büyük takıma “dokuz kat mehter” denilirdi. XVII. yüzyılda ise on iki kata çıkarılıştır.

    Mehterler, muharebe başladığında, askerin cesaretini arttırmak ve düşmana korku vermek için daha büyük bir coşkuyla çalardı. Mehter takımı, ordunun geri çekilme ve hatta bozgun hallerinde bile, görevini sürdürür ancak en son birlik geri çekildikten sonra yerini terk ederdi. Bundan mehterler, II. Viyana Kuşatması bozgunu sırasında en son savaş meydanını ter ettikleri için müzik aletleri düşman tarafından ele geçirilmiştir. Bugün, çeşitli Avrupa müzelerinde sergilenmektedir. Mehterhane, Türk elçilik heyetlerinin ayrılmaz simgelerindendi. Dünya müziğinde önemli bir yere sahip olan besteciler de, Mehter’den etkilenmiş ve Türk kültürüne ait motifleri, eserlerinde kullanmışlardır. Mozart’ın, mehter müziğini harp meydanında değil de ancak Viyana’da Türk elçilik heyetlerinde yer alan mehter takımından dinlediği bilinmektedir. Mehter müziğinin temeli monofobik yapıdadır. Mehterin etkileri, Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma Operası’nın, giriş ve kapanış sahnelerinin fon bölümlerinde görülmektedir. Türk Müziği’nin çalgılarından olan ağır davullar, ziller ve üçgen kullanımının yoğun olduğu parçada koronun eşlik ettiği kısımlarda da Türk etkisinin olduğu düşünülmektedir. Bu çalgıların batı müziğinde kullanılmalarıyla “Türk Rengi” kavramı ortaya çıkmıştır. Araştırmalara göre; Mozart, Yeniçeri Korosu’nu; canlı kısa ve Viyanalıları memnum etmek için yazılmış olabilir” demiştir. Uzmanlara göre, Viyanalılar, diğer milletlere nazaran Türk kültürüyle oldukça ilgilidir. Mehter Müziği, milli duyguları taşımakla birlikte, canlı ve gösterişli nağmelerle askerler üzerinde ve Osmanlı İmparatorluğu’nun zaferlerinde etkili olmuştur. Mehter Takımı’nın repertuvarında XIX. yüzyılın başlarına ait besteler bulunmaktadır. Günümüzde Mehter, ülkemizde dünyanın farklı bölgelerinde ve İstanbul Askeri Müze’sinde de haftanın belirli günleri konser vermektedirler.



     

     


     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.