Kafka'ya Mektuplar X

Kafka'ya Mektuplar X
  • 6
    0
    0
    0
  • Çok, çok sevgili Kafka,

    Kalbim ne zaman sıkışıverse bu deftere çarpıyor gözüm. Bazen cesaret edemiyorum kapağını açmaya. İnsanın kendi inancıyla savaşması, ona direnmesi çok zormuş. İlk defa bir şeylere inanmaya başladığımda farkettim. İnanmak başarmanın yarısı değilmiş, başarmakmış. Böyle bir zafer ikiye bölünerek küçümsenemez. Nasıl başardınız bilmiyorum. Nasıl bu kadar uzak, hayatımın içine ayak basmamış ve görmemişken, nasıl fethettiniz hayatımı? Kalbimdeki o ayrı odacığa nasıl oturdunuz? Hayatınıza sızma hakkını bulmamalıyım kendimde, ama bana hak verin. Bir yokluğa hayran olmak kaçınılmazdır. Bütün o çirkin, kokuşmuş, yapma gerçeklerin içinde insanın nefes alabilmesi için birtakım güzellemelere ihtiyacı var. Ben küçücük ömrümde böylesine korkunç gerçek bir güzelleme görmedim. Bir daha da görmem muhtemelen, bütün ihtimalleri sizinle harcadım. Bu cümleler bir pişmanlık belirtisi değil fakat hala uyuyamıyorum. Deniyorum, olmuyor. Deniyorum, olmuyor. Olmayacağını kabullenmek de insan yanımın gücüne gidiyor. Bu sebepten taze tutuyorum umutlarımı. Dalların yeşereceğine inanmazsam meyvesini hiçbir zaman tadamam. Hayatın acı tadı umurumda değil, bir gün tatlı yerini bulup ısıracağım.

        ''Güzel olan her şey gizde saklıdır ve gerçek olan henüz bize değmemiştir.''

    Bugün bir aşk daha öğrendim. Yeni bir şey öğrenmenin tatlı telaşıyla elim kolum yine sana geldi. Halil Cibran ve May Ziyade. Birbirlerini hiç görmemişler, seslerini hiç duymamışlar. 19 yıl boyunca, Cibran ölene kadar bu böyle devam etmiş. Bu bizim çok üstümüzde değil mi? Fakat hakkımızı yedirmeyeceğim, yolu yarıladık sayılır. Yol biraz geniş bir kavram oldu ama yolun ortasında tek başıma duruyor olsam bile; sen kalbimdesin. Sevgiden bahsediyoruz, daha çok sevgiden. Kim bana bir söz vermeden bile senin kattığın sevgiyi katabilir ki? Hayır aşktan bahsetmiyorum. Yeryüzünde hiçkimsenin senin bana öğrettiğin gibi aynaya bakmayı sevdirebileceğine inanmıyorum. -bırak dağınık kalsın saçların- Olmayacak bu. Sahi, ne yapıyorsun? Eminim ki iyisin. İyi olmalısın çünkü bir insanın hayatını bir sebebe bağlamanın gururu olmalı içinde. Bak, sen var ettin beni. Kafamdaki bütün cümlelerin altında senin imzan var. Bunun gizi beni ne kadar muzip bir hale getiriyor bilemezsin. Küçük oyunlar oynuyorum herkese. O, demiyorum. Ondan öğrendim demiyorum. Dersem koşa koşa sana gelirler. Oysa ben sana ulaşan yolun her zaman sakin ve temiz kalmasını istiyorum. Konu sen olunca nasıl hem bu kadar iyi, hem de bu bencilliklere sığınacak kadar kötü olabiliyorum aklım almıyor. Affet beni, ben de herkes adına senden af dileniyorum. Açık bir yaranı görmeye katlanamam. Yalvarıyorum, affet ve kapat o yarayı. İzlerini de dert etme, biliyorsun en çok onları seviyorum. Burada anahtar kelime şefkat. Sana yemin ederim bu dünya üzerinde şefkatli bir insandan daha yüce bir şey bilmiyorum. -sen bir müstesnasın- İletişim azaldıkça cümleler daralıyor Kafka, ama bu iyi bir şey de olabilir. Bir yerde okumuştum, laf uzadıkça anlam geriler diyordu. Saygı duyup uzatmayacağım ben de. Bir günahın varsa da senin için bel el açacağım, bunu hiç unutma.

    Beni hiç unutma.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.