Atatürk'ün sanata verdiği önem ve sevdiği şarkılar.

Mustafa Kemal Atatürk müzik ve sanatın her çeşidine ilgi gösteren büyük ve eşsiz bir devlet adamıydı. Çocukluğunda itibaren sanata ilgi duymuş ve sanatın tiyatro, bale, edebiyat, heykeltıraşlık, mimari, resim, müzik gibi sanat gibi dallarıyla ve sanatçılarıyla çok yakından ilgilenmiştir. Edebiyat ve şiire büyük bir yakınlığı vardı ve okuduğu kitap sayısı 4000 civarı olduğu tahmin edilmektedir.

"Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu anlatım sözle olursa şiir, ezgi ile olursa müzik, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur."

Sanatın bir toplumun ilerlemesindeki önemin ve vazgeçilmezliğinin bilincinde olan Mustafa Kemal Atatürk her birimizin bildiği şu sözü ile akıllara kazınmıştır:

"Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir."

Şarkı ve türküleri dinlemekten büyük bir zevk alan Mustafa Kemal Atatürk, zaman zaman okunan şarkı ve türkülere eşlik etmiştir. Atamız askeri ataşe iken Sofya’da görevli bulunduğu dönemde çok sesli müziğe ilgi duymaya başlamıştır. Klasik müzik konserlerine ve operalara gitmiştir ve bu müzik türlerini tanıma fırsatında bulunmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra ise halkımıza bu çok sesli müziği sevdirmek için de önderlik etmiştir. Atamızı en çok etkileyen şeyse eğitimli bir şekilde yapılan musikiydi.

Atamızın gönlünde müziğin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Müziğin önemini ise şu sözleriyle ifade etmiştir:

"Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar, insan değildirler. Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat zaten mevcut değildir: Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir."

Yapılacak inklapların başarıya koşmasında müzik alanındaki gelişmelerini de ölçü gösteren Atatürk, bu konu hakkındaki düşüncesini şu sözleriyle ifade etmiştir:

"Osmanlı müziği, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki büyük devrimleri söyleyecek güçte değildir. Bize yeni müzik gereklidir. Bu müzik, özünü halk müziğinden alan çok sesli bir müzik olacaktır." "Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir."

Mustafa Kemal Atatürk Türk müziğinin evrensel müziklerdeki yerini bir an önce alması için büyük bir önderlik etmiştir. Müzik eğitimi görmeleri için birçok sanatçımızı Avrupa’ya eğitime göndermiştir. Ankara'da Musiki Muallim Mektebi (Zamanla Ankara Devlet Konservatuarına dönüşmüştür.) ile İstanbul'da Sanayi-i Nefise mekteplerinin açılmasını sağlamıştır. Bu konu hakkındaki düşüncesini ise şu sözleriyle anlatmıştır:

"Ulusal ince duyguları, düşünceleri anlatan yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce genel son musiki kurallarına göre işlemek gerektir. Ancak bu sayede Türk ulusal musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir."

Türkiye’de bir opera kurulmasını isteyen Atatürk Viyana’da bulunan Max Reinhard’ı davet etti. Ve ona hazırlattığı raporu inceleyip üzerine “Bu raporu esas tutalım” diye not düşmüştür. Bu raporun içeriği ise müziğimiz ile alakalı “Türk halkı, dünyanın en eski kültür milletlerinden biridir. Milletin özel bir musiki zevki vardır. Bu zevk zamanla aşınmış olabilir. Türk halk melodilerinin ileri ve üstün kıymetleriyle saray musikisinin monoton havasına rağmen, zengin kaynağını, bu işle biraz meşgul olmuş her yabancı kolayca anlayabilir.” gibi bir bölümde vardır. Böylece sanata ve sanatçıya, toplumumuzu medeni ve çağdaş seviyeye çıkartmak için verdiği önem oldukça belirgindir.

"Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve uğraşlardan sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır." "Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkar olamazsınız."

Peki Atamızın dinlemekten keyif aldığı müzikler hangileriydi?

1. Safiye Ayla - Yanık Ömer